"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doğu Türkistan - 7

Muhammet ÖRTLEK
31 Ağustos 2019, Cumartesi
Çin ve Doğu Türkistan arasındaki sorunlar sadece etnik, dinî, sosyal, ekonomik değildir.

Çin’in, Doğu Türkistan’ı nükleer deneme sahası olarak kullanması sonucunda meydana gelen çevre kirliliği, her iki taraf arasındaki farklı boyutta bir sorundur. Çevre kirliliği, insan sağlığını tehdit ve ölümlere sebep olmuştur. Çin 1996’ya kadar Sincan’da 46 tane yeraltı ve yer üstü nükleer deneme gerçekleştirmiştir. 

Sonuncu deneme ise, 17 Ağustos 1995’te Lopnor’da yapılan ve Hiroşima’da kullanılandan 40 kat daha kuvvetli olan denemedir. Sincan’da Malan adlı mevkide içme suyu kaynağı olan Boston Gölü yakınında, Çin’in gizli nükleer üssü bulunmaktadır. 

Nükleer üstte yapılan denemeler neticesinde halkta saç dökülmesi, deri hastalıkları, lösemi, gırtlak kanseri, erken doğumda artış vb. görülmüştür. Çin’in “Çok Taraflı Test Yasağı Anlaşması”nı imzalayıp, Temmuz 1996’dan sonra nükleer deneme yapmadığı kaydediliyor. Onur Şükran’ın “Doğu Türkistan: Uygurlar’ın Bağımsızlık Mücadelesi (Dünya Çatışma Bölgeleri –içinde- Nobel Yayınları, Nisan 2004)” başlıklı makalesi ayrıntılı bilgiler sunuyor.

Biyolojik silâh uzmanı Ken Alibek, SSCB döneminde Rus biyolojik silâh programlarında çalışmıştır. 1980’lerde Doğu Türkistan’da ölümlere sebep olan salgın hastalıklar görüldü. Aynı zamanda bölgede pek rastlanmayan iki bakteri türü olan Ebola ve Marburg tesbit edilmiştir. Nükleer denemeler, biyolojik silâh üretimi, çevre kirliliği ve insan sağlığına zararları hakkında Ken Alibek’in Stephen Handelman ile birlikte ABD’de 1999’da Dell Publishing’den yayınlanan “Biohazard” adlı kitabı konuyla ilgili derin detaylara yer veriliyor.

Çin’in uyguladığı biyo-politika ve demografik uygulamalar, Müslüman Uygur Türkleri’nin nüfusunu olumsuz etkiliyor. Pekin’in 1988’de Aile Planlaması Kanunu, Doğu Türkistan’da hayata geçirildi. Kanun ile Şehirli Uygurlar’a 2, kırsal kesimdeki Uygurlar’a 3 çocuk sınırlandırılması getirildi. Bunun dışındaki hamilelikler izne tabidir. İzinsiz hamilelikler tesbit edildiğinde, bebek, güvenlik güçleri marifetiyle sezaryen yöntemiyle alınmaktadır. 

Kaşgar’da 1991’de çoğu Uygur Türk’ü 18.765 kadın düşük yapmaya zorlandı. Bölgede artış gösteren tedavisi zor veya mümkün olmayan hastalıklar, Çin yönetiminin “yeni ırkçılık” uygulaması şeklinde tanımlanıyor. Yeni ırkçılık da biyo-politik bir yöntemdir. İşte bütün bunlar, Çin’in biyo-politika, biyo-güvenlik, etnik, dini, bölgesel ayrımcılık siyasetinin hayata geçirilmiş hali denilebilir. Çin’in, Uygurlar üzerindeki biyo-politika, yönetim, egemenlik ve güvenlik algılamaları gibi politikaları hakkında Alex R. Colucci’nin Mayıs 2013’te tamamladığı “Governmetality, Biopolitics, and State Sovereignty: The Spatial Dialectic Production of Uyghur During The ‘War On Terror’ (Yönetimsellik, Biyo-politikalar, ve Devlet Egemenliği: Terör Savaşı Sırasında Uygur’un Diyalektik Üretimi)” başlıklı ve Kent State University tarafından kabul edilen mastır tezi önemli bir kaynaktır.

Urumçi’de halk arasında peçe ve cüppe giyilmesini yasaklamaya ilişkin düzenleme ile kadınların başlarını nasıl örteceği hususunda da dayatmalar mevcuttur. Geleneksel başörtüsü yerine, Çin’in belirlediği baş örtme şeklini kabul etmeyen kadınlar, ideolojik eğitim kamplarına gönderilir ya da hapsedilirler. Konu hakkındaki yasayı ihlâl edenler ayrılıkçılık, aşırılıkçılık ve terör suçlamalarıyla karşılaşabiliyorlar. 

Bununla birlikte alkol kullanmayı reddetmek, Komünist Parti üyeliğine girmemek, ateist olmamak, birisi hakkında dini aşırılık yanlısı olduğundan şüphelenildiğinde herkesin devlet yetkililerini bilgilendirme görevleri vardır. Patrik Meyer’in Haziran 2016’da New America International Security’den yayınlanan “China’s De-Exremization of Uyghurs in Xinjiang (Sincan’da Uygurlar’ın Yok Edilmesi)” isimli çalışması hak ihlâlleri hakkında bilgiler ihtiva ediyor.

Günümüzde Müslüman Uygur Türkleri, bütün hürriyet ve insan hakları baskılarına rağmen, Çin’in demografik, siyasî, kültürel, dini, etnik, eğitim, giyim-kıyafet ayrımcılıklarına karşı da mücadele etmektedirler.

Okunma Sayısı: 4335
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı