"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayalen Ertuğrul Gazi’nin otağına misafir olduk

Mehmet Pekel
28 Haziran 2022, Salı
Ertuğrul Gazi’nin türbesi anma toplantılarının yapıldığı, bakımlı bir alan içerisindedir. Hayalen Ertuğrul Gazi’nin otağına misafir olduk. Her kesimden vatandaşın gruplar halindeki ziyaretleri dikkatimizden kaçmadı.

Eskişehir, Bilecik, Söğüt Gezi Notları - 2
Mehmet Pekel

***

OSMANLI’LARIN FİLİZLENDİĞİ TOPRAKLAR

Bu iki günlük kısa gezinin bir diğer amacı da ilay-ı kelimatullah hakikatini tüm dünyaya göstererek 600 yıl ömür süren bir büyük medeniyetin ilk filizlendiği toprakları görmek, havasını teneffüs etmek kuruluş dinamiklerini tefekkür etmek, öncü akıncıların hissiyatını anlamaya çalışmaktı.

”Her nefis ölümü tadacaktır” ilahi kanuna uygun olarak 13.yüzyılda kurulan Osmanlı Devleti altı asır yaşadıktan sonra 20.yüzyılda tarih sahnesinden çekilerek yerini Türkiye Cumhuriyetine bıraktı. 16.Yüzyılın sonunda 22 milyon kilometrekare yüzölçümü ile dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlılar üç kıtada adaletle hüküm sürdüler. 17.yüzyılın başından itibaren bilim ve teknolojide gerekli adımların atılamayışı, kuvvetli düşmanlarla komşuluk, tabi sınırlara ulaşmak gibi pek çok nedenlerle, yaptığı gaza ve savaşlarda arkasında yüzbinlerce şehid ve gazi bırakarak, önce durakladı ve sonrasında da yıkıldı.

Osmanlı Devletini değerlendirirken hasenatının seyyiatına galebesi noktasında bakmak gerekir. Hatasız ve yanlışsız bir Osmanlı anlayışı gerçekçi değildir. Osmanlılar’ın her yaptığını kutsamak, onlar üzerinden siyasi güç kazanmaya çalışmak ve tarihi de bu anlamda siyasallaştırmak doğru değildir. Son yıllarda Selçuklu ve Osmanlı tarihi üzerinden muhatablara gönderme yaparak milleti konsolide etme planları da toplumun tarihe ve ecdada bakışında kırılmalara neden olabilir. Siyasetin girmemesi gereken alanlar olan marif, kışla ve camiye ,tarihi de ilave etmek sanırım yerinde olacaktır.

ŞEYH EDEBALİ VE TÜRBESİ

Kuruluş ve Kurtuluş şehri olarak tanımlanan Bilecik’te bir tarih vadisi oluşturulmuş ve bu vadinin en en kıymetli misafiri hiç kuşkusuz Osman Gazi’nin kaimpederi ve Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu Şeyh Edebali’dir. Şeyh Edebali 1206 yılında Merv’de doğmuş Sadreddin Konevi ve Mevlana Celaleddin Rumi ile aynı tarihlerde yaşamıştır. Bir çok alimden ders almış ve sonunda kendi zaviyesini kurarak irşad hizmetlerine başlamıştır.

Selçuklu devleti tarafından yaylak ve kışlak olarak aşiretine verilen Söğüt ve Domaniç yaylalarında ikamet eden Osman gazi sık sık Şeyh Edebali’nin ziyaretine giderek misafiri olur ve duasını alırdı. Osman Gazi’nin gördüğü bir rüyayı yorumlayan Şeh Edebali ”Oğul Hak Teala sana ve soyuna hükümranlık verdi, mübarek olsun kızım Mal hatun senin helalin olsun” diyerek Osmanlı devletini kuruluşunu ve Osmanlı hanedanını müjdeler.

Bir ahi zaviyesi içerisinde yer alan Şeyh Edebali türbesinde, Şeyh Edebali ile birlikte onun aile fertlerinin yattığı altı büyük, dört küçük sanduka vardır. Zaviye; yüksek bir tepede derin vadi ve kanyonlara bakan, seyir terası ile bütün güzelliklerin görülebildiği, yeşilin her türlüsünün bulunduğu muhteşem manzaralı bir alanın içindedir.

Erken saatlerde lahuti sessizlik içinde bülbüllerin nağamatı, gönülleri dalgalandırarak Şeyh Edebali’nin ruhaniyatı ile beslenen bir zikir zenginliği sunmaktadır. Ruhların yıkandığı ve arındığı hiç ayrılmak istenmeyen bir ruh hali ziyaretçileri çepeçevre kuşatır.

Türbenin hemen yanında birkaç basamakla inilen diğer bir türbede Osman Gazi’nin eşi Bala Hatun ve annesinin de sandukaları vardır. Zaviyenin müştemilatından günümüze pek fazla bir şey kalmamıştır.. Türbenin yanında küçük bir mescit ve alt tarafta da kabirlerin olduğu hazire uhrevi havayı tamamlamaktadır.

ORHAN GAZİ CAMİİ

Türbenin elli metre altında Orhan Gazi adına Yıldırım Bayazit’ın 1392 tarihinde yaptırdığı bir cami vardır. Bu caminin en önemli özelliği orijinal minaresinin 30 metre uzakta olması ve Osmanlı mimarisinin ilk kubbeli yapısı olmasıdır. Kurşunlu camii olarak ta bilinmektedir.

Tarih vadisi içerisinde yeşillikler ve güllerle bezenmiş bir açık hava galerisinde tüm Osmanlı padişahlarını anlatan portreler ve yazılar mevcuttur.

DURSUN FAKIH TÜRBESİ

Söğüt ilçesi’ne bağlı Küre köyünde 550 metre yükseklikteki bir tepedeki türbede medfun bulunan Dursun Fakıh, Şeyh Edebali’nin talebesi olup, Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna şahitlik eden devrin en önemli alimlerindendir. Şeyh Edebali’nin damadı ve Osman Gazi’nin de bacanağıdır.1299 yılında Karacahisar’ın fethini müteakip Osman Gazi adına hutbe okuyup, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu dünyaya ilan etmiş ve aynı zamanda ilk kadı unvanını almıştır. Türbenin çevre düzenlemesi ile birlikte sosyal alanlar unutulmamıştır. Hoca ve talebesi arasındaki mesafe yaklaşık 15 kilometre olup, birbirini gören bu iki türbeden yayılan feyiz ve maneviyat alışverişi ziyaretçileri de cezbetmektedir

ERTUĞRUL GAZİ VE TÜRBESİ

Ertuğrul Gazi, Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı boyu beyi Süleyman Şah’ın ve eşi Hayme Hatun’un evlatları olarak 1189’da dünyaya gelmiş, 1281 tarihinde vefat etmiştir. Selçuklu ordusunun Sivas yakınlarında Moğollar’la savaşı sırasında Kayı’lar, Selçuklu’lara yardım etmiş ve savaşın kazanılmasında önemli katkılar sağlamışlardır. Bu katkılarından dolayı Sultan Alaattin Keykubat tarafından Ankara yakınlarındaki Karadağlar’a yerleştirilmişler, daha sonra aşiret 1230 yılında Söğüt ve Domaniç’e yerleşmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurucusunun babası ve devletin kuruluşunun ilk tohumlarını atan Ertuğrul Gazi’nin türbesi anma toplantılarının yapıldığı, yeşillikler içerisinde, bakımlı bir alan içerisindedir. Türbenin etrafında Ertuğrul Gazi’nin yakınları, silah arkadaşları ve alplerinin kabirleri vardır. Bu kutlu Alpler’den bazıları Gündüz Bey, Abdurrahman Gazi, Akça Koca, Turgut Alp, Saltuk Alp, kardeşi Dündar Bey ve oğlu Savcı Bey ve diğerleri… Türbe ziyareti sırasında baltalı muhafızların saygı nöbet değişim törenini de izleme imkanımız oldu. Hayalen Ertuğrul Gazi’nin otağına misafir olduk. Her kesimden vatandaşın gruplar halindeki ziyaretleri dikkatimizden kaçmadı.

SÖĞÜT ERTUĞRULGAZİ MESCİDİ (KUYULU MESCİD)

Osmanlı’ların ilk merkezi olan Söğüt’te 1281 tarihinden önce Ertuğrul Gazi tarafından yaptırılmış dikdörtgen planlı bir camidir. İç alanı 36 metre kare, dış alanı 57 metrekaredir. Minarenin şerefesine 35 adet ahşap merdivenle çıkılır. Caminin en önemli özelliği, çok eski bir yapı olmasının dışında cami girişinde on metre derinliğinde bir su kuyusunun bulunmasıdır. Bu kuyu Rum mahallesinde bulunan camiye su almak ve içmek bahanesi ile gelen Rumlar’ın İslamiyete ısınması ve onlara namazın gösterilmesi amacı ile yapılmıştır. Tam bir müellefetü-l kulüb(kalblerin ısındırılması)hizmetidir. Mescid tüm asudeliği ile misafirlerini ve cemaatini beklemektedir.

DÖNÜŞ

Söğüt’te Çelebi Sultan Mehmet Camii’nde kıldığımız Tahiyyatü-l mescid namazından sonra İzmit’e müteveccihen yola çıktık. Dönüş yolunda bu tür gezilerin müfritane irtibatın sağlanmasına, şevkin artmasına ve seyahat ederek sıhhat bulunmasına vesile olduğu ifade edilerek, yeni geziler ve ziyaretler için planlara başlandı…

Tevfikin refik olması temenni ve duasıyla…

SON

Okunma Sayısı: 3869
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı