"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Küfe”mi dediniz?…

Orhan Ali YILMAZ
29 Aralık 2022, Perşembe
Rumcadan şu güzel Türkçemize geçmiş, hem de yüzyıllardır kullanageldiğimiz bir kelime aslında şu küfe…

Söğüt ya da benzeri ağaçların şu ince dallarından örülmüş, sırtta yük taşımaya yarayan, kaba fakat dayanıklı, hem derin, hem de büyükçe bir sırt sepeti olarak, kısaca tarif edilmekte.

Deyimlerimiz var tabii ki, ister istemez, bununla ilgili.

En meşhûr olanı da herhalde şu “sırtında yumurta küfesi taşımak” olsa gerek…

Şu deyim, her şeyden evvel, Üstâdımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin, talebeleriyle sevk edilip, 28 Ocak 1948’de konulduğu ve 20 Eylül 1949’a kadar yaklaşık iki sene (20 ay) kaldığı, en sıkıntılı vaziyette, 40 kişilik, camları kırık bir koğuşta, gıdasız, tek başına, kışta, işkenceli şu zemherir soğuğuna maruz bırakıldığı Ayfon Hapsi’nde, “Saff-ı Evvel” talebelerinden gayet mühim âlim bir talebesi olan Ahmed Feyzi Kul’un, mahkemede, Risale-i Nûr’un hakkaniyetini ispat sadedinde, kahramanca, “cesurâne” fakat “ihtiyatsız”, Nur mesleğinin en mühim bir esası olan şu “sırren tenevveret” düstûruna aykırı, ateşin müdafaasıyla ilgili olarak, mahkeme sonrasında kendisine hitaben söylediği, “Bak Kardaşım! Ben, senden daha cesurum; fakat ‘sırtımızda yumurta küfesi’ var…” şeklindeki gayet derecede ehemmiyetli şu ihtarını her nedense birden aklıma getirdi, derhâtır ettirdi bana.

Herhalde şu sözden, bu ihtardan kastedilen mânâ, şu dâvânın kutsiyetinin, dâvâ sahibinin üzerine yüklediği sorumluluğun şu müthiş ağırlığı, ya da meselenin ciddiyetiyle beraber şu nezâketine dâir farkındalığının en üst seviyesi, veyahut taşıdığı şu yükün, yüksek kırılganlık hassasiyeti yanında, nihayet derecede olan değerliliği, yahut şu fedakârlığın, hem de diğergâmlığın en münteha noktası olsa gerektir…

*

“Sırtında yumurta küfesi taşımak” deyimi, son günlerde, siyaset sahnesinde pek popüler, hem de şu siyasetçilerimizin mesailerinin onunla pek meşhûn oldukları bir kavram, şu “polemik” konusu olan.

Temel ayrım ya da tartışma ise, zannediyorum, şu “küfe”nin “kimin” ya da “kimlerin” sırtında olduğu konusunda düğümleniyor…

İktidar sözcüleri ya da şu hükümet taraftarları, “icra makamında” yalnız kendilerini gördükleri, hem de öylece, öyle de kabul ettikleri için, muhalefeti eleştirileri noktasında, şu “sırtında yumurta küfesi olmamakla”, tabir-i diğerle “tuzu kuru olmakla” tasvir edip, şu eleştirilerinin tamamen geçersiz, hem de değersiz, hiçbir kıymet-i harbiyelerinin olmadığını istihza yollu ifade ediyorlar.

Muhalefet ise, haklı olarak, asıl sırtında şu yumurta küfesi olanın, “itibardan tasarruf olunmaz!” itikadında olan ve bu parola üzere icra-i hükümet eden şu iktidar ya da hükümet değil, “millet” olduğunu açıkça ilan ediyorlar, delillerini de şu şekilde sıralıyorlar:

Son bir yıl içinde, akaryakıtın şu 8 liradan 25 TL’ye dayanmış olması.

1 Ocak 2021 itibariyle, sadece 7.5 TL olan doların, en son güncelleme ile şu 19 TL ‘ye dayanmış olması.

Türk Lirası’nın, komşu şu diğer ülkelerin paralarına karşın “en çok değer kaybeden para birimi” olması. Mesela, 1 Bulgar Levası’nın 10 TL’yi aşmış olması, 1 Azerbaycan Manatı’nın 11 TL’ye, yine 1 Gürcistan Larisi’nin de 7 TL’ye dayanmış olması buna örnek gösterilebilir.

Bunun anlamı ise, siz bırakın şu Avrupa’yı ya da Avrupa ülkelerini, bir Türk vatandaşı olarak sizin, söz konusu şu ülkelere seyahatiniz bile artık pahalı, şu “lüks” tüketim kapsamında olması demek…

Enflasyonun yıllık olarak, o da TÜİK’in rakamlarına göre % 85 düzeyinde gerçekleşmesi, ama asıl şu milletin hissettiği reel enflasyonun ve ona bağlı gıda enflasyonunun ise şu “üçlü” rakamlarda, bunun çok çok üzerinde olması.

Asgari ücretin artmasıyla beraber, ülkede yaşanan şu hiperenflasyon sebebiyle alım gücünün artmaması, tam aksine, her geçen gün erimesi, düşmesi.

Ev fiyatlarının “astronomik” seviyede artmış olması sebebiyle, dar gelirli vatandaşın ev alabilmesinin artık “hayal” olması.

“Öğretmenler” başta olmak üzere memurların, şu kiraların yüksekliği ve de ürkütücülüğü sebebiyle büyük şehirlerden, artık, adeta “kaçar” duruma gelmiş olması.

Ülkede toplanan şu vergi gelirlerinin “yarısından fazlasını”, dolaylı vergiler de denilen, şu vatandaşın ödediği Özel Tüketim Vergisi ile Katma Değer Vergisi’nin oluşturuyor olması.

Ve en son olarak, vergi, harç ve de cezaların 2023 itibariyle, MTV hariç, ortalama olarak %122.93 oranında arttırılmış olması.

Sizce, şu “deyim” neymiş; ya da kimin sırtındaymış şu “küfe”; sizi bilmem ama, açıkçası ben unuttum…

Okunma Sayısı: 2707
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    29.12.2022 14:30:24

    Birde Dö viz ve GE+ ÇİŞ GARANTİSİ işin zirvesi veya zırvası?!(Utanmadan, birde OTOYOL Parası da kesiyorlar Vatandaştan?) Vatandaşa yastįk altındaki, kötü günler için SAKLADIĞI Altın ve DÖVİZLERİ de millî ve Maneviiyat gazıyla, birkaç defa tuzaklara da attılar, uzuz uzuz YUTTULAR, kendileri, millyarlık ihaleleri, YANDAŞ ŞİRKETLERE, DÖVİZ ÜZERİNDEN ve geç + ÇİŞ GARANTisi VERDİLER! Haaa, haaa, haa? Daha neleeeer neleer. "İtibardan tasarruf etmeyenlerin çok çok ağır israf ve Enflasyon ve BORÇ yüklü KÜFEYİ" Kim, nasıl taşıyormuşşş? Allah c.c yar ve yardımcımız olsun inşaallah. Amiiin.

  • S.topuz

    29.12.2022 14:29:01

    Bir şey de Ben ilave edeyim, müsamaha gösterin, Muhterem Muhabir Gardaş, ne alâka diyeceksin belki, olsun,bakın "KÜFE" Kimin sırtında??? Bir kaç sene evvel Sayın RTE İNGİLTEREYE ÜÇ (3) günlük geniş ve gayrı ŞEFFAF bir ziyaret(!) gerçekleştirmişti? Hey AMERİKA, HEY AVRUPA VE HEEEY Hit. ALMANYASIII Çıkışları, seçim AREFESINDE? Bu çıkışdan sonra UCUZ AB Kredileri DUMURA uğradı(yüzde 2,,3 Prosent). Daha sonra Tefecilerden yüzde yüz Kazık marka Kredilerle Ekonomi ağır Faiz, Faizin faizi yükünü yüklendi! Avrupalı Yatırımcılar FİRENE BASTI!Şimdiki EKONOMİK AÇMAZIN SEBEPLERİNDEN birisi ve en ÖNEMLİSİ bu açılımdır!?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı