Son yıllarda adı “Demokrasi Adası” diye değiştirilmiş olsa da, oranın adı Yassıada diye yâd ediliyor. Halkın mâşerî vicdanında ise, ismi Yaslı Ada olarak yerleşmiş durumda.
Günün tarihi açısından konuya değinecek olursak…
Burada, 14 Ekim 1960 günü başlayan ve 11 ay süren Yassıada Dâvâları, yaklaşık 203 mesai günü görüşülmeye çalışıldı. Bütün bu görüşmeler için de toplam 872 kez oturum yapıldı.
1068 şahidin dinlenildiği bu oturumların vakit hesabı itibariyle yekûnu 1033 saati bulduğu söylenebilir.
*
Yassıada duruşmaları esnasında, ayrı ayrı dosyalar halinde olmak üzere 19 dâvâya bakıldı. Bunların içinde üzerinde en çok durulanı ise, “Anayasa’yı ihlâl” dâvâsıdır.
Bu dâvâlar, esasında kasdî ve göstermelik olduğu gibi, verilen cezalar da hiçbir şekilde vicdanlarda mâkes bulmadı.
Bunun yanı sıra, mazlûmlara verilen ve tatbik edilen cezaların toplum vicdanında açtığı yaralar ise, hiçbir şekilde kapanmadı, esasen kapanacak gibi de görünmüyor.
*
Söz konusu 11 aylık “Yassıada duruşmaları”nın süresi, mazlûmların oradaki “Zindan Duvarları” arasında tutulmuş olduğu zaman zarfını tamamını içine almıyor sadece. Zira, mazlûm ve mağdur Demokratlar, 27 Mayıs (1960) Darbesi’nden kısa süre sonra adaya sevk edilmeye başlandı ve yüzlerce maznun duruşma vaktine kadar orada cebren bekletildi.
Aynı şekilde, 11 Ağustos 1961’de duruşmanın sona ermesinden tâ 15 Eylül’e kadar, yüzlerce vatan evlâdı, yine insanlık dışı bir muamele ile Yassıada zindanlarında tutulmaya devam edildi. Bu da, orada yaşanan çileli ve kahırlı sürenin bir buçuk yılı da aştığını gösteriyor.
*
Milyonlara kan ağlattıran söz konusu hadise ile ilgili diğer bazı bilgileri de şöyle aktarmak mümkün:
Yassıada dâvâlarında sanık olarak bulunanlar, başta Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Başbakan Adnan Menderes, TBMM Başkanı Refik Koraltan, Demokrat Parti hükümeti üyeleri, milletvekilleri ve bu partinin çeşitli il-ilçe merkezlerindeki aktif, dinamik hizmetlerde bulunmuş olan muhtelif kademelerdeki yöneticileri.
Bunlara ilâveten, ayrıca vali (Konya), kaymakam, komutan, emniyet müdürleri (İstanbul) gibi, az sayıdaki bazı asayiş, askerî ve mülkî yöneticiler.
Başlangıçta 600 kişiyi bulan kara liste, duruşmaların ardından, sayı 412’ye kadar indirgendi. Yekûn sayılarının böyle yüzlerle ifade edilen o mazlûm insanlara, başta idam cezası olmak üzere her türlü eza, cefa, ceza şekli revâ görüldü. Mazlûmlar hakkındaki idam ve sair cezaların infaz edilmesine ise, aynı yılın Eylül ayı ortalarında başlandı.
Yassıada Mahkemesi, sadece hukuk ve demokrasinin değil, bilumum insan hak ve hürriyetlerinin adeta paspas gibi çiğnendiği, yahut çarmıha gerildiği uyduruk ve fakat pek zâlimane bir mahkeme hüviyetiyle, yakın tarihin sayfaları içinde yerini almış oldu. Allah, bu millete bir daha böylesi acılar yaşatmasın.