Sistemin iyice dal-budak salması için önce ana medyayı kendine bağlarken, İletişim Başkanlığı’nca da tek elden hazırlanan dayatma haberlerle rejim inşa ediliyor.

Bu sistemin ters orantılı bir başka faktörü de muhalif kanallara göz açtırmamak, farklı ses çıkartmaya da bariyerler kurarak vatandaşın doğru haber almalarının önüne geçmektir. İktidarı zora sokacak bir haber ihtimali dahi sert tedbirlerle muhalif medya mecalsiz bırakılmak hedefleniyor.

Önce internet, sonra dezenformasyon yasalarıyla muhalif medyanın eli ayağı zaten bağlanmış vaziyette. Yetmez ise RTÜK devrede, en ağır cezalar ve yaptırımlarla kapatma veya malî cezalarla kendi dışındakileri yaşatmama gayeleri gayet açık. Bununla beraber en ufak bir haber bile kovuşturma sebebi. Öyle ki, muhalif medyadan Çağlayan Adliyesi’ni ve Silivri Cezaevini görmeyen gazeteci yok gibi… Yandaş basın ise yüzlerce olmasına rağmen, özel durumlar hariç, benzer haberlerde dava açılanı ya da tutuklananı işitmedik. Onca yalan haberlere ve montaj kasetlere dezenformasyon ve internet yasaları onlara muaf, sadece muhalefete var.

Yukarıdan (Saray) aşağıya küfür hakaret bedava, aşağıdan yukarıya (halk, siyasetçi, medya veya muhalefet) imâsı bile ya siyasî yasak getirtiyor veya enva-i cezalarla sesler kesilmek isteniyor. 

Son yıllarda bu rejim inşa edilirken yüzlerce gazeteci tutuklandı. Avrupa Konseyi’nin kamuoyuna açıkladığı bir rapora göre, “Türkiye dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke”. Raporda ayrıca 2018 sonu rakamlarıyla Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde cezaevinde olan 130 gazeteciden 110’u Türkiye’de bulunmakta. 

Bu tutuklamalar ve cezalar bizi dünya arenasında 3. Dünya ülkeleri kategorisine geriletti. 

Son olarak Tele1’in sahibi ve sunucusu Merdan Yanardağ bir haberde, terör örgütü liderini övme gerekçesiyle tutuklandı. İddiaya göre Yanardağ güya “suçu ve suçluyu övme” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından resen başlatılan soruşturma nedeniyle geçen Pazartesi günü gözaltına alındı.

Yanardağ’ın avukatının yaptığı açıklamaya göre, söz konusu program makaslanıp montajlanarak yandaş medya tarafından servis edilmiş. Mahkeme, montajlı kaseti delil gösterince, avukatı görüntülerin aslını mahkemede izletmiş. Buna rağmen hâkim tutuklatma kararı çıkartmış. 

Görünen o ki; yargı baskı altında. Yanardağ’ın fikirlerini beğenirsiniz beğenmezsiniz, kalben yanlışa taraf da olmuş olabilir, ancak iktidar hesabına geldiği gibi hüküm verip, yandaş medya ile kalemi kırarak yargıyı manipüle edince, dünya arenasında hukuk devleti olmadığımız görüntüsü veriyor. Bu sebeple binlerce dava AİHM’den geri gönderilip cezalara mahkûm ediliyoruz.

PKK’yı ve İmralı’yı övme meselesine gelince; muhalefet de iktidar da olsa öven, şehit kanlarına ihanet eder. Ancak, bizde iktidar övünce mübah ve gerekli siyaset, başkaları ima dahi etse hain!

İktidarın APO’ya ve PKK’ya methiyeler düzüp, HDP’den ve Selahaddin Demirtaş’tan üstün gördüğü ve defaatle görüştükleri itiraflarını, oy dilendiklerini bu köşede çok dile getirdiğimizden yazmayalım. Ancak, adalet terazi ile simgelidir, ona ayrı buna ayrı tartmamalı.

Anlaşılan iktidarın adalet diye bir derdi yok. Bakmayın siz seçim akşamı herkesi kucaklayan sözlere, tutuklamalar tam yol devam ederken, yeni dönemin şifrelerini de ele verdi.