"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasal İslâmın yanlışları

M. Ali KAYA
22 Ağustos 2015, Cumartesi
Dini gönüllerde baskı aracı olarak kullanıp siyasî ve dünyevî çıkarlara alet eden ve kendi baskıcı ve müstebit anlayışını İslâmın emri gibi göstermeye çalışan anlayışa “Siyasal İslâm” denir.

Siyasal İslâm anlayışının çıkışı “Din zaafa uğramıştır; öyle ise devletin gücü ile dini korumalıyız” fikrine dayanır. Bu düşünce amiyane bir şekilde bakıldığı zaman doğru gibi görünebilir.

Avamı aldatan da budur.

Gerçekte ise dinin devletin gücüne ihtiyacı yoktur; bilâkis devlet dini korumaya aldığı zaman onu sınırlamış ve kendi inhisarına almış olur. Bu da dinin “Allah’ın koruması altında olması ve bütün insanlığa hitap etmesi” prensiplerine aykırıdır.

Din insanları dünyevî ve uhrevî bütün sıkıntılardan korur. Dini, koruyorum düşüncesi ile inhisar altına almak en çok dine zarar verir.

***

Devlet dini korumayı amaç edinirse, devlet zaafa uğrayınca ne olacaktır?

Devlet adına yapılan bütün baskı ve şiddetin meşrûiyetinin kaynağı işte bu sakat düşünceden doğar. Kur’ân’ın emri, dinin amacı olan ferdi koruyan ve bütün insanlığa da hukukunu feda etmeyen “Adalet-i Mahza” anlayışı yerini su-i istimale açık olan, zulmü ve istibdadı meşrûlaştıran devleti ve dini amacından saptıran “toplumun düzeni için fert feda edilir, devlet için her şey feda edilir...” fikrinden çıkan “Adalet-i izafiye”ye bırakır. Adale-i izafiyeyi uyguluyorum diye zulüm ve istibdat meşrûlaşır, muhabbet yerini şiddete terk eder, kanlar dökülür, emniyet ve asayiş zir-ü zeber olur.

Siyasal İslâmın ikinci yanlışı budur.

***

Siyasal İslâmın bir diğer yanlışı da dini ideolojik, siyasî ve ekonomik sistemlere kıyas ederek onların seviyesine indirmesidir.

İslâm dünyevî ve siyasî bir cereyan olmadığı için “Dünyada üç sistem var, komünizm, kapitaliz ve İslâm” söylemi ile İslâmı dünyevî siyasî ve ekonomik sistemlerle beraber anmak ve açıklamak çok yanlıştır. Mantıkta buna “Kıyas-ı maal-farık” denir.

Komünizm ve kapitalizm gibi İslâmı siyasî ve ekonomik bir sistem olarak görüp inanç, ibadet ve ahlak boyutuna bakmamak dini yanlış anlamak ve anlatmaktır. Dinin “Amel-i salih” yönü vardır ve bu dünyaya ve siyasete değil, ahiret amacına yöneliktir.

Ahiretini düzeltenin dünyası kendiliğinden düzelir.

***

Dini kim koruyacaktır?

Dini devlete bağlı olmayan, Allah rızasını arayan ve siyasilerden uzak duran ulema korur. İmam-ı Azam, İmam-ı Şafii gibi müçtehitler, İmam-ı Rabbani, İmam-ı Gazali, Mevlânâ Celâlettin-i Rumî, Celâlettin-i Suyuti gibi mücedditler ve Bediüzzaman Said Nursî gibi devletten uzak duran mücahitler tarafından korunarak gelmiştir.

Bundan sonra da böyle olacaktır.

Okunma Sayısı: 2653
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bekir

    24.8.2015 12:51:38

    M.Ali Hocam Yüreğinize Sağlık

  • Karayel

    22.8.2015 10:58:18

    Siyasal Islamcilarin dogrularini yazsaydiniz yarim cümlede biterdi makale.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı