Şunu en başta ifade edelim ki: İstisnasız, her üç mahalde de bol yağmurlu, rahmet yüklü bir hava ile karşılaştık.

«

Başkent’teki nuranî gelişmelere dair notlarımızı daha önceki yazılarımızda kısmen aktarmıştık. İlâveten şunu ifade edelim ki: Aziz okuyucularımız, hemen her gün iki-üç hizmet merkezinde bir araya gelerek “müfritane irtibat” düsturunu bilfiil yaşıyorlar, yaşatıyorlar.

Meselâ, Hacıbayram’daki meşhur 27 nolu hizmet binasında Pazar hariç her gün toplanan Kur’ân şakirtleri, burada tatlı musahabelerde bulunuyor ve birlikte iman dersini dinliyorlar. Salı günü ikindi sonrası gazetemizin Meşrutiyet Caddesindeki merkezinde otuz yıl önce başlayan imanî dersler aynen devam ediyor. Keza, akşamları bizim de iştirak ettiğimiz Maltepe, Sincan, Aydınlıkevler, Yukarıayrancı, Emek, Pursaklar, K. Kazan ve Demetevler’de pek feyizli dersler ve duyarlı bir okuyucu kitlesiyle karşılaştık. 

Aynı duyarlılığı, Maltepe’deki genç çalışanlar dersi, gündüz vakti katıldığımız Risale-i Nur Enstitüsü ile Eryaman’da inşaatı devam eden (Ekim’de açılması beklenen) müstakil yeni hizmet merkezindeki sohbet programlarında da müşahade ettik. Ayaş’taki sosyal tesislerde ise, yirmiye yakın genç kardeşimiz, Nur Külliyatını devretme programına iştirak ederek günde 200-300 sayfa kadar risale okuyor. Ne mutlu bu nurlu, sürurlu, huzurlu kervana dahil olanlara…

«

İstişare kararıyla yapılan davetlere icabeten gittiğimiz Ankara merkez ve ilçelerindeki yoğun programların ardından, yine aynı minvaldeki davete icabet etmek için önce Yozgat’a, ardından Kırıkkale’ye gittik.

Yozgat il merkezinde büyük ve sevindirici bir sürprizle karşılaştık. Temsil noktasından bakılırsa, Türkiye’nin neredeyse bir yarısıyla orada buluşup kucaklaştık. Tanışma faslında, güzel vatanımızın doğusundan, batısından, kuzeyinden, güneyinden gelmiş kardeş ve ağabeylerimizin orada bir arada bulunduğa şahit olduk.

Ayrıca, çevre il ve ilçelerden de birer araba ile Yozgat programına katılan okuyucu, temsilci ve yönetici arkadaşlarımızla buluşarak pek feyizli vakitler geçirdik. 

Yozgat’a Ankara'dan Bilal Bey, Hacıbayram 27’den Şeref Ağabey ve Yeni Asya’yı Allah’ın her günü satır satır okumadan edemeyen Mehmet Yılık Ağabey ile birlikte gittik. 

Eşzamanlı olarak YK üyesi Ömer Güney Ağabey ile birlikte Çorum’dan bir heyet, aynı şekilde Kırıkkale ve Kırşehir’den birer heyet; keza, Barla dönüşü Fatsalı ve Samsun Termeli kardeşlerle Yozgat hizmet merkezinde harikulâde bir buluşmanın hazzını-huzurunu yaşadık.

Bilvesile, gelen umum misafirleri gayet hazırlıklı bir şekilde ağırlayıp uğurlayan Yozgat’taki kardeşlere bu misafirperverliklerinden dolayı tebrik ve dualarımızı sunuyoruz.

«

Yozgat’tan sonraki durağımız Kırıkkale oldu. Burada da bizi şaşırtan ve ilk kez şahit olduğumuz güzel sürprizle karşılaştık. Meselâ, şehrin etrafındaki bağlar, bağçeler ve şirin mi şirin bağ evleri. Keza, bu bağ evlerinde her hafta yapılan Risale-i Nur dersleri. Daha evvelki ziyaretlerimizde bunları görmemiştik, bilmiyorduk. Belki de hep soğuk kış mevsiminde buraya gelip gittiğimiz için…

Türkiye’nin en büyük silâh sanayiinden biri Kırıkkale’de bulunuyor. Tabiî, sanayinin diğer dalları da burada hayli gelişme kaydetmiş durumda.

Dolayısıyla, Kırıkkale denince, aklımıza hep “sanayi şehri” bir yer gelirdi. Oysa, şehrin 5-10 km kadar dışına çıktığınızda, çepeçevre hemen her tarafın güzel bağlar, minik bahçelerle örüldüğünü görüyorsunuz. İşte, biz de hemen ilk gün ve ilk gecemizi böyle şirin bir bağ evinde geçirdik. Üç haftadır koşturmalı şekilde devam eden yorgunluğumuzu burada bir günde gidermiş olduk.

Umumî ders günü ise, kemâl-i şevk ve muhabbetle kucaklaştığımız oradaki halis ve sadık şakirtlerin hâlet-i ruhiyesinden yansıyan o kalbî huzûr ve sürûr ile buradaki seyahatimizi de tamamlayarak, tekrar görüşmek üzere Kırıkkale’ye veda eyledik.