"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Abdurrahman Nursi’nin kabrini ziyaret ettik

Osman ZENGİN
24 Ekim 2022, Pazartesi
Allah’a şükür, Ankara’ya her gelişimizde, hayırlı bir işle karşılaşıyoruz.

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin talebelerinden bazılarının Ankara’daki kabristanlarda defnedildiğini biliyorduk. Bunları da, Ankara’nın en eski mezarlığı olan, Gülveren semtindeki “Cebeci Asrî Mezarlığında” tahmin ediyorduk. Fakat, Üstadın “yeğeni, talebesi, mânevî evlâdı” Abdurrahman Nursî’nin, tam nerede olduğu bilinmiyordu. Ama öyle olmasına rağmen, malûmatı olanlara sorduğumuzda, esas ismi “Zülfazl” olan ve bu köyde doğan Hacı Bayram-ı Velî’den ismini alan (faziletli zat mânâsında); daha sonra da M. Kemal’in, ismini mânâsız bir şey olan “Solfasol” ile değiştirdiği, şimdilerde mahalle olan, Çubuk Barajı yolundaki o mahallede olduğu söyleniyordu. Biz de, bunu tâkib ediyorduk. Nihayet, bu yaz mevsiminde yeri tesbit edilerek, mezarının dahi yapıldığını da öğrenince, eski talebelik zamanı arkadaşlarımızla konuşup, “Beraber gidelim” demiştik. Bu son gelişimizde, arkadaşlarımızı aradık. Hastalık vs. gibi mazeretleri olduğundan, bana iştirak edemediler. Ama ben de, her zamanın fedakârı, Ankara’nın hizmet kahramanı “Mehmed Yılık” kardeşimi aradım, Cum’a namazı sonrası Bayram Yüksel ağabeyin 27 dershanesinde, Ömer Tuncay ağabeyin sohbetinde buluşmayı kararlaştırdık.

Bu bereketli Cum’a gününde, namazdan evvel, rahmetli annem ve akrabalarımın, Cebeci Asrî Mezarlığındaki kabirlerini ziyâret ettim. Cum’a namazını Hacı Bayram-ı Velî Hazretlerinin camiinde kılıp, 27’deki sohbete geçtim. Orada Mehmed kardeşle buluştuk. Diğer arkadaşlara da niyetimizi söyledik ve gelmek isterlerse götürebileceğimizi ifade ettik. Sadece “Nabi Turak” kardeşimiz bize iştirak etti.

Zülfazl’e geldik, mezarlığı bulduk. Ama Abdurrahman Ağabeyin kabrinin yerini bilmiyorduk. Caddenin iki tarafında, en az bin tane mezar vardı. Mezarlığın etrafında bir tur attıktan sonra “Tevekkeltü alelallah!” deyip, küçük bir kapıdan içeri girdik. Her zaman sağ tarafı tercih eden ben, bu sefer sol tarafa teveccüh ettim. Kardeşler de, beni tâkib ederek peşimden geldiler. Biraz gittikten sonra, bir yerde durduk. Acaba neredeydi, yolun karşı tarafında mı, burada mı? Bir baktım, karşımda, az yukarıda, ayna gibi parlayan bir mezar taşı. Üstünde de “Abdurrahman Nursî” yazıyor.

Artık, okumalarımızı üç koldan yaptık. Sonra ayrıldık. Bunu da bir kaç yerde arkadaşlara ilân ettik. Tabii arkadaşlarımızın hepsi sevincini izhar etti. Bir arkadaşımız itiraz edip, kaç senedir bulunamayan kabrin, nasıl bulunduğunu, DNA testi filân yapılmasını söyledi. Ben de, Üstadın kardeşi, Abdülmecid Ünlükul’un torunu Seyda kardeşe sordum. Onun verdiği cevab güzeldi: “İnanıp inanmamak o kişinin tercihidir abim. Maksad hâsıl olmuş, mezar yapılmış ve sizler de gidip dua etmişsiniz. Rabbim dualarınızı ve dualarımızı, Abdurrahman amcama iletecektir, kalbiniz mutmain olsun...” diye cevab verdi. Aklıma, Üstada sorulan sakal-ı şerif hakkındaki cevabı geldi. “Eğer bir saç hakikî olarak Lihye-i Saadetten olmazsa, madem zâhir hâle göre öyle telâkki edilmiş ve o vesilelik vazifesini yapıyor ve hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile oluyor; kat’î senetle o saçın zâtını teşhis ve tayin lâzım değildir. Yalnız, aksine kat’î delil olmasın, yeter. Çünkü telâkkiyât-ı âmme ve kabul-ü ümmet, bir nevi hüccet hükmüne geçer.”

Aynen öyle de, aksi isbat edilemezse, bu kabrin Abdurrahman Ağabeye ait olduğu, bir kaç koldan yapılan istihraclarla, orası olduğunda ittifak edilmiştir. Kabrin bulunması da, yapılması da, bir kaç gün yapılan istihare ile olmuştur. İşte, bu zatlarla da görüştük. Ayrıca bu vesileyle, Üstad ile sağlığında müşerref olan “Mehmed Mandal” ağabey ile de bir röportaj yaptık. Onu da inşâallah sizlere takdim edeceğiz.

Bu arada, Abdurrahman Ağabeyin kabrinin Ankara’da olmasını merak edenlere ve onun ile alâkalı (Ankara’da kalması, evlenmesi, çocukları vs.) bazı malûmatları da, şimdi fazla uzatmamak için başka bir makalede temas etmeye niyetlendik inşâallah.

Okunma Sayısı: 4058
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustara Biter

    24.10.2022 12:35:08

    okuduğum Fatiha Ruhuna vasıl olmustur. Allah kabul etsin. Amin.

  • Mustara Biter

    24.10.2022 12:33:32

    Rabbim dualarınızı kabul eylesin. Burada okuduğumuz dua Mekke'ye gidiyorsa aynı kabristan da okunan duada maksad hasıl oluyorsa bir mesele yoksa hiç şüpheye de sebep yoktur. Bir Nur talebesiysek Üstadımız yolu göstermiş. İtiraz eden aksini ispatla mükelleftir Siz Kabir başında ben burada Adana'da

  • S.topuz

    24.10.2022 11:45:51

    Allah c.c Üstad BEDIÜZZAMANIN ve onun gibi İMAN, KUR'AN ve İLAYI KELAMULLAH için mücadele,mücahede ve müdafaa edip, maddi veya manevi irtibatlı olan ve VEFAT eden cümle SALİH ve SALİHAT, Mümin ve müminata, muvahhidîn ve muvahhidata gani gani RAHMET eylesin. Cümle aile efradı ve dostlarına sabr-ı cemil ihsan etsin. Mekanları cennet bahçesi olsun inşaallah. Amiiin,Amiiin, elfü elfi Amiiin

  • Süleyman Alıç

    24.10.2022 11:44:56

    Üstadımız bakın Abdurahman Abinin bir mektubuna nasıl duygulanmış "Vatanımı, ahbabımı, akaribimi unutabiliyordum. Fakat vâ-hasretâ birisini unutamıyordum. O da hem biraderzadem, hem manevî evlâdım, hem en fedakâr talebem, hem en cesur bir arkadaşım olan merhum Abdurrahman idi. Altı yedi sene evvel benden ayrılmıştı. Ne o benim yerimi biliyor ki yardıma koşsun, teselli versin ve ne de ben onun vaziyetini biliyordum ki, onunla muhabere edeyim, dertleşeyim. Benim bu ihtiyarlık vaziyeti zamanımda; öyle fedakâr, sadık birisi bana lâzımdı." Lemalar - 243

  • Süleyman Alıç

    24.10.2022 11:37:51

    Teşekkürler Osman abi çok güzel bir hizmete vesile olmuşsunuz, Inaniyorumki Üstadımızda çok mesrur olmuştur. "vâ-hasretâ" birden onun vefat haberini aldım. Bu haber o derece beni sarstı ki, beş senedir daha o tesir altındayım. O vakit bulunduğum işkenceli esaret ve yalnızlık ve gurbet ve ihtiyarlık ve hastalığım; on derece onların fevkinde bana bir firkat, bir rikkat, bir hüzün verdi. Benim merhume vâlidemin vefatıyla hususî dünyamın yarısı, onun vefatıyla vefat etmiş diyordum. Abdurrahman'ın vefatıyla da, bâki kalan öteki yarı dünyam da vefat etti gördüm. (Lemalar - 244)

  • Hıdır Yıldırım

    24.10.2022 10:46:22

    Rabb'im ziyaretiniz kabul etsin. Abdurrahman Nursi Ağabeye gani gani rahmet eylesin. Kabrini pürnur olsun İnşallah. Cenab-ı Hak sizden ve Nabi Turan Ağabeyden ebeden razı olsun.

  • Hüseyin YÜKSEKDAĞ

    24.10.2022 08:48:34

    Bu güzel makale için Allah razı olsun Osman Ağabey. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.

  • Hüseyin

    24.10.2022 08:11:01

    Allah Abdurrahman ağabeyimize rahmet eylesin. O üstadımızın gözbebeğiydi.

  • Eyüp Aktaş

    24.10.2022 07:32:20

    Cenab-ı Hak Rahmet Eylesin. Mekânı Cennet Olsun.

  • Mehmet Saraç

    24.10.2022 07:28:12

    Osman kardeş, Allah razı olsun.Abimize de Rabbim gani gani rahmet eylesin.

  • Süleyman Başaran

    24.10.2022 07:15:02

    Allah Rahmet Eylesin Mekanı Cennet Olsun İnşallah, Allah Yapmış Olduğunuz Ziyaretinizi Kabul Etsin İnşaAllah

  • Mehmet Güntay

    24.10.2022 02:31:54

    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı