"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kış sayfasında Samedânî mektuplar

Risale-i Nur'dan
20 Ocak 2021, Çarşamba
Semanın müzeyyen tavanına, güneş gibi ışık verici, ısındırıcı bir lâmbayı takmak; gece gündüz hatlarıyla, kış yaz sahifelerinde mektubat-ı Samedâniyeyi yazmasına bir nur hokkası hükmüne getirmek ve yüksek minare ve kulelerdeki büyük saatlerin parlayan akrepleri misillü, kubbe-i semada kameri zamanın saat-i kübrasına bir akrep yapmak; mütefavit çok hilâller suretinde her geceye güya ayrı bir hilâl bırakıp, sonra dönüp kendine toplamak; menzillerinde kemâl-i mizanla, dakik hesapla hareket ettirmek ve kubbe-i semada parlayan, tebessüm eden yıldızlarla göğün güzel yüzünü yaldızlamak, elbette nihayetsiz bir saltanat-ı rububiyetin şeairidir, zîşuura onu iş’ar eden muhteşem bir ulûhiyetin işârâtıdır; ehl-i fikri imana ve tevhide dâvet eder.

Bak kitab-ı kâinatın safha-i rengînine,

Hâme-i zerrin-i Kudret, gör ne tasvir eylemiş.

Kalmamış bir nokta muzlim, çeşm-i dil erbabına,

Sanki âyâtın Hudâ, nur ile tahrir eylemiş.

Bak, ne mu’ciz-i Hikmet, iz’anrubâ-i kâinat,

Bak, ne âlî bir temaşadır feza-i kâinat.

Dinle de yıldızları, şu hutbe-i şîrînine,

Name-i nûrîn-i hikmet, bak ne takrir eylemiş.

Hep beraber nutka gelmiş, hak lisanıyla derler:

Bir Kadîr-i Zülcelâl’in haşmet-i sultanına,

Birer bürhan-ı nurefşanız vücub-u Sânia; hem vahdete, hem kudrete şahidleriz biz.

Şu zeminin yüzünü yaldızlayan nazenin mu’cizatı çün melek seyranına,

Bu semanın arza bakan, Cennete dikkat eden, binler müdakkik gözleriz biz.

Tuba-i hilkatten semavat şıkkına, hep Kehkeşan ağsanına,

Bir Cemîl-i Zülcelâl’in dest-i hikmetiyle takılmış binler güzel meyveleriz biz.

Şu semavat ehline birer mescid-i seyyar, birer hane-i devvar, birer ulvî aşiyâne,

Birer misbah-ı nevvar, birer gemi-i cebbar, birer tayyareyiz biz.

Bir Kadîr-i Zülkemâl’in, bir Hakîm-i Zülcelâl’in birer mu’cize-i kudret, birer harika-i sanat-ı Hâlıkane,

Birer nadire-i hikmet, birer dâhiye-i hilkat, birer nur âlemiyiz biz.

Böyle yüz bin dil ile yüz bin bürhan gösteririz, işittiririz insan olan insana.

Kör olası dinsiz gözü, görmez oldu yüzümüzü, hem işitmez sözümüzü; hak söyleyen âyetleriz biz.

Sikkemiz bir, turramız bir; Rabbimize musahharız. 

Müsebbihiz âbidâne;

Zikrederiz. Kehkeşanın halka-i kübrasına mensup birer meczublarız biz.

Sözler, Otuz İkinci Söz, Birinci Mevkıfın Küçük Bir Zeyli, s. 679

LÛ­GAT­ÇE:

ağsan: Dallar.

aşiyane: Yuva

çeşm-i dil erbâbı: Gönül gözü açık olanlar.

çün: Çünkü, şu sebepten ki.

hâme-i zerrîn-i kudret: Kudretin altın kalemi.

iş’âr: Anlatmak, bildirmek.

iz’anrubâ-yı kâinat: Kâinatın çok hayret ve şaşkınlık veren yönü.

mektubât-ı Samedâniye: Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmadığını, her şeyin O’na muhtaç olduğunu gösteren mektuplar.

müzeyyen: Süslü, ziynetli.

name-i nurîn-i hikmet: Hikmetin nurlu mektubu.

nokta-i muzlim: Karanlık nokta.

safha-i rengîn: Güzel, hoş ve rengârenk sayfalar.

Okunma Sayısı: 1816
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    20.1.2021 23:44:49

    Bu satırlar kainat kitabının şiir dilinde nasıl okunacağının örneklerinden birini teşkil ediyor. Atomdan galaksilere kadar her mevcudat Rabbimizin eseri olduğunu haykırıyor. Tabiki okumasını bilene. Okumak isteyen için gözünü herhangi bir yöne çevimesi yeterli. Bu kadar muciz eserlere bakıp, tesadüflere inanlara ne demeli? Rabbim bu gibi şerlerden muhafaza eylesin inşaAllah!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı