"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zamanın dehşetli hastalıkları

Meral DEMİRDÖĞMEZ
03 Ağustos 2021, Salı
Mesnevî-i Nuriye’de Katre Risalesi’nin sonunda, Hatime kısmında nefsin dört çeşit hastalıkları beyan edilir ve tedavi çareleri gösterilir. Bu Hatime neden Katre Risalesi’nin sonuna dahil edilmiştir, sorusu akla gelebiliyor.

Katre Risalesi; “Allah’u La İlahe illa hüve” (Bakara Sûresi. 255) “O Allah ki, O’ndan başka İlâh yoktur” âyetinin tefsiri olup, Allah’ın birliğini, varlığının gerekli olduğunu delillerle ispat eder. 

Allah’ın birliği ispat edildikten sonra bu hastalıkların izah edilmesinde elbette çok hikmetler olmalı.

Evet iman etmek başka, imanın gereğini yapmak başkadır. Elde edilen imanın, hayata geçirilmesi noktasında zaafiyet, bu zaafiyetin neticesinde hastalıklara maruz kalınabilir. İlk bakışta farklı hastalıklar gibi görünse de, birbirini zincirleme takip eden hastalıklar olarak karşımıza çıkıyor. Nedir bu hastalıklar: Ye’is, ucub, gurur, suizan

“Amele ve taate muvaffak olamayan azaptan korkar, ye’se düşer” (Mesnevî-i Nuriye)

Demek Allah’a ve ahirete inanan, fakat İslâm’ı yaşama konusunda nefsine söz geçiremeyen veya günah işleyen kişinin yakalanacağı ilk hastalık, ye’istir. Hastalığın ilk devresi de diyebiliriz. Şeytan kişiyi tevbe kapısından uzaklaştırmak için onu ye’se düşürür. Meselâ “Cehennem azabını intac eden büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennemin tehdidatını işittikçe istiğfar ile ona karşı siper almazsa bütün ruhuyla Cehennemin ademini arzu ettiğinden, küçük bir emare ve bir şüphe, Cehennemin inkârına cesaret veriyor.” (2. Lem’a)

Bilmiyor ki; ubudiyet vazifesinden gelen cüz’î bir sıkıntıya bedel, inkârıyla, milyonlar manevî sıkıntılara kendini hedef eder. Sıkıntıdan kurtulmak için de kendince delil aramaya başlar. Bu noktada hastalığın 2. devresi oluşur. O da ucubdur.

Ye’is; Allah’ın rahmetinden ümit kesmek iken, ucub ise Allah’ın azabından kendini emin zannetmesidir. Bu zan sebebiyle, dayanak noktası aramaya başlar. Bir miktar kemalatı varsa ona güvenir. “Halbuki, amele güvenmek ucubdur, insanı dalâlete atar. Çünkü insanın yaptığı kemalat ve iyiliklerde hakkı yoktur, mülkü değildir, onlara güvenemez.” (Mesnevî-i Nuriye) Meselâ, kişinin doğru söz söylemesi hayırdır, hasendir. Fakat o sözün dile gelmesi için ağız, dil, tükürük bezi, gırtlak, hava vb gibi bütün şartları yaratan Allah’tır. Kişinin hissesi ancak doğru söyleme meylidir. Yani yüz cüz’den bir cüz’ü insana aittir. Allah’ın kendisine ihsan ettiği cihazat ve onlardaki mehasini göremeyen kişi hastalığın 3. devresine geçer. O da gururdur.

Yani aldanmaktır. Kemalat ve mehasini Allah’tan değil (haşa) kendinden bilmek, büyük bir aldanmadır. Halbuki; “gurur ile insan maddî ve manevî kemalat ve mehasinden mahrum kalır.” (Mesnevî-i Nuriye) Hakikat nazarında o insan nakıstır. Meselâ, tasavvuf yoluna giren, güzel rüyalar gören bir kimse kendini velilerle denk tutsa, bu vehimle o zatların irşatlarından mahrum kaldığı gibi çizgiden çıkabilir. Kendisini olmadığı bir makamda görmeye başlar ki, hastalığın 4. devresine yol açar. O da suizandır.

“Evet, insan, hüsnüzanna memurdur. İnsan herkesi kendisinden üstün bilmelidir.” (Mesnevî-i Nuriye) kaidesine zıt hareket edip, kendisini üstün görüp, su-i ahlâkıyla başkalarına hatta büyük zatlara su-izan etmeye başlar ki, bu da İslâmiyet hakkında şüphe etmeyi netice verir, hatta küfre kadar gidebilir. Suizan ise, kardeşlik duygularını öldürür. Ye’is ile başlayıp, su-izan devresine gelen hastalık, tedavi edilmezse, kişilere sirayet eder ve içtimaî hayatı öldüren zehir hükmüne geçer. Bu noktada Hutbe-i Şamiye’de izah edilen, içtimaî hayatta kuvve-i maneviyemizi kıran, şehamet-i imaniyeyi terk ettirip, hizmet-i imaniyeyi yapmaktan alıkoyan “Ye’is” yeniden dirilmeye başlar. (Tafsilatını Hutbe-i Şamiye’ye havale ediyoruz.)

Elhamdülillah Kur’ân ve Risale-i Nur gibi ilâçlarımız var, ümitsizliğe düşmek, ehl-i imanın şe’ni değildir. Reçetemiz; “De ki; Ey günahta aşırı giderek nefislerine zulmetmiş olan kullarım; Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Muhakkak ki, Allah bütün günahları bağışlar. Şüphediz ki O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.” (Zümer Sûresi. 53.) âyetine, sımsıkı sarılmak, ye’sin başını kesmek.

Hastalığın ilk belirtisi olan ye’se düşmemek için, 21. Söz 2. makam 4. ve 5. vecih ve 13. Lema 6. işarete müracaat etmek.

Rabbim nefislerimizi bu hastalıklardan muhafaza etsin. Amin.

Okunma Sayısı: 1710
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mustafa

    3.8.2021 23:39:51

    çok istifade ettiğim bir yazı, Rabbim kalbinize daim iman, kaleminize güç versin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı