"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üstadın portresinin bütün haşmetiyle göründüğü içtimaî alan

Mikail YAPRAK
08 Temmuz 2021, Perşembe
Sünûhat ve zuhurat kabilinden kalbe ihtar edilen içtimaî ve siyasî derslere göre bir yolun takip edilmesinde şer aranır mı?

Bediüzzaman gibi bir zat bir tercihte bulunmuşsa ve bu tercihini de delillendirerek izâhatını yapmış ve tam bir yol haritası çizmişse artık tereddüde düşülür mü? 

Evet, siyaset sahasında Ahirzaman Müceddidinin tercihi külliyen hayırdır. “Kalbe ihtar edilen içtimaî hayatımıza ait bir hakikat” olarak Risale-i Nur’a giren bir derste -hâşa- şer olur mu?

Böyle bir tercihte şerrin ehveni bile aranmaz. Zira “ehven-i şer” olan böyle nuranî bir tercihin bizatihi kendisi değildir. Tercihin kendisinde küllî hayırlar ve nurlar vardır. Ancak siyaset sahasında bu tercihe lâyık görülen partinin hatalarına ve yanlışlarına “ehven” nazarıyla bakılabilir.

Hiç dikkatinizi çekti mi ki, “kalbe ihtar edilen hakikat”ta var olan dört partinin dördüncüsünün, yani “İttihad-ı İslâm”ın tahlili en başta hemen yapılıyor ve sonsuza havale edilircesine ucu açık bırakılıyor. 

Sonrasında ise hep Demokratlığa vurgu yapılıyor, Demokratlara teveccüh gösteriliyor. Hatta Millet Partisi izahında bile, “Eğer İttihad-ı İslâm’daki esas olan İslâmiyet milliyeti ki, Türkçülük onun içinde mezc olmuş bir millet olsa, o Demokratın mânâsındadır, dindar Demokratlara iltihak etmeye mecbur olur.” görüşüne yer veriliyor.

O zaman öyle bir parti saha-i siyasette olmamasına rağmen, zikredilen ‘İttihad-ı İslâm’ mânası çok kapsamlıdır. Üstâd’ın hayatındaki çizginin üstünde yerini alan bir hakikattır. 

İttihad-ı Muhammedî, İttihad-ı İslâm.. 

Nurcular...

Bu alan, Üstâd’ın portresinin bütün haşmetiyle göründüğü bir alandır. 

Ama üzülerek ifade edelim ki, siyasî çalkantılar içinde bu mâna kavram kargaşasına düçar olarak, bazen ‘Siyasal İslâmcı’ zihniyetinde ve karakterinde olanlara da izafe edildi, ediliyor. Onlara da hamledildi, ediliyor. 

Bediüzzaman’ın, İttihad-ı İslâm Partisi’yle alâkalı izahatı, “siyasal” İslâmcılık yapanlarda görülüp gösterilerek, nasihat babından onlara hatırlatılıyordu. “Yahu” deniyordu, “ henüz yüzde altmış-yetmişlik dindarlık seviyesine ulaşılmadan neden meydana çıkıyorsunuz?” 

Güya acele ediyorlar kabilinden ifadelerle onlar da bu kategoriye dahil ediliyorlardı..

Yine üzülerek ifade edelim ki, ilk Millî Nizam ve akabinde Millî Selâmet olarak siyaset sahasına çıkan bu zihniyete karşı, o zamanlar biz de Risaledeki “yüzde altmış-yetmişlik dindarlık seviyesini hatırlatarak, onların zamansız meydana çıktıklarını onlara hatırlatıyorduk. 

Halbuki Risale’deki o ölçü onları bağlamazdı, onlar da zaten böyle ölçüyü tanımazdı. Zira o zihniyet, Bediüzzaman’ın siyasete bakışını inkâr ve reddeden bir zihniyetti.

Zaten Bediüzzaman’ın “yüzde altmış/yetmiş tam mütedeyyin” olma kriteri onları bağlamıyor. Çünkü onlar, “Bu Bediüzzaman’a göredir” demekle, “bizi bağlamaz” demişlerdir, diyorlar. Öyleyse onların bu “tepeden inme“ zihniyeti, Nurcuları hiç bağlamamalı!

O Nurcular ki, Ehl-i Beytten sayıldılar. Ve saltanat-ı dünyevîye Âl-i Beyte gelmez. “Çünkü iman, saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için bir mü’mine, küre-i arz kadar bir saltanat-ı bakiyeyi temin eder.” 1

(Not: Bu yazı, “Bu Vatanda Dört Parti’yi Doğru Anlamak” serisinin 5.sidir.)

Dipnot:

1- Kastamonu Lâhikası, s. 52.

Okunma Sayısı: 1837
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mikail Yaprak

    11.7.2021 13:07:46

    Muhterem Ahmed Sözeri, ben de öyle anlıyorum.. Üstad'ın takip ettiği ve gösterdiği yol haritası: İtihad-ı Muhammedî-İttihad-ı İslam-Nurcular-Demokratlar.. Yani tabir caiz ise, İttihad-ı İslam için parti bazında vazifeyi Demokratlar deruhte edecektir.

  • Ahmet Sözeri

    9.7.2021 08:57:35

    İttihad‐ı İslam paragrafının sonundaki "Fakat çok zamandan beri terbiye-i İslamiye ve şimdiki siyasetin cinayetine karlı dini siyasete alet etmeye mecbur olacağından şimdilik o parti başa geçmemek lazımdır" ifadesinden, yukarıdaki ifadeyi bir şart olarak alırsak, ittihad‐ı İslam manasındaki bir partinin hiç bir zaman iktidara gelmemesi gerektiğini anlıyorum.

  • Abdullah Tunç

    8.7.2021 19:59:02

    Geçmişte İttihad-ı İslam partisi konusunda bilme yerek bir hata yapıldı.O da şu; Milli Nizam ve devamı mahiyetindeki partiler,itti had-ı İslâm partisi konu munda kabul edilerek, öyle muhakeme edildi öyle yazılar yazıldı ve bu çok konuşuldu.Halbuki Milli Nizam ve devamı ma hiyetinde olan partilerin it tihad-ı islâm partisiyle ya kından uzaktan bir alakası yoktu.Sadece dini siyase te alet eden,dini kullanan sıradan bir partiydi.Sade ce şu söylemleri nasıl bir parti olduğunu gösterme ye yeter artar bile.Bir seçim çalışmalarında ba zı illerde biz müslüman sa yımını yapıyoruz diye zırvaladılar.Ayrıca bu par tiye oy vermeyenin imanı yoktur safsatasıda onlara ait.Bu zihniyetteki parti, it tihad-ı islam partisi olma sı mümkün mü?

  • Rasim

    8.7.2021 18:11:46

    Herkesinde rsaleden anladığı başka yorumu başka başka. Tıpkı Kur'an da tefsirlerin çeşitli olması gibi. Neticede Kur'an dan ve Risalelerden yola çıkarak adım atan her meşrep kardeşimize binlerce tebrik..

  • mehmet emin bozkuş

    8.7.2021 14:49:54

    Kalemine sağlık Mikail Yaprak ağabey..

  • Zeki Şimşek

    8.7.2021 12:08:47

    Allah razı olsun Mikail abi çok güzel izah etmişsiniz.kaleminize sağlık ve kuvvet.

  • Oğuz Yiğiter

    8.7.2021 04:05:54

    Risale-i Nur'un ve has şakirdlerinin şahs-ı manevîsi; Hazret-i Hasan(ra)'ın yarım kalan beş aylık hilâfetinin mütemmimi olduğu hakikatinin anlaşılması ehemmiyetli bir sır. Hâlâ anlaşılmayı bekliyor... Tebrikler, dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı