"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Polonya-AB ilişkisi

Muhammet ÖRTLEK
30 Ekim 2021, Cumartesi
Soğuk Savaş’ın sona erdiği 1989 yılından itibaren, eski Sovyet Bloğu’ndaki Doğu Avrupa ülkelerinden Polonya, Batı Bloğu’na yaklaşmaya başlamıştı. AB’nin “Genişleme Politikası”ndan istifade eden Polonya, 1989’dan beri AB üyeliği girişimlerinde bulunmuş ve AB’ye 1 Mayıs 2004’te üyeliğe kabul edilmiştir.

AB gibi uluslar arası kuruluşlarda temel nokta üye ülkelerin egemenliklerini bir üst otoriteye devrederek, ortak alınan kararların uygulanmasıdır. AB’nin başlıca “demokrasi, hürriyetler, hukukun üstünlüğü, insan hakları” vb. üst yapısal değerlere sahip olduğu belirtiliyor. Yine malî, güvenlik, sağlık vd. alanlarda da dayanışma içinde olmak Polonya’nın da dahil olduğu bütün AB üyeleri için de geçerlidir.

Ancak Polonya Anayasa Mahkemesi’nin 7 Ekim 2021’deki “Polonya hukukunun, AB hukuku üzerindeki üstünlüğünü kabul ettiğine” dair kararın, AB’nin kuruluş ve devletlerle imzaladığı üyelik anlaşmasına aykırı olduğu bildiriliyor. Birde Karar’da “AB organlarının, Polonya tarafından verilen yetkilerin sınırları dışında çalıştığı sürece, AB düzenlemelerinin Polonya Anayasasıyla tutarsız olduğu” kaydediliyor.

Ayrıca Anayasa Mahkemesi, ilgili Kararın, “Başbakan Mateusz Morawiecki’nin başvurusunun incelendikten sonra alındığını” belirtiyor. Karar’da özellikle “AB Adalet Divanı tarafından Polonya yargısına müdahale girişiminin hukukun üstünlüğü ve Anayasa’nın üstünlüğü ilkesini ihlâl ettiği, Avrupa entegrasyonu sürecinde egemenliğin korunması” da vurgulanıyor.

Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi Kararı’nın, AB’nin hükümleriyle sorun yaşadığı görülmektedir. Kararı alan Anayasa Mahkemesi’nin, iktidardaki muhafazakâr Hukuk ve Adalet Partisi’nin kontrolünde olduğu da ileri sürülüyor. Birde iktidar partisinin 2015 yılından beri Anayasa Mahkemesi’nin bağımsızlığını sistematik şekilde aşındırdığına dikkat çekiliyor. Hatta Polonya’nın “kendi Anayasasının AB hukukunun yerine geçtiği” ile ilgili Kararı Macaristan’ın desteğiyle aldığı da iddialar arasında.

Karar ile Polonya’nın, AB’nin yasal ve siyasî bütünlüğünü teste tabi tuttuğu ifadeleri uluslar arası haberlerde yer alıyor. Bununla birlikte Macaristan da 18 Mayıs 2021’de, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrel’in “İsrail-Filistin arasında ateşkes, Gazze’ye insanî yardım erişimi, sivillerin korunması ve Filistin’de seçimlerin yapılması çağrısı hakkında AB’nin 27 üyesi adına ortak açıklamayı veto ederek engellemişti (Yeni Asya, 25.05.2021, AB’de Macaristan Vetosu). Her iki ülkenin izledikleri politikaların, AB’nin geleceği hakkında endişelere yol açtığını değerlendirenler de mevcut.

AB Parlamentosu ve bazı üye devletlerden gelen baskıların ardından, AB Komisyonu, üye devletlerin “Topluluk Müktesebatı”nın ruhuna uygun olmayan teşebbüslerine karşı tavır aldı. AB, Covid-19 salgını sonrasında üyelerinin ekonomilerini harekete geçirmek için hibeler ve ucuz kredilerden oluşan 750 Milyar Euro’nun üzerinde “Korona Virüs Pandemisi Kurtarma Fonu”nu kabul etmişti. Fakat Komisyon belirtilen Fon çerçevesinde, Polonya ve Macaristan’ın ulusal kurtarma planlarının onaylanmasını erteleyerek tepkisini gösterdi. Böylece AB’nin “Korona Virüs Pandemisi Kurtarma Fonu” kapsamında Polonya için 23 Milyar Euro hibe ve düşük faizli 34 Milyar Euro kredinin verilmesini engelledi.

Polonya Anayasa Mahkemesi Kararı’nın diğer AB üyesi ülkelere emsal oluşturmaması için, Komisyon’un daha sert tedbirler alması muhtemeldir. Bunlardan bir tanesi Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Adalet Divanı’ndan “ihlâlleri durana kadar Polonya’ya günlük para cezası verilmesini” talep edebilir. 

Polonya’da hem salgının getirdiği olumsuzluklardan hem de 2023’te yapılması planlanan Parlamento seçimlerine giden süreçte, AB’nin hibe ve düşük faizli kredileri hayati önem arz ediyor. Çünkü iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi’nin, Polonya’daki ekonomik sorunlara çözüm üretmede, AB’nin yardımlarına ihtiyacı olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. Hukuk ve Adalet Partisi’nin siyasî geleceğini, AB yardımlarının Polonya’ya gelmesine bağlı olduğu muhtemeldir.

Anayasa Mahkemesi’nin 7 Ekim’deki Kararı’na rağmen, Polonya ve Macaristan hükümetleri 11 Ekim’de AB Adalet Divanı’ndan “AB’nin hukukun üstünlüğünü ihlâl ettiği düşünülen ülkelere, bütçeden fon kesmesine izin veren tedbirin kaldırılmasını” talep ettiler. Böylece her iki ülke için AB yardımlarının vazgeçilmezliğini yine kendileri ortaya koymuş oldular.

AB’nin “müsbet” manada Avrupa entegrasyonunu gerçekleştirmek için kuruluş anlaşmasından ve üst yapısal değerlerinden taviz vermemesi kaçınılmazdır.

Okunma Sayısı: 913
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı