"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Albay Hulusi Yahyagil (Hulusi Bey)

M. Fahri UTKAN
25 Temmuz 2021, Pazar
Bediüzzaman Said Nursî, yazdığı Risale-i Nur eserleri vasıtasıyla bir iman ve Kur’ân hizmeti hareketi başlatmış, bu hareketin kendine özgü bir tarzını-sistemini oluşturmuştur.

Bu hizmet günümüzde de bir şahs-ı manevî şeklinde devam etmektedir.

Kendisinin de belirttiği gibi hayat devresini üç döneme ayırmıştır. Bunlar: 1. Said/Eski Said, 2. Said/Yeni Said ve 3. Said dönemleridir.

Her dönemin kendine özgü özellikleri ve hizmet tarzı vardır. Fakat bu devrelerin hepsinde hep aynı Said Nursî, fikirleri ve amaç edindiği amaçları bakımından, vardır. Üstad, her devirde aynı dâvâyı, farklı şekilde ortaya koyarak savunmuş ve hizmetini, yapmıştır. 

Külliyatı gözden geçirdiğimizde, Eski Said döneminde yeğeni Abdurrahman, ikinci Said döneminde başta Isparta kahramanları olmak üzere birçok talebesi, özellikle Hulusi (Yahyagil) Bey, üçüncü Said döneminde de ağırlıklı olarak Zübeyir Gündüzalp bu sistemin ana taşları olmuştur.

1. Said devresine ‘Eski Said’, 2. Said devresine ‘Yeni Said’de denmesi, fikrî bir farklılıktan ziyade bir metot ve tarz değişikliğidir. Her üç dönemde de değişik metotlar uygulamıştır.

Yeni Said devresi tek parti hükümetlerinin hâkim olduğu bir devirdir. Bu devrin özelliği dolayısıyla, siyasetten tamamen soyutlanmış bir vaziyette yalnız iman ve Kur’ân hizmetinde bulunduğu ve Risale-i Nur Külliyatı’nın telif edildiği devredir. Bu devredeki en önemli ve birinci talebesi ise Albay Hulusi Yahyagil’dir.

Hulusi Ağabey için Üstad; “Hulusi Bey; benim yegâne manevî evlâdım ve medar-ı tesellim ve hakikî vârisim” ifadesini kullanmıştır. (Barla Lâhikası, s. 49-50)

Barla Lâhikası 209. Mektubun başında, [Hulusi Bey’e hitaptır.] başlığı ile yazılan mektubun bir yerinde Üstad şunları belirtiyor: “Kardeşim, sen şimdi iki vazifeyi görmekle mükellefsin: Biri kardeşim Hulusi Bey’in vazifesi; biri de, evlâd-ı maneviyem ve biraderzadem ve bir deha-i nuranî sahibi olmak pek muhtemel olan Abdurrahman’ın vazifesi de size ilâve edildi. O benim hakikî bir vârisim idi.” (Barla Lâhikası, s. 402)

Yine Barla Lâhikası’nda, “Aziz kardeşim, çendan Abdülmecid benim nesebî kardeşim ve yirmi sene talebemdir. Fakat ne o ve ne hiçbirisi benim Hulûsî’me yetişmiyor.” (Barla Lâhikası, s. 506) ve başka bir yerde de “Hulûsî, Abdurrahman’ın yerine çendan geçmiş.” (Barla Lâhikası, s. 543) diyerek Hulusi Ağabeyin birinciliğini teyit ediyor.

Hulusi Ağabey de bir mektubunda şunları söylüyor: “İnşaallah, müstecap olan duânızla Allahü Zülcelâl, Risale-i Nur hizmetinde ümit ve arzu ettiğim neticeye vasıl, merhum ve mağfur Abdurrahman gibi âhir nefeste iman ve tevfik ve saadet-i bâkiyede iki cihan serveri Nebiyy-i Ekremimiz Muhammedeni’l-Mustafa (asm) Efendimize ve siz muhterem Üstadımın arkasında ve yakınında komşuluk vermek suretiyle âmâl-i hakikiyeye nâil buyurur.” 1

Dipnot:

1. http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/barla-lahikasi/yirmi-yedinci-mektup-ve-zeyilleri/25

Okunma Sayısı: 3517
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil İbrahim Karahan

    25.7.2021 07:01:51

    Allah razı olsun Allah'ım rahmet eylesin mekanı cennet olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı