"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adam yapay - 2

Raşit Örenel
24 Ekim 2025, Cuma
Dijital yapay zekâya ise şundan başvurmuştum:

Sanal âlemde başka bir yazıyı eleştiren bir yazıya rast gelmiş, mekanik, soğuk ve sağduyusuz dilini başta bir akademik özenti sanmış fakat üzerinde durunca YZ ürünü olabileceğini düşünmüştüm. Bunun üzerine bir YZ aracına, “yazının YZ işi olup olmadığını sordum”. Cevap “kesinlikle YZ işi bir yazı olamayacağı” idi, ben de defteri kapattım, o günlük. Ertesi gün rahat durmadım, YZ ye farklı konu adları vererek üç ayrı yazı yazdırdım.

YZ tarafından yazılan yazıların “YZ elinden çıkma ihtimalini” yine aynı YZ aracına sordum, cevap korkunç ya da ilginç gelebilir. YZ, “Yazılardan ikisinin kesinlikle, birisinin ise çok büyük ihtimalle insan ürünü olduğunu” söyledi. Yazıları “az önce kendisine yazdırdığımı” söylediğimde ise “vay canına, demek bu alanda büyük ilerleme sağlanmış. Tebrik ederim, güzel yazı” cevabını verdi. Böylelikle sanal âlemde rastladığım yazının YZ mahsulü olma ihtimali tekrar ortaya çıktı. Çünkü bir YZ aracı, kendi yazdığı yazının kesinlikle insan ürünü olduğunu söylüyordu. Sonra şöyle bir yol izleyerek, YZ’den, sanal âlemde gördüğüm ve sorduğum o ilk yazıyı eleştirmesini istedim. Sonuç şu oldu: Eleştirmesini istediğim yazı, kendi eleştirdiği yazıdan alıntı yapmıştı. YZ bu alıntının alıntı olduğunu fark edememiş, eleştiri yazısının parçası sanmış ve eleştiri yazısının parçası sandığı alıntıyı eleştirmek için birebir eleştiri yazısındaki eleştiri cümlesini kurmuştu. Meğer bir insan, bir insanın ürünü olan bir yazıyı eleştirmek için kendi verimi gibi gösterdiği YZ ürünü bir yazıyı kullanmış. 

YZ ile tanışmadan önce bile YZ özellikleri gösteren insanlarla karşılaşabiliyorken, “tavşanın suyunun suyu” gibi yapay algısını dahi Yapay Zekâya başvurmadan konuşturamayan ultra yapay kimi insanlarla karşı karşıyayız. 

Bu durumda okul ödevlerinden, akademik tezlere, bunları denetleyen şahıs ya da kurulların sahiciliğine, ilmî etik ve haysiyetin kaidelerinin ne olacağına, bunlara uyulduğuna ve uyulduğunun denetimine, hatta karşımızdaki bir ekranın arkasından yazıp çizenin gerçek bir insan olduğuna dair güvene nasıl ulaşacağız? “Görecelik ölümünün şövalye ve muhafızları” karşısında benlik ve fıtratımızı kaybetmemek için neye güveneceğiz?

Hiç bir zaman hiç bir YZ’nin sahip olamayacağı ve kaybeden her insanın da “yapay”laşacağı ihlâslı bir sağduyudan, insanlar arasında bir insan, canı yanan, canı yandığında gözü yaşaran, en çok ta hemcinsine canı yanan ve ağlayan bir insan olduğumuzu hatırlamaktan; başkasının günahına, ıztırabına ağlayan, milletinin imanını selâmette görünce, Cehennemde bile olsa gönlü gül-gülistan olan Üstadımıza, herkesin dehşetinden titreyip “Nefsî, nefsî” dediği o günde bile “Ümmetî, ümmetî” diyerek, en büyük mesele ve endişesi kendisinden başkası olan Muhammedü’l-Emin Resulullah’a (asm) dayanmaktan, özümüze sadık kalmaktan başka çare akla gelmiyor. 

Okunma Sayısı: 186
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı