"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hamaset veya Hz. Ömer’i uzaklarda aramak

M. Said ZEKİ
02 Kasım 2020, Pazartesi
Az söz söyleyip çok iş yapanlar, lâf değil icraat üretenler, dünyalar değerinde eser üretip kibir olmasın diye imzasını atmayanlar, isimsiz ve resimsiz kahramanlar nereye gittiler? Şimdi yap(a)madıklarının reklâmını yapanlar, azıcık ve zaten yapması gerekenleri göklere çıkaranlar var.

Sebeb-i vücudu o işi yapmak olan devlet daireleri bile reklâm yapma ihtiyacını duyuyor. Böyle olunca bir köy muhtarı da ışıklı tabelâlarla, boy boy resimleriyle küçük dağlarla boy ölçüşmeye kalkıyor. İç boşalınca dışarıyı parlatıp, olmayan markalarla kendini birilerine beğendirmeye çalışıyor.

Bu durum, yukarıdan aşağı her ferde sirayet ediyor. İstanbul’da bir futbol takımı şampiyon oluyor. Evine ekmek götürmeye zorlanan köylü vatandaş, Ağrı’nın Patnos ilçesinin Kurudere Köyü’ndeki ‘Maradona Fatih’ lastik ayakkabısı ile plastik topa vurup zıplıyor: Yaşasın! Şampiyon olduk(!) Ya da İspanya’nın bilmem ne takımı kazanınca bir anda dünya şampiyonu oluyor bizim ‘Maradona Fatih’!!!

BURADAN BİR AĞA GEÇMİŞ DESİNLER!

Gariban, ama ağa geçinen bir köylü, yaz günü köyden kasabaya iner. İşlerini bitirip dönerken karpuz da alır yanına. Sıcaktan yorulunca bir ağacın altına oturur. Karpuzu kesip sadece ortasını (göbeğini) yer, gerisini bırakır. Yanında hiç kimse olmadığı halde havasını atar:

‘Buradan bir ağa geçmiş’ desinler!

Sonra dilimlerini yer:

‘Ağanın bir de hizmetkârı varmış’ desinler! Sonra kabuklarını kemirir:

‘Ağanın bir de eşeği varmış’ desinler! Sıra çekirdeklerine gelir:

‘Ağanın bir de tavuğu varmış’ desinler!!!

Desinler bakalım...

DÜNYANIN EN BÜYÜK...(!)

Yurdum insanından ilginç “ağalık” yansımaları:

* İki apartmanın arasına açtığı barakamsı yere koca bir tabelâ: Paris Kebap Salonu!

* Sigara Dünyası! Sigaraya dair her şey!

* Dünyanın en büyük döner salonu yakında burada açılıyor! Dünya mutfağı burada!

* Dünyanın en büyük Adliyesi bizde!

* Dünyanın en büyük havaalanı, en büyük tüneli, en büyük köprüsü...

Onlar da kurtarmıyorsa ecdat ile övünme başlıyor.

İTİBARDA İSRAF OLMAZ MI?

Türkiye’den 20 kat büyük bir devletin başkanı Hz. Ömer, Kudüs’e giderken tek deveye, kölesiyle birlikte ve sırayla biniyor. ‘İtibar elbise veya binekte değil; İslâm olmakta.’ diyor.

Yavuz Sultan Selim, Mısır’ın fethinden dönerken gösteriş olmasın diye, akşam olmasını bekliyor ve mütevazı bir kayıkla geçiyor Topkapı Sarayı’na.

Şimdi kendimizden menkul bir fetva ile; ‘itibarda israf olmaz’ diye nice konaklar, saraylar, makam odaları yaptırıyoruz. Cuma selâmlığı için 500 araçlık konvoy ile itibarımızı dünyaya gösteriyoruz. Çetin Altan’ın deyimiyle tam ‘Türk’ün Türk’e propagandası...’

HAMASETTEN TAHARET

Geçmişte kim debdebe ile yaşamış, kim mütevazı yaşamış, İslâm bu konuda ne diyor? Hangi âyet, hangi hadis böyle söylüyor diye soran, sorabilen biri yok. Beğenmediğimiz birilerinin kötü huyları onlardan bize geçmiş, bizim güzel hasletlerimiz de yaşanmayınca bize küsüp uzaklara gitmiş galiba.

Meselâ; İsveç Çalışma Bakanı işine metro ile gidiyor. Yeni Zelanda Başbakanı maaşından feragat ediyor. İslâm’ı yaşama endeksinde gayri müslim ülkeler ilk sıralarda yer alıyor. Acaba diyorum; Hz. Ömer’i yıllardır yanlış yerlerde mi aradık? Hamasete gelince mangalda kül bırakmıyoruz, uygulamaya gelince hak getire! Her şeyde ve her yerde hamaset!

***

Kendi ilmini göklere çıkaran bir hoca, namazın şartlarını sayıyormuş:

Bir, hadesten taharet; iki, necasetten taharet ve üç ...

Bir dostumuz tam burada taşı gediğine koyuyor: Üç.. hamasetten taharet....

ALLAH BÜYÜK, AMA KAYIK KÜÇÜK!

Fıkra ile başladık, fıkra ile bitirelim: Temel ile Dursun balığa çıkmışlar. Bir fırtına çıkınca Temel’de bir telâş, bir telâş...

Dursun: ‘Telâş etme, Allah büyük’ demiş. 

Temel ise şartlarının farkındadır: ‘Evet Allah büyük ama, kayık küçük!’

Evet... Allah büyük, İslâm kutsal, Efendimiz (asm) medar-ı iftiharımız...

Evet, Kur’ân dünya ve ahiret için bir mutluluk formülü ve hakikatler hazinesi...

Evet... Hz. Ömer büyük, adalet büyük, karıncanın hakkına bile riayet etmek güzel...

Evettt... de... Peki ya biz bunların neresindeyiz?

Okunma Sayısı: 2605
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    2.11.2020 15:21:32

    Makalenin başlığı ve ruhuna uygun bir üslup ve içerik seçilmiş, hem de ustaca. Tumturaklı ve ağdalı cümleler yerine, düşündüren fıkralarla mesele gayet sade bir dil anlatılmış. Tebrikler, dualar...

  • Said Yazar

    2.11.2020 11:29:29

    Teşekkürler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı