Vücud da var. Hayatı ve vücudu veren Allah elbette ve elbette ki kat’i bir surette… Hayatın ve vücudun bizlere Rabbimiz tarafından ihsan ve ikramıyla lâzım olan; dünya ve bütün mükevvenat ve müştemilâtlarıyla âl ve efradıyla; iki çarpı iki dört katiyetinde aşikâr bir surette bu kudsî manaların ifadesi olarak yine var...
Vücud hayatsız olmadığı gibi; kâinatta dünyasız olamaz. Bu nazarla kasd-ı mahsus ile bakıldığında beşer, insanlık varsa dostluk, ahbaplık ve yârenlik de muhakkak-ul vukuû illa ki vardır…
Bir nizaya değmeyen koca dünya en küçük bir; Allah için dostluk, ahbaplık kadar bile değerli / kıymetli olamaz. Dostluklar, dostlar, ahbaplar; Lillah için birbirini sevenler ve sayanlar varsa Allah’a ve O’nun emirlerine itaat noktasından her şey vardır. Vücudîdir, hayattardır, lüzumlu ve faydalıdır.
Şu kasavetli, sıkıcı, zahmetli ve fani dünyanın; huzur, saadet, sevinç, sürur ve lezzet penceresi, kapısı beyti/evi, sarayı, kâşanesi; insanım diyen insanların, mü’min ve muvahhid ehl-i imanın kalplerinden, pâk ruhlarından ortaya konan, sergilenen, izzet-i ikramla takdim ve tahsin edinen, ihsan ve hediye edilen dostluklarıdır. Dostluk, ahbaplık ve civanmertlikleridir.
Dostlar ve dostluk en iyi ve kat’i olarak Allah için ise gerçek manada olan dostluklardır. Hakikî ve eskimeyen; iki dünyada da geçerli olan dostluk ve dostlar bunlardır.
Hep bir Yâr-i baki isteyenler; Bakî olanın yolunda, O’nun emir ve istekleri istikametinde olmalıdırlar.
Bir ehl-i iman ve insanım diyen insan Allah yolunda; etrafındaki, çevresindeki insanlardan dostluk bekliyorsa, evvelâ kendisine bakmalı: “Ben Allah’a ne kadar dostum? Ben Allah’ın dostlarına ne kadar yakınım, ne kadar dostluk yapabiliyorum ve yaptım?” Elhasıl başkalarından dostluk bekleyenler, önce dost olmayı muhakkak bilmelidirler.
Dostluğun mihenk ve mizanı yalnızca menfaatler üzerine kurulursa bu dostlukların akibeti; dengesiz ve ölçüsüz bir şekilde bitmeye mahkûm olur.
İyi zaman ve iyi hal dostlukları gerçek dost ve dostlukların ancak birer karaperdesidir.
Ne diyor sultanların sultanı Yavuz Sultan Selim Han: “Benim kara gönüllü düşmanlarım bilmiyorlar ki, benim kazandığım bütün zaferler yalnızca Allah’ın yardımı / inayetinden başka bir şey değildir…” Dost ve dostluğunu Allah için kuranlara ve devam ettirenlere selâm olsun!..