"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Farklı hayatlar

MUHSİN BOZKURT
19 Haziran 2022, Pazar
Lisedeyken, sevip saydığımız Mehmet Bey adında, çok değerli bir edebiyat hocamız vardı.

Bir defasında şöyle bir komposizyon ödev verdi. Böyle bir çalışmayı, talebeyken edebiyat hocalarının kendilerinden de istediğini belirtti. Ve şimdi aynı şeyi, o da bizlerden istiyordu:

Mahallemizde geçimi bize tuhaf gelen, nasıl ne şekilde ve ne ile geçindiği meçhul biriyle görüşüp konuşacak bir komposizyon ödevi yazacaktık.

Kendisinin bu ödevi nasıl yerine getirdiğini de anlattı. Bizlerden de, aynı şekilde enteresan bir geçim yolu bulmuş birini kaleme almamızı istedi.

Hocamızın tespit ettiği kişinin geçim yolu şu imiş: Her gün önünden geçtiği kahvehane camının kenarında oturan birini görürmüş. İşe gitmesi gereken saatlerde, hep aynı yerde oturması dikkatini çekmiş. Aradığım adam bu olabilir diyerek, içeri girmiş, selâm vererek adamın karşısına geçmiş.

“İzin verirseniz, sizin adınızı değil, sadece geçiminizi ne ile sağladığınızı öğrenmek istiyorum; işe gitmediğinizi sanıyorum. İş güç sahibi değilseniz ne ile geçiniyorsunuz? Lütfen zahmet edip anlatır mısınız?”

“Neden ve niçin bu merak?”

“İnanın sınıfı geçmem, bu konuda bir komposizyon ödevi yazmama bağlı.”

“Peki öyle ise, samimi bir öğrenciye benziyorsun, anlatayım bari: Evet fark ettiğin gibi, aslında ben işsiz güçsüz bir adamım! Geçimimi ise, şöyle sağlıyorum:

“Her sabah; gelir kahvedeki yerimi alır; kahveye alınan tüm gazeteleri önüme koyar, ölüm ilânlarına göz gezdiririm. Büyük ilânlara öncelik tanır, kimin öldüğünü, nerede gömüleceğini öğrenir; doğru o mezarlığa giderim. Ölü yakınları arasında yerimi alır. Üzgün bir durum takınır. Duyulacak şekilde için için ağlar bir tavır sergilerim.

“Sonra da oradakilerle cenaze sahibinin evine giderim. ‘Ah benim vefalı kardeşim, velinimetim. Beni bırakıp nerelere gidiyorsun? Sensiz ne yapar, artık kime derdimi açar, kimden himmet bekler, ihtiyacımı kime söyleyebilirim?’ diyerek, cenaze evinde; öyle bir feryat ve figan koparır, herkesin dikkatini öyle çekerim ki, herkes kendi elem ve kederini bırakarak beni teselli etmeye başlar! Ev sahipleri perişan halimden öyle etkilenirler ki, beni yedirir içirirler. Cebime de hatırı sayılır bir para koyarak, yatıştırıcı sözlerle beni uğurlar ve yolcu ederler!

“Oradan ayrılır ayrılmaz sıraya koyduğum, diğer ölüm ilânlarında yer alan cenaze sahiplerinin evlerine gider, orada da aynı rolü oynar, aynı sonuçları almaya çalışırım!

“İşte benim her günkü mesaim bu şekilde cereyan etmekte, geçimimi bu yolla temin etmekteyim!”

Yanından şaşkın, bir o kadar da düşünceli bir şekilde, komposizyon ödevimi yazmak üzere ayrıldım. Bir ucûbe hayat tarzını daha öğrenmiş olmanın, tarifsiz bir rûh hâli içindeydim.

Okunma Sayısı: 1783
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    19.6.2022 00:42:49

    "..kompoSiZyon" değil. Doğru kelime "kompoZiSyon" olacak.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı