"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hicaz’da kışkırtmalı isyan

M. Latif SALİHOĞLU
01 Haziran 2023, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ 1 Haziran 1916

Hicaz, tarih boyunca hep yüksek bir öneme sahip olmuştur. Gerek fizikî ve ticarî, gerekse dinî ve mânevî yönden koca Arabistan yarımadasının en değerli ve en stratejik bölgesi olma özelliğini hep taşıya gelmiştir.

Hem doğudan batıya, hem kuzeyden güneye işleyen ticaret yollarının kesiştiği bir bölge olan Hicaz, Mekke ve Medine gibi manevî değeri en yüksek merkezlerin içinde yer alması hasebiyle, aynı zamanda Ortadoğu coğrafyasının da en gözde toprakları olarak görülmüştür.

*

İşte bu müstesna Hicaz bölgesi, tam dört asır boyunca Osmanlı hâkimiyeti altında kaldı. 1517’den, tâ 1917’ye kadar. Bu tarihten sonra, bölgede İngiliz siyaseti hükmetmeye başladı. 

Birinci Dünya Harbinin en kritik aşamasında Arap kabileleri Osmanlı’ya karşı kışkırtan İngiliz işgalciler, bölgede isyan çıkartmayı başardılar. 

Şimdi, bu dönemde yaşanan talihsiz gelişmelerin detaylarına bakalım.

*

Evet, bölgedeki İngilizlerin kışkırtması sonucu, Hicaz'da Osmanlı'ya karşı ilk ayaklanma hareketi 1 Haziran 1916’da başlatılmış oldu.

Dört yıl kadar süren Birinci Dünya Savaşının tam ortalarına gelinmişti ki, Osmanlı'nın aleyhine Arap yarımadasında yeni bir hadise patlak verdi ve yeni bir harekât daha zuhur etmeye başladı: Bu hadise ve harekâtın adı, kısaca "Hicaz isyanı"ydı.

İsyanın başında Mekke Şerifi Hüseyin görünmekle birlikte, arka planda Arapları iğfal ederek kabileler nezdinden kışkırtıcılık görevi tam yapan bölgedeki İngilizlerdi. Hem, öyle bir kışkırtıcılık faaliyeti ki, tarihte eşi-benzerine rastlanılmayacak türden.

Evet, tâ 1517 tarihinden Büyük Dünya Savaşının başladığı 1914 senesine kadar Osmanlı'nın yanında ve idaresinde bulunan Hicaz (Arabistan), ne yazık ki söz konusu kışkırtmalar neticesinde, Arap kökenli din kardeşleri, üstelik ecnebi himayesinde Osmanlı'ya baş kaldırdılar ve ittifaka en çok ihtiyaç duyulduğu bir zamanda, tutup Hilâfet/Saltanat merkeziyle kahredici bir ihtilâf halini yaşamaya başladılar.

*

Arap kabilelerin, bölgedeki istilâcı küffara aldanarak din kardeşleriyle kanlı-bıçaklı hale düşmelerinin şüphesiz önemli sebepleri var. Bunların başında, Osmanlı Türklerinde baş gösteren “dinde lâkaytlık-lâubalilik” ile fikren, örfen ve ahlâken Frengileşme, yani Avrupalılaşma hâl ve hareketleri idi.

Gariptir ki, o dönemde Avrupalı sömürgecilerin başını çeken İngiltere'nin bölgedeki casusları da aynı yönde propagandalar yaparak, Araplar ile Türkleri hemen her yönüyle birbirinden soğutmaya çalıştılar.

Ne yazık ki, sonunda bu çabalarında muvaffak oldular. Kısa süre sonra Osmanlı'dan ayrıldığını açığa vuran Mekke Şerifi (aynı zamanda kralı da olan) Hüseyin, isyandan on gün kadar sonra İngilizlerin askerî desteği ve büyük para yardımları sayesinde bölge üzerindeki hakimiyetini (krallığını) ilân etti: 10 Haziran 1916.

Hicaz bölgesi, Suudi Arabistan ve yakın çevresi , işte o gün bugündür Türkiye'ye mesafeli olup ecnebi siyasetinin tesiri altında bulunuyor.

Tabiî, çuvaldızı gaflete düşen Arap kabilelerine batırırken, iğneyi kendimize batırmayı asla utunmamalı: Osmanlı’daki aydın kesimi ve bir kısım paşalar, bu tarihten de evvel Mekke-Mediye’ye sırtını dönerek, yönünü ve yüzünü Paris ile Londra’ya çevirmişlerdi. Din kardeşlerine sırtını dönmek demek, haliyle meydanı ecnebilere bırakmak demek oluyordu. Dolayısıyla, o dönemde yapılan azim hatalar tek taraflı değildi ve öyle de bakmamak gerekiyor.

Okunma Sayısı: 1538
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı