GEZİ: AVRUPA NOTLARI - 2
MEHMET PEKEL

ALMANYA / DÜSSELDORF

Avusturya’da bulunduğumuz günlerde daha önce birçok kereler teknik ziyaretler nedeniyle geldiğimiz Almanya’ya bu sefer Nur hizmetlerini yerinde görmek ve daha önce toplantılarda tanıştığımız nur gönüllülerini mekanlarında ziyaret etmek için bir program yaptık. Bu programa göre önce Düsseldorf’a sonrasında Köln şehrine nihayetinde Ahlen’e vasıl olmayı düşündük. 

Bulunduğumuz Linz şehrinde havaalanı olmadığı için en yakın havaalanının olduğu Salzburg’a gidip orada ilk durağımız olan Almanya’nın Düsseldorf şehrine uçtuk. Yaklaşık bir saatlik bir yolculuk sonunda Düsseldorf  havaalanına indik. Çıkışta bizi alacak arkadaşlarımızın sıcak ve mütebessim çehreleri ile karşılaşmak bizi çok mutlu etti, yolculuğumuzun devamının da nasıl geçeceğinin ilk işaretlerini verdi. Yılllar önce bir kere daha geldiğim Elle Strasse’deki kadim dersanenin merdivenlerinden çıkarken o ilk ziyareti hatırladım. O ziyarette bana şehri gezdiren bir nur kardeşimin munis simasını kısa bir tereddütten sonra hatırladım. Bu bana ayrı bir inşirah ve sürur verdi.

Ders salonuna girdiğimizde bizi ayrı bir sürpriz karşıladı. Ders kürsüsünde bir program için gelmiş bulunan kadim dostumuz Sabahattin Yaşar’ın okuduğu dersi dinledik. Ders sonunda Köln’den derse iştirak eden dostlarla beraber 30 kilometre mesafedeki Köln şehrindeki dersaneye vasıl olduk. Köln şehir ziyaretinden sonra Kölnlü dostlarla birlikte Almanya’nın aylık ortak dersine katılmak üzere tekrar Düsseldorf’a döndük. Sofraların kurulduğu, sohbetlerin yapıldığı, büyük bir kalabalığa mülaki olduk. Dersane tıklım tıklım doluydu. Gençler kendi aralarında, yetişkinler kendi aralarında tatlı tatlı sohbet ediyorlardı. Bu bize cennetteki sermedi manzaraların “dünya tezgahında dokunması” gerçeğini hatırlatıyordu. Yani cennet için hatıra ve malzeme biriktiriliyordu.

Birinci derste Sabahattin Yaşar duygu dünyamızı Risale-i Nur ölçüleri ile ilmik ilmik dokuyor, ikinci derste biz istibdatın psikolojik sosyolojik tabanını analiz ederek “Malikiyet ve Serbestiyet”e giden yolları bulmaya çalışıyorduk.

KÖLN

Köln bir milyon nüfuslu, içinden Ren nehrinin geçtiği Romalılar tarafından kurulmuş, orta çağda Hıristiyan alemi tarafından kutsal kabul edilmiş bir şehirdir. Köln ulaşım, kültür, bilim, sanat ve ticaret merkezidir. İkinci Dünya Savaşı’nda büyük yıkıma uğramıştır. Bir dostumuzun Köln’de bir kahvaltı ve şehir turu teklifine hayır diyemiyerek başladığımız geziye, kahvaltı servisi de yapan bir Türk restoranına giderek başladık. Türk gettosu olarak da bilinen Keupstrasse Caddesindeki bu restoranda kahvaltı ve tüm Türk yemeklerinin ikram edildiğini gördük. Çok kültürlü bir şehir olan Köln’ü en çok da bu cadde temsil ediyordu. Cadde boyunca ağırlıklı Türk olmak üzere; lokantalar, kafeler, berberler, kuyumcular, çeyiz mağazaları, fırınlar ve dönerciler sağlı sollu caddede dizilmişlerdi. Adeta Anadolu’daki bir cadde buraya taşınmıştı. Yaklaşık 55.000 Türk’ün bu şehirde yaşadığı ifade edilmişti. Türkleri takiben, İtalyanlar, Romenler, Bulgarlar ve son olarakda Suriyeliler geliyordu. Türkiye’yi aratmayan her türlü ürünün satıldığı açık pazarlar, ülkelere ve cemaatlere ait olan minaresiz ev veya dairelerden yapılmış mescitler yabancılık hissini bir nebze unutturuyordu.

KÖLN MERKEZ CAMİİ

Şehir turunda ilk uğrak yerimiz yapımı 8 yıl  süren, 35 metre yükseklikteki cam kubbesi ve 55 metre yükseklikteki iki minaresi ile modern ve son derece aydınlık, 4 bin 500 metrekare kapalı alanı olan muhteşem Köln Merkez Camiisiydi. Turkuvaz renkli güzel halısıyla cami, gök kubbenin mavisini birleştirmiş bir sonsuzluk hissi uyandırıyordu.

Bir kültür merkezi konsepti içinde yapılan cami Köln şehrine sanki maneviyat enjekte ediyordu. Sosyal donatılar içindeki çay ocağı demleme Türk çayı ile çay keyfi sunuyordu. Karşı tepede asırlardır duran Köln Katedrali ile Köln Merkez Cami semavi dinlerin Köln’deki sembolleriydi adeta.

KÖLN DOM KATEDRALİ

Köln’deki ikinci ziyaretimizi yapımına 1248 tarihinde başlanan 632 yıl inşaatı süren, 1880 tarihinde Katolik mezhebi için ibadete açılan 157 metre yükseklikteki Köln Katedral’ine yaptık. Gotik tarzı mimari ile inşa edilen katedral, Ren nehri kenarında dünyanın üçüncü büyük kilisesidir.

Haç şeklinde inşa edilmiştir. Yükseldikçe daralan ve sivrilen mimari yapısı, 509 merdivenle çıkılan iki kulesi, en büyüğü 24 ton ağırlığında olan 9 çanı ve camlarındaki vitrayları ile tam bir orta çağ kilisesidir. Katedralin dış cephesi gibi içi de karanlık ve kasvetlidir. 

Köln katedrali ile ilgili ilginç bir hatıra: İlk nesil gurbetçi Türkler Almanya’ya yeni geldikleri 1960’lı yıllarda, yaklaşan bir bayramda bayram namazını kılmak için Dom kilisesinin yönetimine başvurmuşlar. Başvuru kabul edilmiş ve büyük bir kalabalıkla kilise içinde bayram namazı kılınmış. Bu olay uzun bir süre Alman kamuoyunda gündem olmuş. Bu hadiseden de anlaşılıyor ki müspet hareket metodu ile açılamayacak kapı ve değişmeyecek görüş yoktur.

—DEVAMI YARIN—