"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Takdir hissi ölmeye görsün...

M. Latif SALİHOĞLU
31 Temmuz 2025, Perşembe
İnsanda tebrik-takdir hissi zayıfladıkça, tekdir-tenkit hali kuvvet bulmaya başlar.

Tenkit kuvvet peyda ettikçe, yavaş yavaş takdir hissini ölüme doğru sürükler. Tenkit hissi öldüğünde ise, öyle kimselerle daha insanî hiçbir meseleyi ağız tadıyla konuşamazsınız. 

Zira, öyleleri kardeşâne sohbetin, dostâne muhabbetin dahi katili olup çıkarlar. Konuşmaya devam ederseniz şayet, sizi paçanızdan tutup sürekli şekilde aşağılara doğru çekerler. 

Böylelerinin sizi götüreceği yer, bir nevi “ölmüş kardeşinin eti”ni dişlemek manasındaki dedikodu, gıybet, yıkıcı tenkit, tarafirâne adâvet gayyâsıdır ki, el-iyâzubillah…

O gayyâ deresi ki, dünyadaki huzurunu kaçırdığı gibi, âhiretini de yakıp mahveder.

Aklı başında olan bir insan, elbette ki böylesi derekelere tevessül etmemesi, tenezzül göstermemesi lâzım.

*

Takdirkâr ifadeler kullanmakta cimri ve ketum davrananların hâlet-i ruhîsinden dışa yansıyan kasavetli tabloya baktığımızda, meselâ şu maddelerin bir listesini görebiliyor, yahut okuyabiliyoruz:

1. Haset ve kıskançlıkta ileri gidenlerin takdir hissi gitgide zevâle yüz tutuyor.

2. Gurur ve enaniyet, insanda birçok meziyeti öldürdüğü gibi, takdir hissi de dumura uğratıyor.

3. Tarafgirlik marazı, kişinin ufkunu daralttığı gibi, takdir hissini de karanlığa gömüyor.

4. Grup-hizip taassubu, kişiyi bağnazlığa sevk ettiği gibi, takdir hissini de ölümün eşiğine getiriyor.

5. İfrat ile tefrit arasında gidip gelen şahıs muhabbeti, yahut şahıs adaveti, kişiye meleği şeytan, şeytanı melek sûretinde gösterdiği gibi, takdir hissini de zamanla tarumar ediyor.

*

Çağın müceddidi Bediüzzaman Hazretleri, yaşantısıyla birçok meselede örneklik teşkil ettiği gibi, takdir hissini ifade etmede de gayet cömert davranan bir şahsiyettir. Katiyen cimrilik yapmamıştır.

Meselâ, mektuplaştığı talebelerine, kardeşlerine ve sâdık dostlarına hitap ederken, evvelâ takdir ve tebrik ifadeleriyle başlıyor. Sonunda da, ekseriyetle selâm ve dualarını ekliyor.

Öyle ki, neredeyse bütün mektuplarının başında “Aziz, sıddık kardeşlerim” ifadesi yer alıyor. İlâveten, yerine ve makamına göre “sâdık, gayretli, fedakâr, cefakâr, vefakâr, metin, sebatkâr, halis, muhlis, mübarek, yılmaz, sarsılmaz, kahraman… kardeşlerim” ifadelerini de hiç erinip üşenmeden kullanır.

Bu davranış biçimi gösteriyor ki, o zât takdir hissini de zirvede yaşamış ve meselenin şahikasında gezinmiştir.

*

Allah vergisi “takdir hissi”nin ölmemesi, yahut zevâle yüz tutmaması için dikkat edilmesi gereken bazı hususları şu şekilde sıralamak mümkün:

1. Güzel bir söz, faydalı bir bilgi, şifâlı bir reçete kimden gelirse gelsin, onun hakkını verecek şekilde takdir etmeli. Misâl: “Fenâ ve fânî bir adamın, şöyle güzel ve bâkî bir sözü var” demek gibi.

2. İnsanlığın müşterek istifadesine sunulmuş olan kalıcı bir hizmeti, yahut kaliteli bir eseri kim yapmış olursa olsun, yine onun hakkını teslim edecek şekilde yâdetmeli.

3. Fikrî veya siyasî duruşu bizden farklı da olsa, o şahsın insanî bir meziyeti, yahut salih bir ameli varsa, bunu hatalı tarafından bağımsız bir şekilde görüp, hak ettiği ölçüde takdir etmeli.

Şüphesiz, bunlara daha başka maddeler eklemek de mümkün.

Okunma Sayısı: 887
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Fikret

    31.7.2025 15:13:52

    Elhamdülillah ki ; sözleri takdire şayan çok güzel kardeşlerimiz var . Allah bu güzel kardeşlerimizin bu vasıflarını " iyiliği emredip kötülüklerden sakındıran " üstünlerden eylesin. Amin. Vesselam.

  • Ömer Ergün

    31.7.2025 14:03:11

    Benlik, inad, hased, tarafgirlik, maalesef engel oluyor, tesbitleriniz gayet yerinde...bize dönük güzel birhatirlatmada olmuş, Allah razı olsun

  • S. Pelin Kurukahveci

    31.7.2025 08:59:34

    İnsan lehine olanı büyütmeye, aleyhine olanı küçümsemeye meyyal. İnsanlığımızın karanlık tarafında bunlar var. Tavsiye ettiğiniz takdir hissi ile bunu onarabiliriz. Niyetimizi halis tutarak insanları takdir edelim. Özellikle hizmetlere omuz veren ağabey ve ablaları bolca takdir edelim. İtikadi bir tehlike yoksa tenkit hakkımızı kullanmayalım. Tenkit ederken de, üslubumuzu iyi ayarlamalı ve delillerle izah ederek bunu yapalım. Bazıları bu olmaz deyip kestirip atıyor mesela. Neden olmaz, ne zararı var, olsa ne olur, olmasa ne olur gibi güzelce izah edelim. Allah razı olsun. Hatırımızda tutmamız gereken bir yazı olmuş.

  • Muhammed Zübeyir Sönmez

    31.7.2025 04:00:51

    ''Allah bu dinî facir bir adamın eliyle de kuvvetlendirir.'' (Buhari, 8:88.) Eğer Allah kendi katında hak olan bu dîne hizmet edecek birini Kader-i İlahi'de belirlemişse, o belirlediği kulun geçmişine odaklananların, Sırr-ı İmtihan dairesinde olduklarının ve ona göre tavır takınmaları lazım geldiğinin hakikatini değiştirmez.

  • Muhammed Zübeyir Sönmez

    31.7.2025 03:45:24

    Bediüzzaman Hazretlerinin en sâdık, en önde gelen merhum talebesi Zübeyir Gündüzalp'in ''Altın Prensipler'' kitabından: ''Güya kendisi kusurdan müberra olmuş, hata ve yanlıştan kurtulmuş gibi, çokların ve içinde yaşadığı muhitteki ehl-i imanın kusurları ile fiilen, amelen ve hayalen uğraşmak merhametsizliktir. Bu fena huya sahip olanlar, bu tehlikeli merhametsizliği işleyenler nisyan-ı nefis (kendi nefislerini unutma) illerine tutulmuş ve nefsinin şımarmasından titresin.''

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı