Türkiye ile amansız bir savaşa tutuşan Yunanistan’da, 1920 yılı Ekim ayında hiç umulmadık bir hadise yaşandı.
Hadisenin özeti şöyle: Yunan Kralı Aleksandros, Kraliyet Sarayı Bahçesinde gezindiği esnada (2 Ekim), Berberi Şebeği cinsinden olan Moritz isimli maymunun ısırması sonucu fenalaşarak öldü: 25 Ekim 1920
Maymun, kralı bacak ve karnından ısırmıştı. Hizmetliler, ısırık yerini temizlemekle beraber, hadise pek ciddiye alınmadı ve kimseye duyurulmadı. Hatta, gülünç duruma düşerler diye üzeri örtülmeye çalışıldı. Ne var ki, yara yeri enfekte olduğu için kanı zehirledi. İşin ciddiyeti anlaşıldığında ise, artık genç kalınmış ve iş işten geçmiş durumdaydı. 7 kez ameliyat geçiren Kral yine de kurtarılamadı. Tabii, maymunun da hemen vurularak öldürüldüğünü bilvesile hatırlatmış olalım.
Hükümdarların ölüm sebepleri muhteliftir. Ancak, böylesi bir ölüm sebebinin tarihte bir ilk olduğu biliniyor.
*
Bu hadiseden kısa süre sonra, Yunanistan’da iç karışıklık meydana geldi. Ölen genç kralın yerine Yunanlılar Kostantin’i Kral ilân etti. Eski kralın yakını olan Başbakan Venizelos görevden uzaklaştırıldı.
Bu gelişmelerin ardından, Fransızlar da Türkiye’ye karşı Yunanlılara yardım etmekten vazgeçti.
Yunan işgalinin en büyük destekçisi rolünü oynayan o dönemdeki İngiltere Başbakanı Lloyd George bile, çok kahırlandığı bu şok gelişmeyi “Tarihin akışını değiştiren bir hadise” olarak değerlendirdi.
Keza, İngiltere’nin efsane devlet adamı Churchill’in şu sözü de tarihin kayıtlarına geçti: O maymunun ısırmasından dolayı, bir kral ve çeyrek milyon kişi öldü.
*
Yunanistan’daki bu gelişme, Türkiye’deki basın-yayın camiası tarafından sevinç ve coşkuyla karşılandı. Meşhur kalemlerden Yahya Kemal Beyatlı, Nihat Sami Banarlı ve Samiha Ayverdi gibi dâhî edipler, “Allahın askerleri sonsuzdur” kaziyesiyle Yunan Harbinde elde edilen muvaffakiyette söz konusu maymunun da rol aldığını ifade ederler.
Aynı cümleden olarak, İstanbul’da işgale karşı var gücüyle mücadele eden Bediüzzaman Said Nursi’nin de “Mücahid bir hayvan mersiyesi” başlığıyla kaleme aldığı şiire benzer kinâyeli bir fıkrası var.
İşte “Eski Said Dönemi Eserleri-Rumuz’’ bölümündeki ifadeler:
Ey maymun-i meymun!
Müminleri memnun,
Kâfirleri mahzun,
Yunan’ı da mecnun eyledin.
Öyle bir tokat vurdun ki,
Siyaset çarkını bozdun.
Lloyd George’u kudurttun,
Venizelos’u geberttin. (Haşiye)
Mizan-ı siyasette pek ağır oturdun.
Ki, küfrün ordularını,
Zulmün leşkerlerini,
Bir hamlede havaya fırlattın.
Başlarındaki maskeleri düşürüp,
Maskara ederek,
Bütün dünyaya güldürdün.
Cennetle mübeşşer (müjdeli) olan
Hayvanların isrine (safına) gittin.
Cennette saidsin;
Çünkü gazi, hem şehidsin.
NOT: O günlerde, Üstad Bediüzzaman’ın yanında bulunan Molla Süleyman ismindeki talebesi ve hizmetkârı şunları anlatıyor: Yunan Başbakanı Venizelos, İngiliz Başbakanı Lloyd George’dan 50 bin kişilik silâh alıyor. Bu silâhlarla Anadolu’ya taarruz edecekleri sırada, bir Cuma gecesi Bediüzzaman, namazdan sonra duâya başladı. O gece sabaha kadar uyumadı. Devamlı şekilde şöyle duâ etti: “Ya Rabb! Senin askerin daha çoktur. Bu mel’unlara fırsat verme!” (N. Şahiner; B. Said Nursî:235)
…………………………….
(Haşiye)
Burada geberen Venizelos’un şahsı değil de, has adamı Kral Aleksandros’tur. Onun ölmesiyle, Venizelos’un “Büyük Yunanistan”ı içire alan “Megali İdea” plânı suya düştü-öldü-geberdi mânâsı kast edilmiş olabilir. Allahu a’lem... Zira, maymunun ısırdığı Yunan Kralı o tarihte (1920) ölürken, Başbakan Venizelos 1936’da Sevr’in imzalandığı Fransa’da öldü.