"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Taşhan

Muzaffer KARAHİSAR
11 Haziran 2019, Salı
Savaş yıllarının yorgunluğu, esaret zamanları, çile ile yoğrulmuş, süzülmüş olgun bir ruh haliyle tarih derelerinden anlatmıştı uzun uzun…

Necid çöllerinde, sahralar boyunca kızgın kumlar üstünde aç, susuz, sefil, uykusuz düşman peşinde… Vatan, iman, ibadet her şeyden üstün, geride bıraktıklarından mukaddes. Ulülemre itaat, yılmadan, yorulmadan, çekinmeden, korkmadan ölümüne mücadele aylarca sürmüş.

Ta! Kutü’l- Amâre zaferine yakın sağ kolunu kaybedinceye kadar savaşmış. Osmanlı askerinin şanına yakışır gayretle İngilizlerin mağrur, kibirli, şımarık kuvvetlerine kızgın çölleri dar etmişler. Muhasara altına alıp burunlarını yerlere sürtmüşler. Sonra teslim almışlar tek tek generalini, neferini, erini, atını, silahını. 

Dedem, tek koluyla esir düşmüş insafsızlara! Dezenfekte bahanesiyle ‘krizol’la zehirleyip gözlerini sakat etmişler. Hindistan’ın Bombay Şehrine götürmüşler yaralılarla.  Esarette baskı, hakaret, açlık, işkence… Gurbet ellerde sıkıntılarla geçen yıllar… Nice sonra anavatana avdet etmiş. Bir yığın hatıratını zamanın ötesinden İlahi rahmete emanet ederek gitmiş.

Gaziantep’te eski hanlardan birinde kalmış, Osman Gazi’nin torunu. Merhum Akif’in “Necid Çöllerinde…” şiiriyle tarihin içinden yürümüş, hatıraların izini sürmüş kaderin cilvesiyle. Gazi Dede’nin anlattıklarını hatırlamış. Kocaman demir kapıdan girerken destur alınırmış o zaman. Taş duvarlarda küçük menfez gibi pencereleri olan ışıksız, izbe, meskûn, soğuk bir odaya almışlar. Gönlünü sığdırmış o daracık yere. Seccadesine yer bulmuş önce, sonra Rabbinin huzuruna yönelmiş, ihlas ve teslimiyetle. 

Manevî seferberlik gibi epeyce kalmış orda. Unutmamış o mekânı. Hayalleri takılıp kalmış han duvarlarında. Anadan, yardan ayrılığın hüznünü tatmış. Yıllar sonra. Gideceği cephede esas cihadın nefsiyle olduğunu düşünerek… “İ’lây-ı kelimetullahı” yüceltmek için yapacağı savaşın heyecanının yaşamış. Efendimiz (asm) sıdk, sebat ve sabırla savaşanlar için “Cennet kılıçların gölgesi altındadır.” müjdesini öğrenmişti.

Gözden gönülden kaybolup zaman içinde zamanlara gitmiş Akif’in “Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın / Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın!” Aşk ateşiyle yanan gönüller, o yüce Resul’ün dâvâsını savunmuşlar asırlarca... İslam, iman yolunda giden torun Mehmet Akif’i zaman içinde zulüm ile bidat ile hürriyetini imha etmişler, idrake sığmasa da... Esarette ayrılığı unutmak sanmış, insanlar. Dağlardan çöllere düşmüş aç, bitap kaybolmuş diye aramışlar. Aylarca ne bir haber ne bir mektup gelmiş uzaklardan. Ümitler kesilmiş çaresiz. Kız kardeşi hicranlı göz yaşlarıyla yeni doğan çocuğuna Mehmet Akif, ismini vermekte bulmuş teselliyi…

Nice zaman sonra Akif, Gaziantep’te kaldığı taş handan ayrılmış. Mazinin engin derelerinden, bast-ı zamandan ecdad mirası çekip getirmiş gibi düşünceliydi. Yüzünde bühtan hüzünlerinin masumiyetiyle vuslat sevinci okunuyordu. Ufuklardan fetih müjdelerinin galibiyetiyle gelmiş gibiydi. Gurbet akşamlarını hatırlatan bakışlarında vakarlı tebessüm vardı. Saçlarında iman ve sadakat nurları yansımış gümüş rengi ışıltılar görünüyordu…

Ona geçmişten, acılarla taşlardan süzülen meş’um zamanı sordum!

Sustu bir süre! Bana döndü. Ricalar’da var, dedi: “Bırak harabeleri, harabezârları!” Rabbimin bahşettiği imanlı, ihlaslı hayat ne güzel, dedi. Adını alan, yeğeni küçük Mehmet Akif’i gösterdi. Her bahar, yeni hayat iksirleriyle, bolluk ve bereketlerle gelir. Her yerde rengarenk çiçekler açar, yeni bir dünya kurulur, diriliş müjdeleri verir. Bediüzzaman, Cennetasa baharla birlikte “İstikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyet’in olacak.” müjdesinden daha güzel bir haber olur mu? dedi.

Zamanın bendinden “su, tarih, yıldız, insan ve fikir” akar. Aynı mecrada zulmü mütehaccir pas tutmuş vicdanları, han duvarları gibi taş kesilmiş kalpleri hâlâ anlamadım!..

Okunma Sayısı: 1340
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı