"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Milletler muharebesinden tabakat-ı beşer muharebesine

Osman KOYUNCU
19 Mart 2020, Perşembe 00:02
Bediüzzaman, “milletler muharebesi tabakat-ı beşer muharebesine terk-i mevki ediyor” derken sebebini de “zira beşer esir olmak istemediği gibi, ecir de olmak istemez” diyerek açıklıyor.

Hürriyetler asrında yaşıyoruz, Allah’ın sonsuzluğunun insanda küçük ölçekteki yansıması hürriyettir. Hürriyet, Rahman olan Allah’ın en büyük hediyesidir. Adalet, eşitlik ve hürriyetlerin olmadığı yerlerde bu yansıma olamıyor. Hürriyetlerin olduğu ülkelerde, ikiyüzlülük, münafıklık fazla görülmez. Çünkü insan inanıyorsa “inandım,” inanmıyorsa “inanmadım” der, kendini gizlemeye ihtiyaç duymaz. Bilir ki burada işler inançlara, siyasî görüşlere göre değil de maharetlere göre dağıtılır. Hürriyetlerin olmadığı yerlerde, bazı insanlar makam veya menfaat elde etmek için kendini gizler, bazen inanmadığı şeylere ya “inandım” der, münafıklık gösterir veya sessiz kalır. Çünkü bu gibi ülkelerde para, makamlar, menfaatler siyasî görüş ve mensubiyetlere göre dağıtıldığını bilir ve hürce inandığını söylemenin bir bedeli olduğunu anlar.

Bazen insanlar zulmeder, fakat Allah adalet eder. Peygamberimiz (asm) bir hadis-i şerifte, mana olarak “Zalimler Allah’ın kılıcıdır, Allah onlar ile intikam alır, sonra onlardan (zalimlerden) intikam alır” der. İnsanlarda hayatlarında yaptıkları yanlışlara karşılık, kaderden onlara bazı musîbet taşları atılır. Hürriyetlerin bedeli her zaman ağır olmuştur, insanlar hayatlarını, mallarını ve canlarını feda ederek hürriyetleri elde ederler. İnsanlar okuyup hürriyet nimetini bulamazsa elbette kaderden ikaz taşlarına maruz kalacaktır. Allah kullarına zulmetmez. İnsanlar Allah’ın ikazlarına kulak vermezse, zalimleri bunlara musallat eder. Bu şekilde bizleri uyandırıp, birbirlerimizle dayanışma ve yardımlaşma yaparak birlik olmamızı istiyor.

İnsanlar kâinatın misali ve çekirdeği ve yaratılış ağacının en mükemmel meyvesidirler. Cehaletin ve zalimlerin fazla olduğu yerlerde, bu mükemmel yaratılmış insanlar, tam hür olamıyorlar. Bunlar zalimlerin tasallutu altında inliyorlar. Dünyayı karıştırmak ve menfaatleri elinde toplamak isteyenler, hür olmayan ülkeleri ya birbirleri ile savaştırıp veya iç savaşları körükleyerek yıkıyor. 

Zalimlerin kendi menfaatleri için dünyayı karıştırmalarına, zayıf ve güçsüzlere zulmetmelerine rağmen, zorda kalan insanları bağımsızlık, hürlük ve hürriyetlere mecbur bırakıyor. İşte hür ve gerçek bağımsız olmak isteyenler büyük âlemşümul ittifaklara mecbur kalacaklar. Müslümanlar da büyük İslâm Birliğine mecbur olacak. Bediüzzaman bu sebeple ittihad-ı İslam’ı mesleğinin esaslarından biri olarak ilan ediyor. Diğer yandan da Müslümanlık ve Hıristiyan dünyası, dinsizliğe karşı işbirliğine davet ediyor. Dinsizliğin ve komünizmin bozduğu hak ve adaleti, birlikte, yeniden tesis etmeye çağırıyor.

Bu âlemşümul “tabaka-ı beşer muharebesinde” Müslümanların sığınağı İslâm Birliği olacaktır. Bu birlik fizikî güç ve kuvvet üzerine kurulan bir birlik olmayıp, ilim ve medeniyet üzerine kurulacak, bütün insanlık tarafından hoş ve güzel karşılanacaktır. Bediüzzaman diyor ki, “Eskiden istibdat bu birliğe mani idi. Ben de kor ateş üzerinde sükût edip duruyordum.” (Münâzarât Arapça cümle tercümesi.) Bazı Müslümanların sandığı gibi, yeni bir Osmanlı şeklinde, “ceddin dedem neslin baban” mehter marşıyla yürüyen, insanları ürküten, dünyaya meydan okuyan silâhların gölgesinde bir birlik olmayacaktır. Silâh olacak, fakat aklın elinde. 

Sonuç: Ulus devletlerinden âlemşümul, hür dünya devletleri birliğine doğru büyük yönelişler var. İlme ve hürriyetle güçlü olanlar kalacak, zayıf ve hürriyetleri görmezden gelenler elenecektir. Küfür devam edecek, fakat zulüm devam etmeyecektir.

Okunma Sayısı: 1832
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı