"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hak arama yolları yeterli mi?

Mehmet KARA
17 Ocak 2022, Pazartesi
Hak, insanın kazanmış olduğu ve kimsenin elinden alamayacağı bir kavramdır.

Yaşama hakkı, okuma, ifade, düşündüğünü ifade etme gibi kavramlarının yanında âdil yargılanma hakkı da en temel insan haklarından biridir. 

Türkiye’de insanların haklarını aramak için Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başta olmak üzere mahkemeler var.  

Bunların dışında Kanun Hükmünde Kararname ile memuriyetten atılan ve kapatılan kurumların haklarını arayacağı OHAL İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu (ombudsmanlık), İçişleri Bakanlığı’nca kurulan Açık Kapı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu gibi kişilerin haklarını aramaları bağlamında başvurabileceği 15 kurum/kurul var.  

Bu kurumlardan çoğu Avrupa Birliği müktesebatına uyum için kurulan kurumlar arasında yer alıyor. Peki, bunca kurum ve kuruluş insanların haklarını ararken yeterince insanlar tarafından biliniyor mu, ya da görevlerini tam ve eksiksiz yapabiliyor mu? Meselenin özü de burası. Bu iki soruyu da “evet” cevabını vermek zor. 

“Anayasa’nın “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde dâvâcı ve dâvâlı olarak iddia ve savunma ile âdil yargılanma hakkına sahiptir” deniliyor. Hak arama hürriyeti, “pozitif hukuk” tarafından tanınmış hakların birinci şartı. Bu hakkın kullanılması da buna ilişkin başvuru yollarının tam ve etkin biçimde tanınmasıyla mümkün olabilir. 

*** 

“VAHİM…”

Geçtiğimiz Günlerde Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan’ın, Anayasa Mahkemesine bağlı Anayasa Yargısı Araştırmaları Merkezi (AYAM) ve Ankara Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği bir sempozyumdaki sözleri adalet sistemimizin ne durumda olduğunu gözler önüne serdi. 

AYM’ye 2021’de 66 bin 121 başvuru yapıldığını bu başvuruların yüzde 73’ünden fazlasının âdil yargılanma hakkı için olduğunu söyleyen Aslan’ın “Başlangıçtan itibaren verdiğimiz toplam ihlâllerin yüzde 77’si âdil yargılanmaya dahildir. Bu sayı ve oranlar bize vahim bir durumu işaret ediyor. Âdil yargılanma hakkıyla ilgili bir meselemiz var” demesi adalet sisteminin durumunu ortaya koldu.  

AYM Başkanı Aslan, “Bu meseleyi çözmek de hepimizin ortak görevi” derken bu görev başta ülkeyi yönetenlere, yüksek yargı mensuplarına düşüyor. Adalet reformları yapılırken öncelikle bu durum öne alınmalı ki, insanların hak aramaya ve adalete güveni sağlansın… 

*** 

KDK’YA 9 YILDA 189.595 BAŞVURU

Başta da saydığımız gibi insanların hakkını aramayabileceği kurumlardan birisi de 2012 yılında kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu… TBMM’ye bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz özel bütçeli Kurum 29 Mart 2013 tarihi itibariyle şikâyet başvurularını alınmaya başladı. Kurulduğu günden bu yana Kurum’a 190 bine yakın başvuru yapılmış. Bu da ortalama yıllık 20 bin başvuru demek. Geçtiğimiz sene de haksızlığa uğradığını söyleyen 18.843 kişi hakkını aramak ve almak adına Kurum’a başvurmuş. 2020 yılından kalanlarla birlikte 21.783 adet dosyadan 19.740 tanesi sonuçlanmış. 2042 başvuru da bu seneye kalmış.  

Her sene olduğu gibi bu senede medyanın Ankara Temsilcilerinin dâvetli olduğu toplantıda KDK Başdenetçisi Şeref Malkoç, 2021 yılı değerlendirdiği bir toplantıda bu rakamları paylaştı. 

“Vatandaşın avukatı idarenin dostu” diye tanımladığı KDK’nın geçen yıl 2.160 başvuruyu da dostane yollarla çözdüğünü anlatan Malkoç, geçen yıl insanların haklarını aramaları bağlamında başvurabileceği 15 kurum/kurul başkanı ile toplantı yaptıklarını ayrıntısına girmeden 7 milyon 500 kişinin hakkını aramak için başvurduğu bilgisini verdi. 

TDK da OHAL Komisyonu gibi haksız bulunan kamu kurumlarıyla ilgili bir yaptırımı yok. Kararları tavsiye niteliğinde, haksız bulunan kuruma kararını bildiriyor, o karara uyup uymamasına bakmıyor, bakamıyor. 

Kurum’un kurulduğu günden bu yana tavsiye kararlarına uyma oranlarının yüzde 20’lerden başladığını 2022 yılında yüzde 79’a ulaştığını anlatan Şeref Malkoç ilginç bir örnek verdi: 

“Geçmişte ÖSYM ile ilgili çok tartışmamız oldu, bizim kararlarımıza uymuyordu. Ben de dedim ki biz KDK’yız, kamunun vicdanıyız. Sonra gelen arkadaşımız ilk basın toplantısında KDK’nın kararlarına uyacağını söyledi. Sonra eğitimden gelen şikâyetler yüzde 50 azaldı. Daha sonra o arkadaşımız bakan yardımcısı, şimdi de Millî Eğitim Bakanı oldu.” 

Hukukçu olan Malkoç’un Fazilet, Refah, Has Parti ve AKP’de siyaset yapmasına rağmen kurumu siyasî alana çekmemek adına siyasî konulara girmemeyi tercih ediyor. “Partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde atamalarda liyakat ve adalete dikkat ediliyor mu?” sorusuna da bu yüzden cevap vermedi.  

2021 yılında 8 milyona yakın insanın hakkını aramasına getirdiği yorum ise, “İnsanlarımızın haklarına ne kadar düştük olduğunu, hakkını aramak için olağanüstü gayret gösteriyor” şeklinde oldu.  

Peki, bu 8 milyon insan başvurusunu yapmış, ama hakkını alabilmiş ki, ayrıntı yok. 

İnsanların hakkını aramak için 15 kurum varken, vatandaş hâlâ haklarını alamamaktan bahsediyorsa bir yerlerde bir yanlışlık var demektir. Bu yanlışlıklar düzeltilmedikçe istediğiniz kadar kurum oluşturun çözüm olmaz, olamıyor da… Önce insan, önce insan hakkı… 

Okunma Sayısı: 1397
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nabi

    17.1.2022 01:44:32

    Bizim oğlan bina okur,döner döner yine okur mantığıyla hareket edilir ,deve kuşu mantığıyla hadiseler yorumlanıp sorunlar çözülüyor aldatmaca mağalatasıyla hareket edildiğinde sonuçta farklı çıkmıyor Mehmet kardeşim. Ne zamanki Demokrasi ve hukuk içerisinde menhus 15 Temmuz fitne-i münafıkasesinden kurtulunur ,(millet ekseriyetinin yüzde sekseni ehl-i tahkik olup ) yönetenlerin sözlerine gözü kapalı inanıp biat edilmez ise işte o zaman işler yoluna girer ,memleketimize de huzurda ,refahda, mutlulukda gelir.Üstadımızın dediği gibi ;Tebeddül-ü Esma ile hakaik değişmiyor ;Bir millet cehaleten hukukunu bilmez ise ehl-i hamiyetide müstebit yapar kaziyesi hükmünü alenen gösteriyor.Cenab-ı Allah C.C. her halimizden ve davranışlarımızdan dersler ibretler alabilmeyi nefsimize/neslimize milletimize nasip müyesser eylesin Amin inşaallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı