İçinde bulunduğumuz kudsî aylardan olan Şaban ayının on beşinci gecesi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin tabiriyle “Elli senelik bir manevî ibadet ömrünü ehl-i îmana kazandırabilen” 1 Berat Gecesi’dir. Bu gecenin kudsiyeti âyet-i kerimeyle 2 sabit olduğu gibi Peygamber Efendimiz’in (asm) hadîs-i şeriflerinden de ifade edilmiştir.
Bu kudsî gecenin önem ve mahiyetine değinmeden önce Berat kelimesine değinmek istiyorum. Berat ne demektir? Lûgatte borçtan, isnad olunan bir suçtan ve bir hastalıktan kurtulmak; devlet büyükleri tarafından verilen fermanlar ve verilen vergiler karşılığında alınan makbuzlar gibi mânâlara gelmektedir. Dinî literatürde ise Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin tecelli ettiği, kullarını affettiği, kalbin ve ruhun mânevî yaralardan ve ahirette ebedî hastalık olan günahlardan arındırdığı Şaban ayının on beşinci gecesi için kullanılır.
Evet, bu geceyi kudsî kılan özelliklerden biri, hiç şüphesiz bizlere on bir ayın sultanı olan Ramazan ayını müjdelemesidir. Bunun yanı sıra daha birçok kıymeti olan bu gece, nice hikmetli işlerin ayırt edildiği ve görüldüğü, insanların bir yıl içerisinde işleyecekleri fiillerle ilgili dosyaların dört büyük meleğe tevdi edildiği bir gecedir. Zira bu gecede; rızıklarla ilgili dosya Mikail’e (as), harplere, depremlere ve çöküntülere ait olaylarla ilgili dosya Cebrail’e (as), vefat edeceklerle ilgili dosya Azrail’e (as), diğer işlerle ilgili dosya İsrafil’e (as) verilecektir. Rızıklar, zenginlik, fakirlik, doğum ve ölümler hep bu gecede takdir edilir. O yılın hacıları dahi bu gecede kaydedilir. Elhâsıl, herkesin ve her şeyin o sene içerisindeki mukadderatı tesbit edilir. Böylece bu kudsî gece o senenin bir nevî çekirdeği hükmünde olur.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, “Leyle-i Berat bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderât-ı beşeriyenin programı nev’inden olması cihetiyle Leyle-i Kadrin kudsiyetindedir. Her bir hasenenin Leyle-i Kadir’de otuz bin olduğu gibi, bu Leyle-i Berat’ta her bir amel-i sâlihin ve her bir harf-i Kurân’ın sevabı, yirmi bine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhur-u selâsede yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyâli-i meşhûrede, on binler yirmi bin veya otuz binlere çıkar. Bu geceler elli senelik bir ibâdet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’ân’la ve istiğfar ve salâvatla meşgul olmak büyük bir kârdır.” 3 buyurarak bu gecenin bütün bir senenin çekirdeği hükmünde olduğunu belirterek, gecenin kudsiyetini ve geceyi nasıl değerlendireceğimizi ifade etmiştir.
Bizler de bu mübarek geceyi Kur’ân okuyarak, kaza veya nafile namazlar kılarak, salâvat ve istiğfar çekerek ve Kur’ân tefsirlerini bilhassa Kur’ân’ın mânevî bir mu’cizesi olan Risâle-i Nur’u okuyup mütalâa ederek sabaha kadar değerlendirebilirsek, elli senelik bir ömürde ancak kazanılabilecek bir neticeyi, bir gecede elde edebiliriz, inşâallah. Peygamberimizin (asm) Ramazan ayının dışında en çok oruçlu olduğu ay Şaban ayıdır. 4 Sağlığı ve sıhhati yerinde olanlar Peygamberimizin (asm) bu sünnetine ittiba ederek gündüzünü oruçlu olarak geçirebilirler.
Bir başka hadîs-i şerifte de “Şaban ayının yarısı on beşinci gecesi olunca, o geceyi ibadetle, gündüzünü oruçla geçiriniz. Çünkü Cenâb-ı Allah’ın rahmeti o gece güneşin batmasıyla dünya semasına tecelli eder ve şöyle nidâ eder: ‘Bağışlanmak, af dileyen yok mu? Onu affedeyim, günahlarını bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu? Ona rızık vereyim. Şifa dileyen yok mu? Ona şifa vereyim. Bir derde müptelâ olan yok mu? Derdine deva vereyim’. Bu hâl güneş doğuncaya kadar devam eder.” 5 buyuran Peygamberimiz (asm), biz Mü’minleri müjdeleyerek Cenâb-ı Hakk’a yönelmeye, yalvarmaya ve duâ etmeye teşvik etmiştir. Çünkü bu gece rahmet kapıları açılır ve yapılan duâlar geri çevrilmez. 6
Bu gecenin kudsiyetini ifade eden ve biz Mü’minlerin gönlüne su serpen hadîs-i şerifler çoktur. Bizler, bu müjdeli hadîs-i şeriflerle gayrete gelmeli, daha önce de ifade ettiğim gibi bu geceyi ibadet, evrad ve ezkârla en güzel şekilde değerlendirmeli ve gündüzünü de oruçlu geçirerek, Cenâb-ı Hakk’ın bağışladığı kullardan olmaya çalışmalıyız. Çünkü “Allah-u Teâlâ rahmetiyle Şaban ayının on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar.”
Elli senelik mânevî ibadet ömrünü ehl-i îmana kazandırabilen leyle-i Berat’ınızı ruh û canımla tebrik eder, koronavirüsü başta olmak üzere maddî ve mânevî musîbetlerin def’ine vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.
Dipnotlar:
1- Şuâlar, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 798.
2- Duhan Sûresi, 4. Âyet.
3- Şuâlar, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 798.
4- Tecrid-i Sarîh Tercümesi, IV, 295.
5- İbn Mâce, İkame, 191.
6- İsfehani.