Meclis bir taraftan 12. Kalkınma Planı’nı görüşürken bir taraftan da Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan 2024 bütçesi için yoğun mesai harcıyor.
Ekonominin hâli ortada iken Kalkınma Planında “büyük” hedefler(!) ortaya konulmuş. 2023 yılı hedefleri arasında olan “Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceği” hedefi tutmadı. Şimdi hedef 2053. O da tutmazsa 2071. Tabii o zaman AKP kalır mı, onu da yaşayarak göreceğiz.
Bir hedef ortaya koymak önemli ama gerçekçi olmadıktan sonra bir anlamı yok.
Plânda yargı alanında da, büyük büyük hedefler ortaya konulmuş. “Çağın gereklerine uygun, daha özgürlükçü, kapsayıcı ve demokratik bir anayasa”nın hazırlanacağı söyleniyor ama bundan önceki teşebbüslerin hep akim kaldığını hatırlıyoruz. Yargı reformu yapılacağı, insan hakları eylem planları hazırlanacağı, ifade özgürlüğünün güçlendirileceği, AİHM ile yapıcı iş birliği sürdürüleceği de hedefler arasında ama tek tek hepsine bakıldığında 22 yıllık süreç yine gözümüzün önüne geliyor. Planların hep tozlu raflarda kaldığı görülüyor.
***
139 ÜLKE ARASINDA 116. SIRADA
Türkiye’nin yargı alanında da sınıfta kaldığı ortada. 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 139 ülke arasında 116. olduğu düşünüldüğünde, bu hedeflerin ne kadarının tutacağı şimdiden belli. Adalete güven yerlerde sürünüyor. Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ geçen sene adalete güven duygusunu artırmak için önemli çalışmaların altına imza atacaklarını söylemişti. Ama durum ortada.
Planda, eğitim, yoksulluk gibi konularda da hedefler sıralanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesi mülakatın kaldırılması ile ilgili verdiği sözün de yerine gelmeyeceği ortaya çıkıyor. Mülakata devam edileceği söyleniyor.
Tıpkı, seçim öncesi ekonomiden sağlığa, insan haklarından, sığınmacıların durumuna kadar onlarca sözün unutulması gibi.
***
ORTAKLARI BİLE ELEŞTİRİYOR
Cumhur İttifakı ortağı Yeniden Refah Partisi Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla’nın Plan’la ilgili şöyle söylüyor: “Üretim, üretim, üretim… Üretim olmadan kalkınma olmaz, üretim olmadan paranın değeri de korunmaz. Aslında çare de çözüm de belli: İsrafı önleyeceksin, denk bütçeyle, havuz sistemiyle yerli ve millî kaynakları harekete geçirerek üretim yapıp bölüşümde adaleti sağlayınca bütün problemleri çözeriz Allah’ın izniyle.” Sayın vekilin bu sözleri ortakları tarafından dikkat alınır mı bilmiyoruz. Hükûmetin üretim politikası yok. Bundan önce yapılan fabrikalar, bir bir satıldı, satılıyor.
Sayın Aşıla’nın şu cümlesi de önemli, “Tabii ki maddi kalkınmanın yanında manevi kalkınmayı da ihmal etmeyeceğiz. ‘Önce ahlak ve maneviyat’ diyerek ‘Beni gören Allah var’ korkusunu kalplere yerleştirecek insanlarla bu işi hallederiz.” Allah ve mâneviyat konusunda ülkemizin durumunu anlatmaya gerek var mı?
***
“UTANÇ VERİCİ”
Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Kalkınma Planı oylaması öncesi, “TÜİK’in araştırmasına göre açlık sınırı 13.684 lira ama emekli maaşı 7.500 lira, yoksulluk sınırı 44.573 lira, asgari ücret 11.402 lira. Bu, iktidar için ülkemiz için geldiğimiz nokta için utanç verici bir noktadır utanç verici bir durumdur; çünkü açlık sınırının hemen hemen yarısı kadar maaş alan emeklilerimiz vardır. İktidarın bir parça yüzü kızarması lazım diyorum…” demişti. Plan Mecliste görüşülürken ülkemizin gerçeği de bu. Önümüzdeki yılın da daha kötü geçeceği ortada…
12. Kalkınma Planı Meclisten geçti, hayırlı olsun. Önceki planlar tutmadı, bu tutar mı bilmiyoruz ama görünen köy de kılavuz istemiyor.