İçişleri eski Bakanı Efkân Âlâ, yemin töreninde muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin “‘Anayasa yok’ diyordun niye yemin ediyorsun” diye sataşmaları arasında “milletvekili yemini”ni etmişti.
Âlâ yemin ettiği sırada kendisine sataşan milletvekillerine cevap vermemişti. Buna içerlemiş olacak ki, “Halen kendilerine giydirilmiş bu deli gömleğini bazı milletvekilleri içselleştirmiş” diye cevap vermiş.
Kendisine iki sefer yemin ettiren Deniz Baykal’a cevap vermiş ve “Neyi şaşırmışım, orada bağırıyorlardı tam anlaşılmadı söylediklerim. Anayasa profesörleri de tekrarladı. Öbürlerinin tamamı yanlış okunmadı mı, ‘inkılap’ ile ‘inkilap’ diye okunmadı mı? Alıp metinleri okuyun. Bilmem kim duymamış da... Ne diyor son bir hece duyulmamış kardeşim. Kasıt da var biraz tabiî” diyerek savunmuş. (Milliyet, 2.7.15)
Âlâ’nın sonuna kadar haklı olduğu ise, bu anayasanın millet iradesiyle yapılmamış olması. Ancak Âlâ’ya şunu hatırlatmak lâzım. Kendisi bu anayasaya sadakatle bağlı kalacağını yemin etti. Türkiye’nin hem bu anayasadan hem de bu yeminden kurtulması için yapılması gereken açıktır; darbe anayasasından bir an önce kurtulmak için adım atmak. Bu dönemde yeni, sivil, hürriyetçi bir anayasa yapılabilir mi? Çok zor bir ihtimal gibi görünüyor…
* * *
ONLAR BİRBİRLERİYLE UĞRAŞA DURSUN!
Muhalefet partilerinin genel başkanları birbirlerine lâf yetiştirirken, seçimden sonra ilk sınavlarında adeta “gol” yediler.
Bakın bir kaçını yazalım. Yazacaklarımız Meclis başkanlığı seçim turlarının yapıldığı günlere denk geliyor. Kılıçdaroğlu’dan Bahçeli’ye, “AKP ne zaman köşeye sıkışsa koltuk değneği, kurtarıcı hep belli.”
Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na, “CHP’nin tuzak kuracak başka bir parti bulamamıştır da gözünü bize mi dikmiştir.”
Demirtaş’tan Bahçeli’ye, “Meclis başkanlığı MHP’ye hayırlı olsun.”
Sonuç AKP’nin adayı İsmet Yılmaz Meclis Başkanı. Böyle yapmaya yani uzlaşmamaya devam ederlerse de yüzde 40.67 oy alan AKP her dediğini yapacaktır…
* * *
ASIL PARALEL BU!
Başbakanlık bünyesinde BİMER (Başbakanlık İletişim Merkezi) isimli bir kuruluş var. Vatandaşlar şikâyetlerini buraya bildirip çözüm bulunmasını istiyor.
Şimdi tam da “paralel” ismine yakışır bir gelişme yaşanmış. Cumhurbaşkanlığı Saray’ı da CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) kurmuş. Yani, BİMER’e, paralel CİMER…
CİMER’e gelen şikâyetler ilgili kurumlara gönderiliyormuş. Saray’ın internet sitesinde “Cumhurbaşkanına yazın” başlığındaki form, e-devlet üzerinden dolduruluyor.
Şikâyeti olanlara önemle duyururuz…
* * *
15 DAKİKADA GİRERSİNİZ, AMA…
Irak’ın üçe bölünmesinden sonra “Arap baharı”nın en çok etkilediği ülke olan Suriye’de yüzbinlerce insan ölürken, milyonlarca insan yerinden yurdundan edildi. Tam bir insanlık trajedisi yaşanırken, dünya seyrediyor. Son MGK toplantısından sonra Suriye’de tampon bölge kurulabileceğinin planları yapılırken, hükümeti ikaz edenler de oluyor.
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “Oraya asker göndereceğinize siyasetçi gönderin” diye tepki gösterdi.
Esas dikkatimizi çekeni ise SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın sözleri oldu. Kamalak, Türkiye’nin Suriye’ye girmesinin 15 dakika alacağını, ama bu bölgeden çıkmasının 15 yılda mümkün olabileceğini söyledi. Ne kadar haklı bir söz değil mi?
Türkiye bir belânın ve bataklığın içine sokulmamalı. NOKTA…