"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asıl hüner, kardeşinin ıslahına çalışmak

Risale-i Nur'dan
15 Eylül 2020, Salı
Kardeşlerim!

Gaflet ve dünyaperestlikten çıkan dehşetli bir enaniyet, bu zamanda hükmediyor. Onun için ehl-i hakikat, hatta meşrû bir tarzda dahi olsa, enaniyetten, hodfüruşluktan vazgeçmeleri lâzım olduğundan, Risale-i Nur’un hakikî şakirdleri, buz parçası olan enaniyetlerini şahs-ı ma- nevîde ve havz-ı müşterekte erittiklerinden, inşaallah bu fırtınada sarsılmayacaklar.

Evet, münafıkların ehemmiyetli ve tecrübeli bir plânı, böyle her biri birer zabit, birer hâkim hükmündeki eşhası, müşterek bir meselede böyle kaçınmak ve birbirini tenkit etmek asabiyetini veren sıkıntılı yerlerde toplattırır, boğuşturur, manevî kuvvetlerini dağıt- tırır. Sonra, kuvvetini kaybedenleri kolayca tokatlar, vurur. Risale-i Nur Şakirdleri, hıllet ve uhuvvet ve fenâfi’l-ihvan mesleğinde gittiklerinden, inşaallah bu tecrübeli ve münafıkane plânı da akim bırakacaklar.

***

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Eski zamanda, bir şeyhin müridleri pek çok olmasından, o memleketin hükûmeti siyasetçe telâş edip, onun cemaatini dağıtmak istemiş.

O zat, hükûmete demiş: “Benim yalnız bir buçuk müridim var, başka yok. İsterseniz tecrübe edeceğiz.” O zat, bir yerde çadır kurdu, kendi binler müridlerini oraya toplattı. O da emretti: “Ben bir imtihan yapacağım. Her kim benim müridim ise ve emri kabul etse, Cennete gidecek.”

Çadıra birer birer çağırdı. Gizli bir koyun kesti. Güya has bir müridini kesti, Cennete gönderdi! O kanı gören binler müridler, daha hiçbiri şeyhi dinlemedi, inkâra başladılar. Yalnız bir adam dedi: “Başım feda olsun.” Yanına gitti. Sonra bir kadın dahi gitti; başkalar dağıldılar.

O zat, hükûmet adamlarına dedi: “İşte benim bir buçuk müridim bulunduğunu gördünüz.”

Cenab-ı Hakk’a yüz binler şükürler olsun ki, Risale-i Nur, Eskişehir imtihan ve mahkemesinde, şakirdlerinden yalnız bir buçuk kaybetti. O eski şeyhin aksine olarak, Isparta ve civar kahramanlarının himmetiyle, o zayi olan bir buçuk adam yerine on bin ilâve oldu. İnşaallah, bu imtihanda dahi hem şark, hem garbın kahramanlarının himmetleriyle, çokları kaybedilmeyecek ve bir giden yerine, on girecek.

***

Bir zaman, Müslim olmayan bir zat, tarikatten hilâfet almak için bir çare bulmuş ve irşada başlamış. Terbiyesindeki müridleri terakkîye başlarken, birisi keşfen mürşidlerini gayet sukutta görmüş. O zat ise ferasetiyle bildi, o müridine dedi: “İşte beni anladın.”     O da dedi: 

“Madem senin irşadın ile bu makamı buldum, seni bundan sonra daha ziyade başımda tutacağım” diye, Cenab-ı Hakk’a yalvarmış, o bîçare şeyhini kurtarmış; birden bire terakkî edip, bütün müridlerinden geçmiş, yine onlara mürşid-i hakikî kalmış.

Demek, bazen bir mürid, şeyhinin şeyhi oluyor. Ve asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terk etmek değil, belki daha ziyade uhuvvetini kuvvetleştirip ıslahına çalışmak, ehl-i sadâkatin şe’nidir.

Münafıklar, böyle vaziyetlerde kardeşlerin tesanüdünü ve birbirine karşı hüsn-ü zanlarını bozmak için derler: “İşte o kadar ehemmiyet verdiğin zatlar; adi, âciz insanlardır.”

Her ne ise, musîbette gerçi çok zararımız var, fakat umum âlem-i İslâm’ı alâkadar edecek bir keyfiyet, bir vaziyet olmasından, pek çok ucuz olarak pek büyük kıymeti var. Buna benzer vukua gelen hâdiseler, ya siyaset-i diniye veya başka sebeplerle umum âlem-i İslâm namına olamadılar.

Şuâlar, On Üçüncü Şuâ, s. 349-351

LÛ­GAT­ÇE:

ehl-i sadâkat: Sadâkatli olanlar, doğruluktan ve bağlılıktan ayrılmayanlar.

hüsn-ü zan: Bir kimse veya bir hâdise hakkında iyi düşünceler beslemek.

sukut: Alçalma, düşüş.

şe’n: İş, durum, özellik, yapı.

terakkî: Yükselme, ilerleme.

tesanüd: Dayanışma.

uhuvvet: Kardeşlik.

Okunma Sayısı: 2553
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk çalık

    15.9.2020 11:30:28

    Enaniyet bu zamanın en önemli imtihanlarından. Hele ki etrafta kişi sayısı çoğaldığında, yüksek makamlara gelindiğinde veya şöhreti arttığında başa bela oluyor. Ahiretini zehir ediyor. Şahsı maneviyeye sığınmak ve orada erimek lazım...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı