Bekliyorum!!! Her gün bir önceki günden çok daha güzel olsun diye ümitle, heyecanla, hamdle…
Bazen ümitsizlik sarıyor düşüncelerimi, karabasan oluyor yüreğime oturuyor, derin suların en sığ yerinde çaresiz savunmasız hissediyorum kendimi.
Yalnız, yorgun ve ümitsiz.
Bu sessizlik, bu bekleyiş, bu belirsizlik nasıl da yoruyor…
Bir yangının tam içinde buluyorum kendimi.
Yangın yeri oluyor yüreğim. Yanıyor içim.
Yangın yeri oluyor bedenim, kaybediyorum hissimi yanıyorum cayır cayır…
Hafızamda resmettiğim, içimden hissettiğim acılar sızılar gün ışığına vuruyor; küçücük bedenlerde derin acılar geliyor aklıma, ya da büyümüş yıpranmış yaşlı yüreklerde evlâtlara duyulan özlemler, ellerinde kurumamış kınasıyla kalan gelinler, doğumhaneden cezaevine uzanan yollar, son duâlar, belki de son görüşmeler.
Hüzünlü gözleriyle canlandırıyorum aklımda, çığlık oluyor bakışları sonra kor oluyor yakıyor içimi. Cayır cayır yanıyorum, sol yanım çıtırdıyor, yanıyor, yüreğim alev topu oluyor yanıyorum.
Bazen bir sitem duyuyorum gözyaşları içinde avaz avaz bir sitem!!! Kalabalıklar arasında bir başına kalmış küçücük bir yürek.
Ne çare kurtuluş olamıyorum, sitem çığlık oluyor, çığlıklar dev olup yürüyor, kulaklarımı yakıyor, yandıkça yanıyorum, dilim serzenişte yanıyor, ahu vahlarım hıçkırık oluyor, büyüyor, düğüm düğüm kalıyor içimde, nefesim yakıyor, nefessizlik yakıyor…
Çaresiz kalıyorum. Gözlerimde yaşım sel oluyor akıyor, ama dinmiyor yürek yaram. Yandıkça yakıyor, gözyaşım aktıkça yanıyorum. Dinmiyor, bitmiyor bu acı.
İçim yanıyor!
Alnım değiyor alev topu oluyor seccadem, secdem yanıyor.
Eksik kalıyorum, duâlarım yanık kokuyor, Rabbim diyorum, merhamet dileniyorum eksik yarım kalan her şeyden Sana sığınıyorum.
Allah’ım kapısına başımızı koyup duâ duâ yanacağımız yakaracağımız kimsemiz yok. Sana geldik, yanık ve yarım!
Her halimizden, her hatamızdan Sana sığındık, zaman zaman ellerimizi açmaktan çekindik, eksik kaldık, anlatamadık, dillendiremedik, ama yüreğimiz açık seçik. Anlatamadığımız, anlaşılamadığımız yaralarımızdan haberdar olan Rabbim! İmtihanımızın ağırlığından Sana sığınıyoruz ne olur affet bizleri. Kurumuş toprağa hayat veren rahmet damlalarını bizlerin evlerine yağdır, hanelerimizde hissettir. Ayrı ayrı yanan yüreklerimize su serp.
Merhamet et Ya Rab!
Bizleri kupkuru çöle dönmüş hayatlarımızda susuz, yalnız, yalınayak bırakma Allah’ım.
Rabbim kör kuyularda bizi nefsimizle bir başına bırakma, zalimin zulmüne esir etme, mazlûmun ahını aldırma Allah’ım!!!
Affet Allah’ım affet.
Ümitsizliğe düşmüş olduğumuz için affet, yorgun düştüğümüzü dillendirip isyan ihtiva eden cümleler kurduğumuz için affet, bize herkesten her şeyden şah damarımızdan yakın olduğunu unutup ‘yalnız kaldım, yalnızım’ dediğimiz için affet!
Bizi kendimizle, bizi sevdiklerimizle, bizi sevenlerimizle, bizi ailelerimizle sınama Allah’ım.
Bütün günahlarımızdan, bütün hatalarımızdan, bütün eksiklerimizden, bütün yanlış kurduğumuz cümlelerin şerrinden Sana sığındık Affet Allah’ım.
Affet Ya Rab!
Duâlarınızda olabilmek temennisiyle vesselâm…