Devletler arası bir mesele halini alan “Boğazlar Meselesi”, ilgili devlet temsilcilerinin iştiraki ile İşviçre’nin Montrö (Montreux) şehrinde masaya yatırıldı.
22 Haziran’da başlayan uzun ve çetin görüşmelerden sonra, nihayet 20 Temmuz 1936’da “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” ismiyle söz konusu antlaşma imzalanmış oldu.
Antlaşmaya imza koyan ülkeler şunlar: Avustralya, İngiltere (Büyük Britanya), Yunanistan, Bulgaristan, Fransa, Romanya, Sovyetler Birliği, Türkiye ve Yugoslavya.
Taraflarca imzalanan söz konusu sözleşmeye göre, yabancı ülkelere ait yolcu, ticaret ve savaş gemileri, Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmemek ve tehlikeye atmamak şartıyla, İstanbul ve Çanakkale Boğazları’ndan serbestçe geçiş yapabilecekler.
Boğazlardan geçiş konusu, aslında Osmanlı’nın takattan düşmeye başladığı tâ 1700’lü yıllardan itibaren gelgitler yapagelen devletler arası bir mesele halini aldı. Yani, sadece 1936 senesinde ortaya çıkmış sıkıntılı durumdan ibaret bir mesele değildir.
İşte, böylesine derin ve geniş çaplı bir “Diplomatik mesele” olması hasebiyle, her önüne gelenin tutup “Boğazlar Meselesi”ni konuşması, gelişmeleri merakla takip etmesi, hele hele bu konuda daha da ileri gidip ahkâm kesmeye çalışması, Bediüzzaman Said Nursî’nin tâbiriyle, bir nevî “Boşboğazlık”tır.
Beyanat ve Tenvirler isimli kitaba iktibasen alınan ifadeleri şöyledir: “Risâle-i Nur’un bir talebesini tecrübe ettim. Acaba, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir diye, Boğazlar hakkında bir boşboğazlığı münasebetiyle bir-iki şey sordum. Baktım, alâkadarâne ve bilerek cevap verdi. Kalben, ‘Yazık!’ dedim. ‘Bu vazife-i nuriyede zararı olacak.’ Sonra şiddetle ikaz ettim.”
* * *
İşte, “Günün Tarihi” itibariyle ele aldığımız bu konu hakkında biz de herhangi bir boşboğazlığa düşmemeye dikkat ederek, bazı ansiklopedik bilgileri vermekle iktifa edelim. Şöyle ki: İsviçre’deki konferansa katılan Türkiye delegasyonu şu isimlerden oluşuyor: Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Londra Büyükelçisi Fethi Okyar, Paris Büyükelçisi Suad Davaz, Dışişleri Bakanlığı’ndan Büyükelçi Numan Menemencioğlu, Genelkurmay İkinci Başkanı Korg. Asım Gündüz, Türkiye’nin Milletler Cemiyeti katındaki daimî delegesi ve aynı zamanda Sivas milletvekili olan Necmettin Sadak. Bunların yanı sıra, ayrıca 11 diplomat, 7 yüksek rütbeli asker, 2 uzman yüksek memur ve 4 de enformasyon işleriyle görevli olmak üzere, toplam 24 yedek delegasyon.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin sonuç maddelerinin bir kısmı kısaca şöyledir:
* Lozan Antlaşması ile kurulmuş olan Boğazlar Komisyonu kaldırılsın ve bu komisyonun görev ve yetkileri Türkiye’ye devredilsin.
* Lozan Antlaşması ile Boğazların iki yakasında askersiz duruma getirilmiş olan alanda, Türkiye, sınırlı savunma tedbirleri alabilsin.
* Uluslar arası ticaret gemileri, Boğazlardan serbestçe geçip yapabilsin.
* Savaş gemilerinin Boğazlardan geçiş serbestisi ise, Türkiye ve Karadeniz’de kıyısı bulunan devletlerin güvenliği ön plânda tutularak sağlanabilsin.

***
@salihoglulatif:
“Kurt gövdenin içine girince, mukavemet daha da zorlaşır” gerçeğinden hareketle: Dahilden zuhûr eden tahrifât-saptırma-bozguncu bir faaliyetin hak dâvâya verdiği-vereceği zarar, hariçteki muarız-muhalif bir cereyanın verdiği-vereceği zarardan daha büyüktür... Tarih'teki hak dinleri kemirip bitiren, özellikle dahilî tahrifât ile hurafâttır.