Bismillah her hayrın başıdır” diyor Üstad Hazretleri. Biz de Ramazanın bereketine bir kez daha iman edip “Bismillah” diyerek yollara düşüyoruz.
“Daha fazla imkân ve daha uzak rotalar” arzusuyla bütün bahaneleri rafa kaldırıp “iman varsa imkân da vardır” diyerek ve İstanbul’un incileri camilerimizi ziyaret ve bahçelerinde ziyafet gayesiyle herekete geçiyoruz. Hareketin bereketini, Ramazan’ın bereketiyle birleştirip en yakınımızdaki uzakları keşfe çıkıyoruz.
Üzerine basıp geçtiğimiz İstanbul tarihini, binaların yüksekliği altında görünmez hale getirilen minareleri, kubbelerin altından geçen aminleri karış karış arşınlamaya niyet ediyoruz. İbn Fadlan’ları, İbn Batuta’ları, Evliya Çelebi’nin zahirin perdesi altında hissettiklerini ve Üstad Hazretleri’nin küçük sepetini unutmadan çıkıyoruz yola…
Gitmek istemek… Safi ve içten. Çakılı kalmışlıklardan, binalardan sıyrılıp göğü göğüslemek. Süleymaniye’nin manzarasında çekilen selfieleri görüp, Koca Sinan’ı görmeden gidenlere inat, yola çıkmaya niyet etmek biraz da bizimkisi. Bir kırba suyla, beş hurmayla yola çıkarak tarihle hasretlik gidermek. Binaların kokusu arasına sıkışıp leylakların, menekşelerin kokusunu unutmamak için bir adım atmak… İsraf sofralarında şöhret pozları verenlere inat, en lüks restoranın yanı başındaki sessiz camilerin bahçesine sofra bezini açmak niyetimiz. Rahmetli babaannemizin duâsı, dedemizin sükûtu ile bir kez daha sarılmak Ramazanın bereketine.
Her akşam bir cami
Seyyah olmak tamahından arınıp, yolda olmaya bir kez daha iman ederek “hareketin berekete olan aşkına” hayranlığımızı haykırıyoruz. Ramazan boyunca her akşam bir camide soluklanıp iftara susayacağız ve saf tutacağız… Gönül merceğimizi doğrulttuğumuz camilerin tarihini, bahçelerine bağdaş kurup sizlere anlatacağız inşallah. İlk aminimizden sonra görüşmek, duâlaşmak ümidi ile, Vesselâm…