İsveç Yüksek Mahkemesinin, özgürlük kapsamında saydığı, Kur’an-ı Kerim’in yakılabileceğine dair kararı üzerine, hemen alelacele, sürpriz bir şekilde Dağıstan bölgesine giden Vladimir Putin’e oranın dinî temsilcisi tarafından Kur’an-ı Kerim hediye edilmiş, o da yukarıdaki kararı hatırlatarak, kameralara dönüp, bununla bütün dünyaya şu mesajı vermiş, “Biz, Kur’ân’a saygılıyız. Bu eylem suçtur, bizim kanunlarımızda bunun hâlen cezası var...” demiş.
Sonra, buradan, benim hemen aklıma, Çeçenistan’ın bağımsızlığı ve Kur’ânî bir nizam için mücadele eden, aslen Dağıstanlı olan meşhur dinî ve özgürlükçü lider olan Şeyh Şâmil, özelikle de sonrasında Rusya tarafından şehit edilen Şâmil Basayev ve diğer Dağıstanlı liderler geldi. Putin’in şu Kur’ân sevgisini sorgulatan.
Hemen buradan bir sürat-i intikal ile, öncesinde Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde, sonrasında ise elân Ukrayna’da devam eden işgal ve savaşta, İslâmiyet ve Kur’ân başta olmak üzere, Hz. İbrahim’den Hz. Musa’nın On Emri’ne kadar, bütün Semavî Dinler’e göre “suç” sayılan ve “en büyük günah” kabul edilen, başta çocuklar olmak üzere öldürülen yüzlerce, binlerce masum şu vatandaşların yürek yakan şu hazîn hatırasını canlandı birden gözümde...
Sonrasında ise Putin’in şu Kur’ân sevgisi...
Komünist dönemin lideri olan Josef Stalin de, bizde hacca gitmenin henüz yasak olduğu tek partili dönemimizde, güya dinî özgürlüğe ne kadar taraftar olduğunu ispatlamak için, hacca gidişi serbest bırakıp, şu kadar kişinin hacca gönderilmesi ile yaptığı reklam ve propaganda ile, sayısı milyonlara bâliğ masum insanların kanını heder eden müthiş zulmünü örtbas etmek istemişti.
Üstad Hazretleri, konuya Emirdağ Lâhikası’nda şöylece dikkat edilmesini ister: “...bütün edyan-ı semaviyeyi inkâr eden ve şark-ı şimalîdeki şimdiki dehşetli hükûmetin teşviki ile kesretle içindeki müslümanları hacca gönderip âlem-i İslâm nazarında dinsizliğini ve inat ve adâvetini bırakmak tarzında güya Kur’an’ı inkâr edemiyor ve azametine karşı bir nevi teslimiyet ve dehalet tarzında buradakilerden daha ziyade Kur’an’ı ehemmiyetli biliyorum diye bu noktada onlar benden daha geri düşüyorlar ki benim kadar hacı gönderemiyor demesine mukabil; buradakiler dahi mâşâallah tam müsaade ettikleri halde ve böyle siyasî propaganda edildiği bir zamanda...”
Putin daha öncesinde de, Ukrayna’daki işgali meşru göstermek amacıyla, tarihte yaşamış, şu Haçlı Savaşları’nı başlatan şu Papa Urban’a benzetilen ve “Kutsal Savaş” kavramının öncüsü Rus Patrik Kirill ile görüşmüş, millî bir proje kapsamında onun şu destek ve de onayını almayı başarmıştı.
Şu tarih “ tekerrür” mü ediyor yine ne!?...