İnsanlık tarihini inceleme fırsatı bulanlar göreceklerdir ki her devirde zalimler ve mazlumlar ile ilgili birçok hadise mevcuttur.
Her devrin zalimi farklı, zulüm vasıtası farklı, mazlumları farklı farklıdır. İlk insan ile başlayan iman küfür mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir. Küfür ve temsilcisi kâfir kıyamete kadar zulüm ve küfrünü devam ettirmeye çalışacak, hatta küfrü ile Cehennemi boylayacak, ama devam ettiği küfür bataklığı onun sonunun hesap verme yeri olan mahşerde son bulup cezasını çekmek üzere Cehennemi boylamasına sebep olacaktır. Kimse küfre gittiğinden dolayı onu kınamayacak, yalnız ona acıdığı için hakkı tavsiye edecek, isterse o kimse küfürde gitme hakkını sonuna kadar kullanacaktır. Allah bu hakkı ona tanımış ve onu iradesi ile serbest bırakmıştır. Ama bir gerçek vardır ki Yaratanın ona gösterdiği bu hoşgörü ve irade kullanma hakkını o kimseler; “ben küfürde gitmek istemiyorum, ben inanıyorum,” diyenlere gösterememişler, ellerinden geldiğince; “hayır sen inanamazsın, inanma hürriyetin yoktur,” diyerek Allah’ın insana tanıdığı bu hakkı inanan insanların elinden almaya çalışmışlar, hâlâ da çalışmaktadırlar.
Ey zalimler! Siz bilmez misiniz her şeyin bir sonu vardır. Sizin küfrünüzde kıyametle son bulacaktır. Ama zalimliğinizin cezası ise bu dünyada iken verilecektir. Zulüm vasıtalarınız ellerinizden alındıkça feryadı basmaya başladınız. Bediüzzaman bunu yıllar önce: “Zalimler için yaşasın Cehennem, zalimler için yaşasın Cehennem” diye haber veriyor. Küfrünüzde sabit olup onu kıyamete kadar devam ettirebilirsiniz. O sizin şahsî tercihiniz. Fakat zulmü, zalimliği devam ettiremezsiniz. Hangi zalim zulmü ile abâd olmuş ve zulmü sürekli devam ettirebilmiş ki siz ettireceksiniz. Nemrutlar mı? Firavunlar mı? Ve diğer dünya zalimleri mi? Kim devam ettirebilmiş ki siz bu zulmü devam ettirebileceksiniz.
Ellerinizde bulunan zulüm vasıtaları birer birer ellerinizden çıkacaktır. Hiçbir şey sizin zulmünüzü devam ettirmenize yetmeyecek.
Bir zamanlar duâ ettiğinden dolayı alay ettiğiniz kimselerin duâsına bugün siz sarılmaya başladınız. Hem de ölülerden medet bekleyerek... Keşke Allah’a duâ etseniz, belki kurtulursunuz. Kendisine faydası dokunmayan ölülerinizden boşa medet beklersiniz. Allah sizi ıslah etsin. Yine de bu milletin çocuklarına yaptığınız zulüm karşılığında size bedduâ değil ıslahınız için duâ ediyoruz.
Gelen neslin önünden çekilin. Zira mezar sizi bekliyor. Günahlardan temizlenmek üzere tevsbe edin. Zira, tevke kapısı ölene kadar açıktır.