"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İğne deliğinden bakmak

Serdar AKTAŞ
21 Eylül 2011, Çarşamba
“Çarşılar kuruluyor sarayları oyuncak insanları karınca şehirler zamanları gördün mü bir iğne deliğinden”

Şiirin adı Adımı Unuttum, şairin adı Asaf Halet Çelebi. Şiirin anlamı şairin karnında saklıdır derler. O sebeple üstad bu şiiriyle neyi kast etti, neyi anlatmak istedi bilemem, lâkin fakirin bu dizelerden aldığı bir hissesi var.
Bir gün evde bir yorgan iğnesi bulup balkona çıktım. Dedim ki, şu koca dünyaya şuradan bir bakayım hele, neler var. İğneyi ters çevirdim, altındaki iplik geçen delikten etrafı temaşaya başladım. Gözlerimi her ne kadar dört açtıysam da bakışım o kadar kısıldı. Çerçevenin müsaade ettiği ölçüde görebildim.
Dar açıdan baktığım için dar gördüğümü anladım, içim daraldı. Her şeye dar gözlükten bakan adam neyi geniş görür, tam anlar ki? Bunun misâli şuna benzer; karanlık bir ahıra getirilen fili elleriyle tanımaya çalışan adamlardan kimi filin hortumunu yakalamış “Fil bir oluğa benzer” demiş, başka birinin eline kulağı geçmiş “Fil, bir yelpazeye benzer” demiş, bir başkasının eline ayağı geçmiş, demiş ki “Fil bir direğe benzer”, bir başkası da sırtını ellemiş “Fil bir taht gibidir” demiş. Yani herkes neresini ellediyse, nasıl sandıysa fili, ona göre anlatmaya koyulmuş. Herkesin elinde bir mum olsaydı, herkes baş gözüyle ve hele gönül gözüyle baksaydı, alaküllihâl sözlerinde ihtilaf çıkmayacaktı.
Aynen onun gibi millet olarak, olaylara dar pencereden bakıyor ve küçük mü düşünüyoruz acaba? Bu arada hazır söz açılmışken entelektüel, aydın kesime atfedilen “Düşünür!” tabirine fena bozulduğumu itiraf edeyim. Sanki düşünme işi sadece onlara has bir şeymiş de, diğer insanlar düşünmeden ezbere iş yapıyormuş gibi. Yahu en azından kim düşünmez işini, aşını, eşini, çocuğunu, istikbalini vesâire.
Her neyse, tabiî herkesten feylesof yada allâme-i cihan olmasını beklemek de haksızlık olur. Hani İbn-i Rüşd ile Muhyiddin-i Arabî buluşmuşlar. İbn-i Rüşd şöhretinin doruklarında bir deha o sıralar, yaşı da epey ilerlemiş. Muhyiddin-i Arabi ise gönül âleminin sultanı olmaya namzet, hâl ehli bir genç. İkisi çekiliyorlar bir odaya yalnız başlarına. Karşılıklı oturur vaziyette tek bir kelâm etmeden bir saat kadar birbirlerine bakıyorlar. Sonra İbn-i Rüşd “Evet” diyor, bir saat daha bu vaziyette bekledikten sonra Muhyiddin-i Arabi de “Evet” diye mukabele ediyor, bir saat daha bekliyorlar. İbn-i Rüşd yine “Evet” diyor, bir saat sonra Muhyiddin-i Arabi “Hayır” diyor. Bu minval üzere dışarı çıktıklarında İbn-i Rüşd yanındakilere “Hayret, bu genç benim bildiklerimi görüyor” diyor, Muhyiddin-i Arabi ise yanındakilere “Hayret, bu adam benim gördüklerimi biliyor” diyor. Alın size hiç konuşmadan iletişim ya da düşüncenin dili!
Eskiden beri hep merak ederdim, velilerin kabirleri ekseri tepebaşlarında ve yüksek yerlerde oluyor, acaba sebeb-i hikmeti nedir diye. Zira Bediüzzaman da vardığı yerlerde hep yüksek menzilleri tercih etmiş. Van’a gitmiş Erek dağına çıkmış, Barla’da Çam Dağına çekilmiş ve “Bu menzilleri Yıldız Sarayı’na değişmem” diye de sitayişle bahsetmiş. Hülâsa; hüner ufkunu geniş tutmak, gündelik meselelerin hengâmesinden kurtulmak, parçayı bütün içinde değerlendirmek, bardağın boş ve dolusunu birlikte görmek, eşyanın mana-yı isminin ardındaki mana-yı harfî yönünü görmekmiş. Abdülkadir-i Geylânî gibi yerde iken Arş-ı Âzam’ı ve İsrafil’in azamet-i heykelini görmek... Herkes kendi elbisesini burdan biçsin, kuyunun dibinden mi bakıyor âleme, yoksa minarenin başından mı? Bak, gör, tefekkür et ve ibret al vesselâm…

Okunma Sayısı: 2270
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı