"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AİHM tek seçenek değil

13 Ocak 2020, Pazartesi 00:56
İnsan hakları alanında çalışmaları bulunan hukukçu Kurtuluş Baştimar: Mağduriyet yaşayan ve hak ihlÂllerine uğrayanlar için AİHM’in tek seçenek olmadığını belirten hukukçu Kurtuluş Baştimar, BM İnsan Hakları Komitesi hakkında bilgi verdi.

Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması ve insan hakları ihlâli konularında Türkiye’den de sıkça başvuru yapılan uluslar arası kuruluşlardan biri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM). Fakat AİHM bu ihlâller durumunda başvurulacak tek merci değil. İnsan hakları ve ifade hürriyeti ihlâli yaşayanların başvurabileceği farklı bir uluslar arası komite daha bulunuyor. BM İnsan Hakları Komitesi. İnsan hakları alanında çalışmaları bulunan hukukçu Kurtuluş Baştimar, BM İnsan Hakları Komitesi’nin, AİHM’e göre daha evrensel bir mahkeme olduğunu belirtirken, iç hukuk yolu tüketilmese bile BM İnsan Hakları Komitesi’ne başvuru yapılabileceğinin altını çiziyor. Maastricht Üniversitesi Avrupa Hukuku bölümünü bitiren Kurtuluş Baştimar, TCK 301 Maddesinin Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar sözleşmesi Madde 19 standartlarında bir sınırlama standartlarına sahip olup olmadığı konusunda araştırma yaparak akademik bir tez yazdı. İnsan hakları ve ifade hürriyeti konusunda hukukî çalışmaları bulunan Kurtuluş Baştimar’a BM İnsan Hakları Komitesi ve AİHM arasındaki farklılıkları ve BM İnsan Hakları Komitesi hakkında bilinmeyenleri sorduk...

***

BM İnsan Hakları Komitesi hakkında bilgi verebilir misiniz?

BM İnsan Hakları Komitesi, tamamen bağımsız ve tarafsız insan hakları hukuku alanında uzmanlaşmış kişilerden oluşan, Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (UMSHS)’nde korunan temel hak ve hürriyetlerin sözleşmeci devletler tarafından korunup korunmadığını denetleyen uluslar arası bir komitedir. Her sözleşmeci devlet, BM İnsan Hakları Komitesi’ne temel hak ve özgürlüklerin nasıl uygulandığı ve korunduğu ile alakalı düzenli raporlar göndermek ile sorumludur.

AİHM ve BM İnsan Hakları Komitesi arasındaki farklar nelerdir?

AİHM ve BM İnsan Hakları Komitesi arasındaki en temel ve akla gelen ilk farklılık başvuru dilidir. AİHM, anadilde başvuruları kabul ederken, BM İnsan Hakları Komitesi sadece İngilizce, Rusça, İspanyolca ve Çince dillerinde başvuru kabul ediyor. Farklılıklar bununla da sınırlı değil elbette; AİHM evrensellik açısından kıyaslandığında, daha bölgesel bir mahkemedir. BM İnsan Hakları Komitesi ise, daha uluslararası ölçekte insan haklarını denetleyen bir mahkemedir. Bir diğer farklılık ise; AİHM’nin kararlarına itiraz yolu açık iken yani mahkeme bir karar verdiğinde, sözleşmeci devlet itiraz ederek kararın büyük dairede (Grand Chamber) görülmesini talep edebilirken, BM İnsan Hakları Komitesi kararları itiraza kapalıdır. 

BM İnsan Hakları Komitesi, AİHM’e göre daha bağımsız bir kuruluş

En son farklılığı da şöyle bahsedebiliriz; AİHM elbette yüksek bir mahkeme ve son derece hassas bir konu olan insan hakları ile alakalı denetim yapan bir yer. Ancak AİHM, Avrupa Konseyi’nin bir alt kuruluşu ya da organı olduğundan, kimi zaman vereceği kararlarında, Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerin siyasal ve konjonktürel ve toplum nezdindeki konsensüsü göz önünde bulundurur. BM İnsan Hakları Komitesi ise, hiç bir siyasi kuruluşun alt oranı olmadığı için vereceği kararlarda dönemin siyasal ve konjonktürel yapısını göz önünde bulundurmaz ki BM Güvenlik Konseyi üyesi olan Rusya’yı defalarca mahkûm etmiştir.

BM İnsan Hakları Komitesi’ne hangi durumlarda başvuru yapılabilir?

Öncelikle Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (UMSHS)’nde korunan temel hak ve hürriyetlerinden biri ya da birkaçı ihlâl edilen kişiler mağdur (Victim) olma şartını yerine getirdiğinden, başvuru hakkına sahip olur. İkinci ve belki de en önemli başvuru şartlarından biriside sözleşmeci devletin (Türkiye) UMSHS’nin ek seçimlilik protokolünü imzalamış olmasıdır. Başvurucu -Türkiye üzerinden örnek vermek gerekirse- BM İnsan Hakları Komitesi’ne başvuru yapması için iç hukuk yolunu tüketmelidir. İç hukuk tüketme şartı, UMSHS’nin ek seçimlilik protokolü’nün 5. Maddesi’nin 2 fıkrasının (b) bendinde belirtilmiştir. 

BM İnsan Hakları Komitesi’ne iç hukuk yolu tüketilmeden de başvuru yapılabilir

Ancak başvurucular her zaman iç hukuk tüketme şartını yerine getirmek zorunda değiller. Bunun altını çizmek istiyorum. Çünkü UMSHS’nin ek seçimlilik protokolü’nün 5. Maddesi’nin 2 fıkrasının (b) bendinde iç hukuk tüketme şartına bir istisna tanınmıştır o da şudur; eğer iç hukuk tüketme şartı uzun sürüyorsa. Evet, yani bir kişi kesinlikle iç hukuku tamamıyla tüketmeden BM İnsan Hakları Komitesine Başvuru yapamaz demek hukuken doğru değildir. Başvurucu -eğer iç hukuk tüketmek çok uzun zaman alıyorsa- iç hukuk tüketmeden de başvuru yapabilir.

BM İnsan Hakları Komitesi’ne kimler başvurabilir?

BM İnsan Hakları Komitesi’ne, hak ihlâline uğrayan, iç hukuku tüketmiş olan ya da iç hukuk tüketme şartı uzun zaman alıyor diyerek, hukuken açıklamalar ve dayanaklar ve deliller sunan herkes başvurabilir. Ancak burada belirtmek isterim ki, iç hukuk tüketme istinası yani çok zaman alıyor diyerek direkt yapılan başvurularda çok etkili bir savunma ile iç hukuk tüketmenin neden ve nasıl çok zaman aldığı ince detaylarına kadar anlatılmalı ve Uluslararası Mahkeme bu yönde ikna edilmelidir.

BM İnsan Hakları Komitesi kararları bağlayıcı mıdır?

Bu çok tartışılan bir konu aslında. Birçok insan buna bazı hukukçular da dahil, BM İnsan hakları Komitesi kararlarının bağlayıcı olmadığını söylüyor. Bu sorunun cevabını hukuken vermek gerekir ki o da şöyledir; Uluslar arası hukuk literatüründe “İmzalamak” ve “Onaylamak” birbirinden farklı kavramlardır ve ayrı ayrı anlamlara gelirler. Bir sözleşmeci devletin, insan hakları sözleşmesini imzalaması demek, o devletin insan hakları sözleşmesine taraf olma niyetinin olduğunu gösterirken, imzaladıktan sonra onaylaması ise insan hakları sözleşmesinin devlet üzerine bağlayıcı hükümler getirdiğini kabul etmesi demektir. Bu iki temel fark, Uluslararası Vienna Sözleşmesi Madde 12 (imzalamak) ve Madde 14’te belirtilmiştir. Bu anlamda, Türkiye Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’ni 15 Ağustos 2000’de imzalamış yani taraf olma niyetini belirtmiş ve 23 Eylül 2003’de de onaylayarak bağlayıcılığını kabul etmiştir.

Devletler üzerinde bağlayıcılığı vardır

Ayrıca, Uluslar arası Vienna Sözleşmesi Madde 26’da da belirtildiği gibi Pacta Sunt Servanda ilkesi gereği, “yürürlükteki bütün uluslar arası sözleşmeler sözleşmeci devletler üzerinde bağlayıcı etkiye sahiptir ve hiçbir sözleşmeci devlet kendi ulusal hukukunu gerekçe göstererek uluslar arası sözleşmeleri uygulamama yoluna gidemez” denilmektedir. Bu ifade şu anlama gelir; sözleşmeci devlet, iç hukukunu gerekçe göstererek örneğin benim ulusal hukukum uluslararası hukuk ile çelişiyor bundan dolayı uluslar arası sözleşmeleri uygulayamam deme hakkına sahip değildir.

Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz

Son olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sı Madde 90 şu şekildedir; “Usûlüne göre yürürlüğe konulmuş milletler arası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.). Usûlüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletler arası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletler arası andlaşma hükümleri esas alınır.” Buna göre, Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, usûlüne göre yürürlüğe konulmuş milletler arası bir andlaşma olarak kanun hükmündedir ve bağlayıcıdır.

RÖPORTAJ: SEYHAN ŞENTÜRK
[email protected]

Okunma Sayısı: 10132
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Pınar

    13.1.2020 12:36:06

    İyi diyorsun da bize yol gösterecek biri lazım .Onun için de para lazım .o da biz de yok. Biz ne kadar haklı da olsak oralara kadar ulaşıp derdimizi anlatamayız

  • mehmet

    13.1.2020 07:28:44

    Ben Gaziantep Şehitkamil Belediyesinde Üniversite mezunu olarak engelli kadrosunda çalışıyorum. Belediye başkanı siyasi neden ile beni TEMİZLİK işine verdi. Defalarca dilekce vermeme ragmen içişleri bakanlığı. kamu denetçiler kurumu ve valiligide bildirmeme ragmen, bu kurumlarin belediye yönetimine yanlış yaptiklarini söylemeleri ve hukuksuz işlem.yaptiklarini bildirmelerine ragmen karşı gelerek hukuksuzluklarina devam etmektedir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı