Banisi; Kartal bakışlı gerçek bir dava kahramanı merhum Zübeyir Gündüzalp!
İmtiyaz sahibi; Cesaret, çelik irade ve dik duruş timsali muhterem Mehmet Kutlular!
Gayesi; “Vatan sathını bir mektep yapmak!”
Hedefi; Meşveretin, hürriyetin, meşruiyetin, adaletin ve hukukun üstünlüğünü savunmak. Bu ortak değerlerin bu topraklara, bu millete, İslâm coğrafyasına hakim kılınmasına hizmet etmek.
Doğum Yeri: İstanbul, Babıâlî,
Doğum Tarihi: 21 Şubat 1970
İkametgâh adresi: İstanbul, Güneşli
Bağlı olduğu kuruluş: “Şahs-ı Manevî”
Esas Görevi: Mucizevî Kur’ân Tefsiri Risale-i Nurların matbuat âleminde naşir-i efkârı olmak.
Akrabaları; İslâmiyet dairesinde olan bütün ehl-i iman ve Müslim kardeşler.
Dost ve muhatapları: Demokrat, ahrar, hürriyetçi, hukuku savunan, liyakati tercih eden, ortak akla sahip çıkıp savunan herkes.
Muhalifleri: Tekelci zihniyet, istibdat, siyasî tarafgirlik, ihtilalcilik, cehalet, yalan, ihtilaf!
Motor gücü: İhlâs, sadakat, uhuvvet, muavenet, irtibat, samimiyet, tesanüd, ittifak.
İlgi alanı: İlim, irfan, muhabbet, eğitim, barış, istikamet, adalet, hukuk, hürriyet!
Kimden ve neyden bahsediyorum? Evet, önemli bir “marka” ve “patentten” bahsediyorum. Yarım asırlık bir tarihî çizgi, şerefli bir geçmiş, unutulmayan mücahadeler ve halen ayakta kalan bir değerden bahsediyorum.
YENİ ASYA
İttihad-ı İslâmı hedefleyen!
Mü’minlerin uhuvvetini destekleyen!
Dostların her türlü dert ve problemlerine yardımcı olmaya çalışan!
Muhaliflere, kızmadan, hakaret etmeden, sabır, meşruiyet ve şahıs değil kanun, sistem, prensip baz ve esaslarını hatırlatıp ikaz eden!
“Ailenin fertleri olan kardeşleri; ‘Can Kardeş, Genç Yorum, Bizim Aile, Köprü’ dergileriyle toplumun her kesimindeki okuyucularına hem imkân, hem de ufuk açan!
Zalimlerin karşısında, mazlumların yanında tavizsiz istikrarla yoluna devam eden!
Bir gazeteden, yani adı: “Yeni Asya” olan bir “gür sesten” bahsediyorum.
Bediüzzaman’ın avukatı, Risale-i Nur’un medyadaki dili olan Yeni Asya’mızdan bahsediyorum.
İslâmî “şeâirleri”; Başörtüsü başta olmak üzere, kesintisiz savunucusu olan ve bu sahada medyada destanlar yazan, adı Yeni Asya olan bir şahs-ı manevî temsilcisinden bahsediyorum.
Dar ve kısıtlı imkânlarına rağmen, devletin hiçbir kaynağından gayr-i meşru faydalanmaya çalışmayan bir iradenin sözcüsü, adı Yeni Asya olan bir “marka değer”den bahsediyorum!
Devre, zamana, şartlara değil, hakka, adalete, fazilete, liyakate, saydamlık ve kırıksız çizgiye dayalı neşriyat yapan, adı Yeni Asya olan bir gazeteden bahsediyorum.
Marjinal değil, orijinal kalarak hilesiz, aldatmadan, sıdkın ve doğruluğun timsali olmayı sürdüren, adı Yeni Asya olan bir gazeteden bahsediyorum.
Ahireti hedefleyen, maneviyata sahip çıkan, dün-yevîliği arka plana atan ve bunun mücadelesini veren, adı Yeni Asya olan bir gazeteden bahsediyorum.
Müntesiplerinin, okuyucularının, takipçilerinin, fiyatına, tirajına, sayfa sayısına takılmadan davalarını, Risale-i Nurları ve Üstadlarını baş tacı edip neşreden, adı Yeni Asya olan bir gazeteden bahsediyorum.
Yazarını, dağıtıcısını, işçisini, aşçısını, okuyucusunu, kendi mutfağında eğitip yetiştiren dünyaya ve tarihe örnek olmuş, adı Yeni Asya olan bir gazeteden bahsediyorum.
Dayanın dostlar’ Sabredin! Kimseyle uğraşmadan sebatla davanıza ve davanızın savunucu Yeni Asya’mıza, gazetemize destek vermeye, tanıtmaya, okutmaya ümitle, aşkla, şevkle devam edelim!
Hizmet, himmet, gayret bizden; tevfik ve netice Allah’tandır. Gazanız mübarek ola! Hoşça kalın Risale-i Nurlarla ve Yeni Asya’yla kalın.