"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ebedî saadet hazinesinin bileti: İman

Risale-i Nur'dan
20 Şubat 2020, Perşembe
(Dünden devam)

Eğer o zehirli bal hükmünde olan hevesat-ı gayr-i meşrûayı terk edip, tılsım-ı Kur’ânî olan iman ve feraizi elde etmekle, o fevkalâde mukadderat-ı beşer piyangosundan çıkan saadet-i ebediye hazinesi biletini alacağına, yüz yirmi dört bin enbiya aleyhimüsselâm ile beraber had ve hesaba gelmeyen ehl-i velâyet ve ehl-i hakikat ve ehl-i tahkik müttefikan haber veriyorlar ve âsârını gösteriyorlar.

Elhâsıl, gençlik gidecek… Sefahette gitmiş ise hem dünyada hem ahirette binler belâ ve elemler netice verdiğini ve öyle gençler ekseriyetle sû-i istimal ile, israfat ile gelen evhamlı hastalıkla hastahanelere veya taşkınlıklarıyla hapishanelere veya sefalethanelere veya manevî elemlerden gelen sıkıntılarla meyhanelere düşeceklerini anlamak isterseniz, hastahanelerden ve hapishanelerden ve kabristanlardan sorunuz. Elbette hastahanelerin ekseriyetle lisan-ı hâlinden, gençlik saikasıyla israfat ve sû-i istimalden gelen hastalıktan eninler, eyvahlar cevabını işittiğiniz gibi hapishanelerden dahi ekseriyetle gençlik saikasıyla gayr-i meşrû dairedeki harekâtın tokatlarını yiyen bedbaht gençlerin teessüfatını işiteceksiniz. Ve kabristanda mütemadiyen oraya girenler için kapıları açılıp kapanan o âlem-i berzahta, ehl-i keşfe’l-kuburun müşahedesiyle ve bütün ehl-i hakikatin tasdikıyla ve şehadetleriyle, ekser azaplar gençlik sû-i istimalâtının neticesi olduğunu bileceksiniz.

Hem nev-i insanın ekseriyetini teşkil eden ihtiyarlardan ve hastalardan sorunuz; elbette ekseriyet-i mutlaka ile esefler, hasretlerle, “Eyvah, gençliğimizi bâd-i heva, belki zararlı zayi ettik; sakın bizim gibi yapmayınız!” diyecekler. Çünkü beş on senelik gençliğin gayr-i meşrû zevki için dünyada çok seneler gam ve keder ve berzahta azap ve zarar ve ahirette Cehennem ve sakar belâsını çeken adam en acınacak bir halde olduğu halde “Er-râzî bi’z-zarari lâ yunzaru lehû” sırrıyla hiç acınmaya müstehak olamaz. Çünkü zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir.

Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, âmin.

Kastamonu Lâhikası, Mektup No: 103, s. 165-166

LÛ­GAT­ÇE:

âlem-i berzah: Ruhların kıyamete kadar kalacakları âlem; kabir âlemi.

âsâr: Eserler.

bâd-i heva: Heva ve heves rüzgârı, gelip geçici hevesler.

ehl-i keşfe’l-kubur: Kabirdeki ölülerin hallerini keşfedip doğru olarak haber veren evliya.

enbiya: Nebiler, peygamberler.

feraiz: Farzlar.

hevesat-ı gayr-i meşrûa: Gayr-i meşrû hevesler, haram olan arzu ve istekler.

mukadderat-ı beşer: İnsanların başına gelen ve gelecek olan hâdiseler.

saadet-i ebediye: Sonsuz mutluluk; Cennet.

sefahet: Dinen yasak olan zevk ve eğlencelere düşkünlük, sefihlik.

tılsım-ı Kur’ânî: Kur’ân’a ait tılsım; Kur’ân’ın gayet tesirli, derin hakikatleri, sırları.

Okunma Sayısı: 2298
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı