12 Eylül darbesinin yıldönümünde, gündemin “yeni anayasa” olması kaçınılmaz.
Darbenin bıraktığı birçok tortu hâlâ temizlenemezken, Türkiye 41 yıldır ‘Darbe Anayasası’ndan kurtulamadı… Darbe Anayasası’nın sahibi kalmadığı gibi 1982 Anayasası’na destek verenler dahi “demokrat, hürriyetçi, sivil bir Anayasa” yapılması gerektiği konusunda hemfikirler.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş Genel Kurul’daki konuşmasında “Milletin bizden beklentisi olarak önümüze koyacağımız şey yeni, çağdaş, katılımcı, kapsayıcı ve millî bir anayasanın bu Meclis tarafından gerçekleştirilmesi hedefidir.” demişti.
Ulucanlar Cezaevinde düzenlenen “Yeni Anayasa Sempozyumu”nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün siyasi partilere, STK’lara, akademi mensuplarına seslenirken “En ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım.” demişti.
Ancak bir taraftan Mecliste grubu bulunan partileri ziyaret edeceklerini söylerken diğer taraftan Erdoğan’ın “Yeni bir anayasa yerine tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya fırlatıp kendi dünyalarına daldılar.” diyerek muhalefeti eleştirmesi de sürecin daha baştan çıkmaza girmesi noktasında vahim bir hata.
***
Millet İttifakının teklifi
Erdoğan’ın kast ettiği Millet İttifakı’nın üzerinde aylarca çalışarak hazırlayıp 28 Kasım 2022’de açıkladığı 150 sayfalık “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi” olmalı.
Öneri de, 1982 Anayasasının 84 maddesinde ve 9 bölüm başlığı, alt başlık ve madde başlığında değişiklik yapılıyor. Etkin ve katılımcı bir yasama; istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme; bağımsız ve tarafsız bir yargı; kurumsal kültürün hâkim olduğu bir kamu yönetimi ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etmek yer alıyor.
Öyle anlaşıyor ki, öneride yer alan “Anayasal hak ve hürriyetleri güvencesiz bırakan, hukuk devleti mekanizmalarının tamamını aşındıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini yürürlükten kaldırmak ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişi sağlamaktır. Öncelikle olarak yapılması gereken ucube sistemden kurtulmak olmalıdır” denilmesi “tutarsız ve anlamsız” olarak değerlendiriyor.
Hazırlanan bu kapsamlı çalışmadan faydalanmayı düşünmek yerine baştan itiraz edilmesi yanlış olsa gerek.
Sadece Meclis’te grubu bulanan partilere gidilmesi de yanlış. Şu anda Meclis’te grubu bulunan 6 parti var. Yeni anayasa “herkesin anayasası” olacaksa parlamentoda temsil edilen 14 siyasi parti ziyaret edilip, teklifleri alınması en doğru yoldur.
***
Hep sonuçsuz
Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ AKP iktidarında “yeni anayasa” için yapılanları şöyle sıralıyor:
2007’de Prof. Dr. Ergün Özbudun başkanlığında kurulan “bilim komisyonu” 137 maddeden oluşan bir Anayasa Önerisi Taslağı hazırladı, ama sonuç çıkmadı.
2008’da TBMM Başkanı Köksal Toptan, Meclis’te grubu partilere mektup yazarak; yeni anayasa için üye istedi ama komisyon dahi kurulamadı.
2013’de TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in önerisi üzerine kurulan “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” 328 toplantı yaptı, 172 maddeyi müzakere etti, 14.970 sayfa tutanak tuttu ama uzlaşılamadı.
2016’daTBMM Başkanı İsmail Kahraman önerisiyle “Anayasa Mutabakat Komisyonu” kuruldu. Ancak yine bir sonuç çıkmadı.
Darbe anayasasının bugüne kadar ilk dört maddesi hariç neredeyse tamamında değişikliğe gidildi ama bir türlü hedeflenen demokrat, sivil ve hürriyetçi anayasa ortaya konulamadı. 1980 darbesinin ruhu hâlâ üzerinde duruyor.
Ülkeyi darbe anayasası ile yönetilme ayıbından kurtarmak için “amasız, fakatsız, önyargısız, dayatma yapmadan” bir çalışma yapılması gerekiyor. Yoksa bundan önce olduğu gibi yine çalışmalar sonuçsuz kalır ve ülke darbecilerin yaptığı anayasa ile yönetilmeye devam eder. Bu yüzden milletvekilleri kararlı bir duruş sergileyip, demokratik, hürriyetçi ve sivil bir anayasa yapmalıdır.