Vicdanlı, Allah’tan korkan, milleti fahiş fiyatla çarpmayan esnafa sözümüz yok.
Bizim sözümüz; Haksız bir şekilde milleti soyan, karaborsa ve kötü ticaret yapanlaradır.
Bu mevzularda, geçmişte birkaç makale yazmıştık. Ama biz yazmaktan usandık, onlar bu kötü huylarından, kötü ticaretten usanmadı, vaz geçmedi.
Seneler evvel bir elektronik alet alacaktık. Baktım fiyatı 100 lira. O anda, işim vardı, “sonra geliriz” diye almadım. Gideceğim zaman esnasında, döviz yükselmişti. Mağazaya gittim, baktım, üzerindeki etiket değişmiş, “120 lira” yazıyor. Almaya geldiğimi söyledim ve niçin fiyatının arttığını sorduğumda, “Abi döviz arttı” dediler. Kızdım, almadım. Olacak ya, döviz bir kaç gün sonra, tekrar düştü. Tekrar almaya gittim. Baktım, etiket yine “120 lira” dedim ki; “Yaaa kardeşim, geçen geldiğimde ‘döviz yükseldi, ondan dolayı’ demiştiniz. Şimdi döviz tekrar düştü, niye fiyatını indirmiyorsunuz?” Artık, elli dereden elli su getirdi. Yok, suya zam geldi, yok elektriğe zam geldi, maliyet yükseldi diyerek, fiyatı o hâlde bıraktılar. İçimden “Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlar” dedim.
Bundan elli beş sene kadar evvel çocukken, Ankara’da, bir bakkalda çalışıyordum. Oradan hatırlıyorum, mallar % 25 kâr ile satılıyordu. O zamanlar, bir dürüstlük, bir Allah’tan korkma vardı. Ama şimdilerde, % 100-200-300 kâr ile satanlar var, tutturabildiğine... vicdansızlık had safhada...
Rahmetli validem, yine o senelerde, yumurtanın 25 kuruşa, tavuğun da, 2,5 liraya satıldığı o günlerde, bana şöyle derdi: “Oğlum, öyle gün gelecek ki, bir yumurta, bir tavuk fiyatına satılacak.” Vay anacığım! Ohooo... şimdi bir görse... Yumurtadaki son oynanan oyunları, fiyatların uçtuğunu, yapılan üç kâğıtçılıkları ve bunların yanında da haksızlıkları, zulümleri görse, “Aman, bu dünyada yaşanmaz, beni geri yerime götürün” derdi her hâlde.
Geçmiş senelerde, bu mevzularla alâkalı yazdığımız makalelerden bahsettik. Orada da söylediğimiz gibi, yapılan hilenin bini bir para. Eksik gramajlardan tutun, son kullanma tarihi geçmiş mamulleri, tekrar yeni tarih basarak piyasaya süreni mi, stok yaparak piyasayı yükseltip, tekrar pahalı malı satanı mı, artık ne isterseniz piyasada mebzul, bol miktarda bulunuyor.
Hele de, şu son korona hadisesinden sonra, insanların bir bir ölüp gittiği hengâmede, bundan ibret alıp, dünyanın fâniliğini anlayıp, insanları kandırmaktan, fahiş fiyatla mal satmaktan vazgeçecekleri yerde, üstüne üstlük, kapalı kaldıkları günlerin acısını da, yine fiyatlara zam yapıp, milletten çıkarmaya çalışıyorlar. Vur abalıya...
İnsanların arasında adaletle muamele yapılmasını isteyen dinimiz, birbirini aldatıp, kandırmaya da razı değil. Cenab-ı Hakk, sadece bunun için, “ölçüde, tartıda hile yapanlar” için, o isimle, yani “ölçüde tartıda hile yapanlar” mânâsında, “Mutaffifîn” Sûresini nâzil buyurmuştur. Ve kendisine yapılan hataları affettiği hâlde, kul hakkına tecavüz edenleri affetmiyor. Peygamber Efendimiz (asm) de, bir hadis-i şeriflerinde, şahadet parmağı ile orta parmağını birleştirip, “Doğru tüccar, benimle Cennette, böyle yan yanadır” diye buyuruyor.
Şimdi, böyle, İlâhî emir ve hadis-i şerife göre hareket etmeyip, milleti çarpmaya çalışanlar, artık siz bilirsiniz.