“Bir kimsenin kendisi veya başkası hakkında bir dileğine bir arzusuna kavuşması için Allah’a yalvarması” olarak tanımlanır.
Duânın mahiyeti ve önemi İslâm dininin kutsal kitabı olan Kur’ân’da ve hadislerde de belirtilmiştir: Meselâ, bir hadis-i şerifte; “Mü’minin din kardeşi için, arkasından yaptığı hayır duâ kabûl olur. Bir melek, “Allahü Teâlâ, bu iyiliği sana da versin! Âmin” der. Meleğin duâsı red edilmez.” (Riyâz-üs-Sâlihîn)
Bu hadis-i şerif ışığında Üstad Said Nursî de Risale-i Nur Külliyatı’nda özellikle lâhikalarda talebelerine yazdığı mektuplarda çok farklı, önemli, ders alınabilecek örnek duâlar etmiştir. Bunları başta Barla Lâhikası olmak üzere, Kastamonu ve Emirdağ Lâhikaları’ndan araştırdığımızda aşağıda örneklerini göreceğiniz duâları bulduk.
“Aziz, sıddık, mücahid kardeşlerim Hasan Âtıf ve sadık rüfekası,
Evvelâ: Bu şuhur-u selâse-i mübarekenizi tebrik ediyoruz. Sizin kalemlerinizin yadigârları ve Risale-i Nur’dan ayrılmamak ve sebat etmek senetleri olan yazılarınızı ve dininizi dünyanın çok fevkinde tutmanıza işaret veren dünya sureti üstündeki çizgilerinizi ve iman hizmetinde daima sebat etmenize, vesikalar hükmündeki imzalarınızı, kemal-i memnuniyetle aldık, kabul ettik. Cenab-ı Hak sizlere, hazine-i rahmetinden onların hurufatı adedince defter-i âmâlinize haseneler yazsın. Amin.” 1
“Ve bilhassa saatçi Lütfü Efendiye pek çok selâm ve duâ ederim. Cenab-ı Hak ona, o bana yazdığı Pencere Risalesi’nin hurufu adedince ruhuna rahmet, kalbine nur, aklına hakikat, malına bereket ihsan eylesin. Âmin, âmin, âmin.” 2
Dipnotlar:
1- Kastamonu Lâhikası. 191.
2- Barla Lâhikası. 159.