"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kalp bu fânî dünyaya razı değil

Risale-i Nur'dan
09 Ocak 2022, Pazar
İ’lem Eyyühe’l-Aziz!

Kalbin umûr-u dünyeviye ile kasden iştigal etmek için yaratılmış olmadığı şöylece izah edilebilir:

Görüyoruz ki kalp, hangi bir şeye el atarsa, bütün kuvvetiyle, şiddetiyle o şeye bağlanır, büyük bir ihtimam ile eline alır, kucaklar. Ve ebedî bir devamla, onunla beraber kalmak istiyor. Ve onun hakkında tam manasıyla fenâ olur. Ve en büyük ve en devamlı şeylerin peşindedir, talebindedir. Halbuki umûr-u dünyeviyeden herhangi bir emir olursa, kalbin istek ve âmâline nazaran bir kıl kadardır. Demek kalp, ebedü’l-âbâda müteveccih açılmış bir penceredir. Bu fânî dünyaya razı değildir.

İ’lem Eyyühe’l-Aziz!

Kur’ân, semadan nâzil olmuştur. Ve onun nüzulüyle semavî bir mâide ve bir sofra-i İlâhiye de nâzil olmuştur. Bu mâide, tabakat-ı beşerin iştiha ve istifadelerine göre ayrılmış safhaları hâvîdir. O mâidenin sathında, yüzünde bulunan ilk safha tabaka-i avama aittir.

Meselâ: “Gökler ve yer bitişik iken Biz onları birbirinden koparıp ayırdık. (Enbiya Sûresi: 30.)” âyet-i kerîmesi, beşerin birinci tabakasına şu manayı ifham ve ifade ediyor:

Semavat, ayaz, bulutsuz, yağmuru yağdıracak bir kabiliyette olmadığı gibi, arz da kupkuru nebatatı yetiştirecek bir şekilde değildir. Sonra ikisinin de yapışıklıklarını izale ve fetk ettik. Birisinden sular inmeye, ötekisinden nebatat çıkmaya başladı. Mezkûr âyetin ifade ettiği şu manaya delâlet eden, ”Her canlı şeyi de sudan yarattık. (Enbiya Sûresi: 30.)” âyet-i kerîmesidir. Çünkü hayvânî ve nebatî olan hayatları koruyan gıdalar, ancak arz ve semanın izdivacından tevellüd edebilir.

Mezkûr âyetin tabaka-i avama ait safhasının arkasında şöyle bir safha da vardır ki:

Nur-u Muhammediyeden (asm) yaratılan madde-i aciniyeden, seyyarat ile şemsin o nurun macun ve hamurundan infisal ettirilmesine işarettir.

Bu safhayı delâletiyle teyid eden, “Allah’ın ilk yarattığı şey, benim nurumdur.” olan hadis-i şerifidir.

İkinci Misal: ”Onların ilk yaratılışı Bize zor mu geldi ki, tekrar diriltmekten âciz kalalım. (Kaf Sûresi: 15.)” olan ayet-i kerîmenin tabaka-i avama ait safhasında şu mana vardır:

“Onlar, daha acib olan birinci yaratılışlarını şehadetle ikrar ettikleri halde, daha ehven, daha kolay ikinci yaratılışlarını uzak görüyorlar.”

Şu safhanın arkasında haşir ve neşrin pek kolay olduğunu tenvir eden büyük bir bürhan vardır.

Ey haşir ve neşri inkâr eden kafasız! Ömründe kaç defa cismini tebdil ediyorsun? Sabah ve akşam elbiseni değiştirdiğin gibi, her senede bir defa tamamıyla cismini tebdil ve tecdid ediyorsun, haberin var mıdır? Belki her senede, her günde cisminden bir kısım şeyler ölür, yerine emsali gelir; bunu hiç düşünemiyorsun. Çünkü kafan boştur. 

Eğer düşünebilseydin, her vakit âlemde binlerce numuneleri vukua gelen haşir ve neşri inkâr etmezdin. Doktora git, kafanı tedavi ettir.

Mesnevî-i Nuriye, s. 134

LÛ­GAT­ÇE:

âmâl: Emeller, arzular, istekler.

ebedü’l-âbâd: Ebedlerin ebedi, tükenmez, ebedî hayat, sonsuzluk.

emir: İş.

fetk etmek: Ayırmak.

haşir: Öldükten sonra diriliş.

infisal: Olduğu yerden ayrılma, yerini bırakıp gitme.

madde-i aciniye: Hamur gibi yoğrulmuş cisim.

mâide: Sofra, üzerinde nimetler bulunan sofra.

tabaka-i avam: Avam tabakası, halktan ilmi irfanı az olanların tabakası.

umûr-u dünyeviye: Dünyevî işler, dünyaya ait işler.

Okunma Sayısı: 1775
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    12.1.2022 17:46:09

    "Ey haşir ve neşri inkâr eden kafasız! Ömründe kaç defa cismini tebdil ediyorsun? Sabah ve akşam elbiseni değiştirdiğin gibi, her senede bir defa tamamıyla cismini tebdil ve tecdid ediyorsun, haberin var mıdır? Belki her senede, her günde cisminden bir kısım şeyler ölür, yerine emsali gelir; bunu hiç düşünemiyorsun. Çünkü kafan boştur. Eğer düşünebilseydin, her vakit âlemde binlerce numuneleri vukua gelen haşir ve neşri inkâr etmezdin. Doktora git, kafanı tedavi ettir." Bu tarz hitaplar nadiren külliyatta yer alır. Demek ki bazen gerekiyor. Taş yerinde ağırdır. Bazen uyanmaya vesiledir diyede düşünülebilir. Üstadın örnekleri de son derece manidar. Yani kendi hücrelerimize dikkat çekmesi her saniye yaşadığımız haşri nazara veriyor. Bu da inkar etmek isteyene tutunacak dal bırakmıyor vesselâm.

  • Hasan

    9.1.2022 06:43:01

    Günün şart ve gelişmelerine uygun şekilde, Kur'an'dan alarak ilhamı Asrın idrakine söylenmiş Kelâmı tebliğde güzel ayna oluyorsunuz ve hepimize günlük hedef ve gaye için enerji ve motivasyon yüklüyorsunuz .Çok teşekkür ederiz Allah cc razı olsun .Selam ve muhabbetlerimizle dualar ediyoruz Elhamdülillah İyi varsınız Alla'a emanet olunuz

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı