"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Martin Luther’in hayali

M. Latif SALİHOĞLU
10 Aralık 2020, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ: 10 Aralık 1964

Nobel Vakfı tarafından her yıl çeşitli dallarda ödüller verilir. İşte onlardan biri olan Nobel Barış Ödülü, 10 Aralık 1964’te Martin Luther King’e verildi.

Martin Luther, Amerikalı din ve sosyoloji uzmanı, ırkçılıkla mücadele kahramanı, temel insan hakları savunucusu, zenci bir rahip.

Bugünkü köşemizi, onun dillere destân olmuş “Bir hayalim var” başlıklı konferansına ayırıyoruz.

4 Nisan 1968’de bir sûikasta kurban giden bu müstesna insanın, o meşhûr konferansından bazı bölümler şöyledir:

Evet, benim bir hayalim var.

Size ondan söz etmek istiyorum.

Ülkemiz tarihinde yurttaşlık hak ve hürriyetleriyle ilgili düzenlenmiş olan bu en büyük gösteride, şu anda aranızda bulunmaktan sevinç ve mutluluk duyuyorum.

Bundan bir asır kadar önce, şu an manevî himayesinde bulunduğumuz Büyük Amerika, Hürriyet Beyannâmesi’ni imzalamıştı. Bu tarihî belge, esaret zinciri altında yaşamış ve adâletsizlik ateşiyle yanıp kavrulmuş milyonlarca insan için, uzun ve zifiri karanlık gecelerini sona erdirecek bir umut ışığı haline gelmişti. Ancak ne yazık ki, bundan 100 yıl sonra bile, siyahlar hâlâ hür değil ve hayatlarını ırkçılığın, ayrımcılığın prangalarına mahkûm olarak, sürünerek geçiriyorlar.

Onlar, hâlâ kendilerini Amerika toplumundan dışlanmış, kendi toprakları üzerinde sürgün hissediyorlar ve acılar içinde kıvranıyorlar. İşte bu maksatla; bugün, bu utanç verici durumu gözler önüne sermek için burada toplanmış bulunuyoruz.

Bir anlamda bugün, ülke başkentine artık vâdesi dolmuş çeklerimizi bozdurmak için geldik. Büyük Cumhuriyetimizin yüksek mimarları, İnsan Hakları Beyannamesi’ni imzaladıklarında, aynı zamanda her bir Amerikalı’nın bu mirastan kendine düşen payı alabileceğini de vadetmekteydiler. 

Ne var ki, Amerika vaat edilen bu haktan, vatandaşlarının renkleri söz konusu olduğunda, vazgeçmiş gibi görünüyor. Bu kutsal yükümlülüğü ifâ etmek yerine, zenci vatandaşlara, üzerinde ‘Karşılıksız’ yazan sahte çekler veriliyor. Ancak, biz yine de ‘Adalet Bankası’nın iflâs etmiş olduğuna inanmıyoruz. Zaman, Allah’ın bütün kulları arasındaki adâleti gerçekleştirme zamanıdır.

Adâlet sarayına giden sıcak eşiğin üzerinde durmakta olan halkıma da söylenecek bir çift sözüm var: Haklı dâvâmızı gerçekleştirme yolunda, yanlış tutum ve davranışlardan uzak durmalı. Hürriyet ateşini, acı ve nefret kâsesinden içerek söndürmemeli. Mücadelemizi daima vakar ve disiplin içinde sürdürmeli. Hareketimizin fizikî bir şiddete dönüşmesine asla müsaade etmemeliyiz.

Bizler, çocuklarımızı kimliklerinden sıyıran ve insanlık değerlerinden koparan ‘Beyazlara mahsustur’ yazan tabelâlar var olduğu müddetçe asla tatmin olmayacağız.

Bizler, adâlet, coşkun sular gibi çağlamadıkça ve haklar gür bir nehir gibi coşmadıkça, katiyen tatmin olamayız. Sizler, ıztırabın her çeşidini tatmış kahramanlarsınız. Acı çekmeden kazanılan başarıların gelip geçici olduğu inancıyla, yolunuza devam edin.

Kıymetli dostlarım, ümitsizlik batağında boğulmayalım. 

Şu an yaşamış olduğumuz ve önümüzde bulunan zorluklara rağmen, hâlâ bir hayalim var benim. 

Bu hayal, Amerikan rüyasının derinliklerine kök salmış bir hayaldir.

Evet, bir hayalim var benim.

Gün gelecek, bu millet ayağa kalkacak ve kendi inanç değerlerini tam anlamıyla yaşayacak. Zira, bütün insanlar eşit yaratılmış.

Gün gelecek, bir zamanlar köle olanların evlâtlarıyla köle sahiplerinin evlâtları, Georgia’nın kızıl tepelerinde birlikte kardeşlik sofrasına oturabilecekler.

Gün gelecek, adâletsizliğin ve baskıların ateşiyle bunalmış olan Mississippi eyaleti bile, bir hürriyet ve adâlet vahâsına dönüşecek.

Gün gelecek, şirret ırkçılığın kök saldığı Alabama eyaleti bile, siyah-beyaz minicik çocukların kardeşçe el ele tutuşabileceği bir yer olacaktır. 

O gün, çocuklarımın da derilerinin rengi ile değil, kişilikleri ile değerlendirildiği bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var.

Evet, bir hayalim var.

Gün gelecek, hürriyetimizin önünde birer engel olan bütün vadiler yükselecek, bütün dağlar eğilecek, engebeli yerler hizaya gelecek ve Allah’ın yüce şânı yeryüzüne inecek, üstelik bunu bütün canlılar birlikte göreceğiz.

İşte o gün, yüce Allah’ın kulları yepyeni bir ruhla söyleyecekler bu şarkıyı:

Benim ülkem, senin ülken;

Hürriyetin güzel yurdu...

Sana söylüyorum bu şarkıyı;

Atalarımın öldüğü toprak burası.

Şehitlerin gururu olan toprak.

Her bir dağın yamacından,

Gün gelecek hürriyet yankılanacak.

Okunma Sayısı: 3890
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    10.12.2020 14:50:08

    "..zenci bir rahip." ifadesi "..siyahi bir rahip" olmalıydı. "Zenci" kelimesi kölelikten kalma bir tabir olduğu için hoş karşılanmıyor, diye biliyorum. Affınıza sığınarak.

  • Ali R. Yardimoglu

    10.12.2020 09:10:41

    ..ayni o cagda yasamis, 1 dahi, Malcolm X var, evet Matin Luther King Jr. ile Malcolm X mukayesesi ayni su misale benzer ki, alimligi olup, ve kabul de edilip, Bz'.nin ayak ucuna yetisemeyenlerin kiyasi gibi.....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı