"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

12 Eylül, Türkiye için istiğfar mevsimidir…

Şükrü BULUT
11 Eylül 2023, Pazartesi
İstiğfar, daha çok manevi bir kelimedir.

Bu kelimenin geçtiği yerde ister istemez günah hatıra gelecektir. Türkiye için istiğfardan bahsettiğimizde, bütün milleti ve geçmişi ilgilendiren bir günahtan da bahsediyoruz demektir.  Evet, millet ekseriyetinin işlediği ve bu günahından dolayı da masumlara da isabet etmiş umumi musibetleri celp etmiş büyük günahtan bahsediyoruz.

Umumi musibetlerin, umumun hatasından doğduğuna inanırız. Tam kırk üç sene önce; insaniyet, İslamiyet ve  vatan düşmanlarımızın gerçekleştirdiği 12 Eylül İhtilâline;  bazılarımız taraf kalarak, bazılarımız sessiz kalarak, bir kısmımız o zalimlerin hazırladıkları anayasayı kabul ederek ve diğerlerimiz de kırk seneden bu yana devam eden zulme ses çıkarmadan; belki de mazlumların ve masumların haklarına tecavüz ile ortaya çıkarılan “YENİ ŞARTLARDAN” dünyamız için istifade etmeye çalışarak, insanlığın yüzünü kızartan ihtilale taraf olmuş olduk. Onların kırk senelik zulümlerine, siyaset perdesiyle kılıf hazırlayan  partilere destek olarak zulme meylettik veya zalimlerden olduk, değil mi?

Hürriyetlerimizi ve Türkiye demokrasisini bitiren bir ihtilâle, M. Kemal’in ilkelerini Türkiye’de her şeyin besmelesi haline getiren bir ihtilâle, Çocuklarımızın ders kitaplarına; mukaddesatımızı tezyif, insaniyeti tahkir ve Peygamberimizle istihzayı müfredat haline getiren bir ihtilâle,  ülke nüfusunun yüzde doksan ikisi “EVET” demiş ise, elbette ekseriyetin hatasıyla yüzbinlerce insanlarımızı depremlerde ölecek şekilde, onlarca şehir ve yüzlerce kasabamız helak olacaktı… Milletimiz servetinin önemli bir kısmını;  sel sularında, yangınlarda, zelzelelerde veya düşman bankalarında kaybettiğinde; “ Ey Türkiye!... Ey Müslümanlar… Bunlar bize birer İlâhi ikazdırlar… Gelin Allah’a dönelim ve istiğfar edelim” diyenleri, 12 Eylül sürecinin bekçileri ağır biçimde cezalandırmışlardı. Neticeyi hepimiz biliyoruz; depremler de, seller de, yangınlar da ve düşmanın müdahalesiyle gasplar da halâ devam ediyor. Zira millet olarak, işlediğimiz külli günaha henüz tövbe etmedik…

12 Eylül küçük bir cinayet şeklinde başlamış olsa da, zaman bu cinayeti neredeyse on yıllara ve coğrafyamız üzerinde umumileştirdi. Yıkıcı ve öldürücü tesirlerini bizimle birlikte İslâm Alemi; düşman kurşunuyla, işgalle, iç savaş ve muhaceretlerle yaşadılar. İfadelerin iddia olmadığını hukuk, siyaset, tarih ve tıp ile ilgilenen âlimler bizden daha iyi biliyorlar. 

Tüm Türkiye’yi istiğfara davet etmemizin sebebini elbette anladınız. İhtilâlin günahına bulanmamış, haramına bulaşmamış, zulmüne ortak olmamış ve mazlumların ahına hedef olacak işlerde bulunmamış kaç kişi vardır, ülkemizde… En ziyade dindar geçinenlerden başlayarak… 12 Eylülcülerin sundukları rüşvetlerle apartmanlar dikip külliyeler açan dini cemaatlerimizden başlayalım… Faiz haramdır, yaklaşma deyip inananları korkuttuktan sonra beynelmilel banka açan dini cemaatlerimizden... Zinanın çeşitlerini bangır bangır anlatan toplum vaizleri… Komşusu ile üç günden fazla küs kalanın cehennemdeki halini anlatırken; bu sürecin Müslümanların arasına kattığı fitneye omuz silkeleyen nasihatçiler… Teheccüdlerinden başlayarak nafilelerini etrafında sergileyen bazı takvacıların rey verdikleri adamları için fetva arayışlarına kadar… Evvelemirde buradan başlamalı, istiğfar halkası… Zira bu kesimler, ümmetin bilicileriydi... Allah’a-ahiret gününe inanan masumların manevi hukukundan sorumlu insanlardı. Daha doğrusu mazlumların ümidiydiler, ihtilâlden önce… İhtilâlcilerin safı evvellerinin ahirete zillet içindeki gidişlerini izledik. Artık davalılar da, birinci derecedeki davacılar da yok, meydanda… Büyük musibetin sistemlice zamana, millete ve gelen kuşaklara vuruşunu yaşıyoruz 

İstiğfarın bütün dinlerde; günahkâr ferdi vicdani azaptan kurtardığı bir hakikattir. İstiğfar nedamettir, pişmanlıktır. İstiğfar mazlumdan özür dilemek, helâllik istemektir. İstiğfar; sapık yoldan döndüğünü önce Allah’a ve daha sonra efkâr-ı ammeye duyurmaktır.

İsrail oğulları gibi hata/günahlarımızı geveleme yerine; ceddimiz Âdem (a.s.) gibi gözyaşları içinde ve samimice itiraf daha güzel değil mi? 12 Eylül ihtilâlinin önce insanlığımızı, sonra temel hakk/hürriyetlerimizi ve nihayet demokrasimizi dünyaya duyurmaktan başka kurtuluş çaremiz var mı? 

Mevzuyu biraz daha açmaya gayret edeceğiz…

Okunma Sayısı: 1640
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mevlüt Kurnaz

    12.9.2023 00:21:00

    Tebrikler Şükrü hocam. Rabbim 12 eylül fitnesini bir an evvel milletimizin üzerinden kaldırsın.

  • Mehmet Kaşlıoğlu

    11.9.2023 19:13:37

    İhtilalcilere eyvallah etmedik müstear isimlerle;Yeni Nesil, Tasvir... Vs. neşriyatımıza devam ettik. Gazetemizin İmtiyaz Sahibi kahraman merhum ve mağfur cennetmekân Mehmet Kutlular Ağabeyimiz " Deprem İlâhî ikazdır." dediği için 270 gün hapis yattı. Her İhtilal zamanlarında yazarlarımız hakkında davalar açıldı. Gazetemiz muharriri Cevher İlhan abimizin evine polisler tarafından baskın yapıldı. Pasaport ve Gazetecilik Basın Kartı hakları ihlal edildi.Yeni Asya'mızın ilan hakları gaspedildi. Yeni Asya Nurcuları diyor ki : " Yaşasın HÜRRİYET ADALET MEŞVERET !!! " Demokrasi imtihanında biz beratımızı aldık. Mücrimler tövbe etsin !!!

  • Mehmet Kaşlıoğlu

    11.9.2023 19:13:25

    27 Mayıs 1960 askerî ihtilali; 12 Mart 1971 askerî darbesinin, 12 Eylül 1980 askerî İhtilal'inin, 28 Şubat post modern darbesinin ve 15 Temmuz İhtilal ve darbeye teşebbüs'ün anasıdır. Bunların tamamının Demokrasi'nin ve dolayısıyla millet iradesinin bir numaralı düşmanı olduğunu Yeni Asya Nurcuları sıfatıyla korkmadan ve gözümüzü budaktan esirgemeden önce ihtilalcilere sonra millete daha sonrada bütün cihana haykırdık.22 Şubat 1970 tarihinden bu güne arşivlerimiz taharri ve tetkik edilirse bunlar inkârı mümkün olmayan bir hakikat olarak müşahede olunur. İhtilal ve ihtilalcilere memlekette herkesten evvel biz karşı çıktık. Bu sebepten Yeni Asya'mızın 470 gün kapatıldı. ...

  • Ergin Akın

    11.9.2023 18:28:41

    İstiğfara yanaşmayanlar, nasıl Allah’tan rahmet ve mağfiret bekleyecekler ki?

  • Behçet

    11.9.2023 16:53:32

    Tarihimizin bu ihtilalinin boyutlarını ortaya çıkarmak,Türkiyenin zamanımızdaki çıkmazları, yeisleri ve miskinliklerine ilaç olacak bir başlangıç olabilir. Devamını bekliyoruz

  • Nur

    11.9.2023 16:51:11

    Demokrasinin ve adaletin başına gelen felaketler, 43 sene önceki hazan mevsiminde işlenen cinayetin devamıdır. Bu yazı serisinin devamını dileriz.

  • Ahmet Necdet Pehlivan

    11.9.2023 15:50:25

    Aldanmamak için Hakk' ı bilmek ve hakkın hatırını üstün tutmak gerekiyor. Mü' min, hürriyetin Rahman isminin bir tecellisi ve hediyesi olduğunu; ekmeksiz yaşanabilir ama hürriyetsiz yaşamanaz olduğunu idrak etmemiş ise; Dünyevi saadetimizin şer'i olan meşrutiyette olduğunu, meşrutiyetin esasları ve aynı zamanda Allah'ın emri olan adalet, meşveret ve hukuk olduğundan gafil bulunursa; Cehaletle hukukunu bilmez ve müstebitlere karşı(neme lâzım deyip)hak ve hukununu savunmazsa, gelene ağam, gidene paşam derse .... Aldanmaya ve aldatılmaya, dostunu düşmanını tefrik edememeye, elmasla şişeyi karıştırmaya, zalimleri ve kul haklarını mahveden canilere destek vermeye, bundan ötürü umumi musibetlerin devamına ve şiddetlenmesine kader-i ilahîye fethe vermeye devam edeceklerdir. Rabbım Ümmet- i Muhammed'e akıl, iz' an, basiret ve istikamet ihsan eyleye.

  • Mehmet Çaloğlu

    11.9.2023 15:42:35

    Tebrikler çok hassas bir konuya neşter vurmuşsunuz,sabırsızlıkla devamını bekliyoruz makalenin. Selamlar ve dualar

  • Bülent Bektaş

    11.9.2023 15:25:06

    Özlemişiz yazılarınızı Çok ara verdiniz Endişelendik Allah razı olsun çok güzel bir yazı olmuş Emeğinize saglık Şükrü bey

  • Said Yüksekdağ

    11.9.2023 14:53:32

    Allah razı olsun Şükrü Ağabeyim..

  • süleyman ALIÇ

    11.9.2023 14:41:11

    Teşekkürler Şükrü bey harika tespitler ve harika bir makale bir 12 eylül mağduru olarak 12 eylülcülere onu destekleyenlere alkış tutanlara hakkımızı helal etmiyoruz biz etsek bile Adili Mutlak olan Yüce Rabbimiz Mahkeme-i Kübra da yapılan zulümlerin hesabını soracaktır.

  • Abdullah günen

    11.9.2023 12:42:36

    Biz de ozelestiri-nefis muhasebesi yok. Hep yukarıdaki insanın bizim için riske girmesini isteyip,kendimiz ,aradan hürriyet,para,rahatlık peşindeyiz. 1980 kadar Asrı Saadet gibi hareket eden ,Nurcular dunyevilesti. Tuz koktu.Netice olarak toplum tefessuh etti.Risale okuyanların bu duruma düşmesi,diğer insanların mazur olmasını sağlayabilir. Yeni Asya ,yaş ortalaması 50 üzerinde yaşlı bir camia.Genc sayısı az.Sen ,ben yaş olarak haddi aştık. Son nefese kadar doğru tavır,söz,yazı ile inşallah hüsnü hatime nasip olur. 'Rahmet i ilahiyeden ümitvariz.'

  • Ali Yılmazcan

    11.9.2023 12:15:20

    12 Eylül sabahı sokaklardaki devreye gezen askerleri görünce, eyvah, yine 30-35 yılımız yandı demiştim. Yanılmışım. Mahiyetini anladıkça, korkunç maddi ve bilhâssa manevi yıkımlarını gördükçe, bunun idrakinde olmayan, özellikle "dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan" lar başta olmak üzere 12 Eylül ün gerçek yüzünü göstermek elbette boynumuzun borcu. Yeni Asya, o şartlarda harika işler yaptı. Güzel yazı. Devam..

  • Nimet

    11.9.2023 11:41:44

    Fevkalade güzel tedbirler. 12 Eylülün son şahitleri ahirete gitmeden, ülkemizi ve müslümanları elli senedir zillete mahkum eden bu meşum ihtilalin mahiyeti aydınlatılmalıdır. Yoksa, bilhassa bu ihtilali yaşayanlardan gelecek nesiller davacı olacaklar, biline…

  • Sefer Akgül

    11.9.2023 07:56:30

    Hepimiz günahlarımızın hamalıyız. Yazınız çok anlamlı ve düşündürücü. Selâm ve dua ile

  • Necati

    11.9.2023 07:38:50

    Ne yazık ki, 43 yıl önceki günahlarından tövbe edip pişmanlık gösteremedi bu millet. Hatta günahını Fazilet zannedenler hala çoğunlukta. Bu yüzden 12Eylul'ler farklı kimlikler ile, Kemalizme dindar kılıf örterek, 15 Temmuz'lar şeklinde devam ediyor. Bu yüzden de umumi musibetler, depremler, yangınlar, sel felaketleri, ekonomik sıkıntılar suretinde devam ediyor. Ve en önemlisi ehl-i dalalete, ehl-i zulme taraftar olmak gibi büyük günahlara giren ehl-i imanın imanı tehlikeye giriyor. Bu tehlikeden kurtulmanın yolu Risale-i Nurlar'ın ve Yeni Asya nurcularının önü kesilmek isteniyor

  • Hüseyin T

    11.9.2023 07:02:52

    Maalesef öyle,yazınızı büyük bir esefle okudum.aradan neredeyse yarım asır geçmiş olmasına rağmen hala 12 Eylül darbesinin anayasası ile idare ediliyor olmamız bunu bariz bir şekilde ortaya koymaktadır.Yazınızda da ifade ettiğiniz gibi, bütün diğer ekser (dini )camiaların hem de mukaddes ve muazzez dini mubini alet ederken; Yeni Asya'nın bu menhus darbecileri ta başından beri ret etmesi ne kadar isabetli bir çizgide olduğunu bariz bir şekilde ortaya koyuyor.tez elden henüz tevbe kapısı kapanmadan, bu umumi musibetlerden kurtulmak için bir tevbei nasuh ile dergahı ilahiye niyaz etmeliyiz.aksi halde hâli perişanımız nice olur....

  • Demokrat Avrupa

    11.9.2023 01:11:35

    12 Eylül ihtilalinin mahiyetinin anlaşılmaması için herkes el ele vermiş, kemalistlerden ulusalcılara, siyasal islamcılarından kafa tascılarına kadar, yeter ki asıl gayesi açığa çıkmasın…Peki mahiyeti anlaşıldığında neler olur? “Kemalizm” tarihe karışmaz mı? Proje partileri yok olmaz mı? Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve adalet gelmiş olmaz mı? Kargaşalardan, kavgalardan ve kaostan beslenen “Kemalizm” elbette piyonlarını sahaya sürerek, suni gündemlerle toplumu hipnoz halinde tutarak, kendi ömrünü uzatarak, demokrasinin ve hürriyetlerin gelmesini engelleme çabasında….

  • S.topuz

    11.9.2023 01:01:25

    Bu kaçıncı ALDANIŞIMIZ, daha ne kadar aldanmaya ve aldatılmaya maruz kalacağız? Şahsî ihtiras ve siyasî tarafgirlik ve inatlaşmaları ve lüzumsuz iftirak ve ayrılıkları ve de çekişmeleri, husumetleri bertaraf etme zamanı daha gelmedi mi?! Bu durum böyle devam ederse, bunun maddî, bilhassa MANEVÎ mesuliyeti çok, ama çok ağır olabilir, vesselam. Mü'min mü'mini, kardeş kardeşi Allah için sevmeli, hemde candan sevmeli, değil mi? Sevebiliyormuyuz? Aaahhhh bu SİYASET ve DÜNYEVÎ ihtiraslar!... Geciken her pişmanlık yeni pişmanlıklar getirebilir Allah c.c muhafaza buyursun. Onun için, Esteğfirullah el Azîmü, ya Allah (c.c)!

  • S.topuz

    11.9.2023 01:00:07

    SEKİZİNCİ MES'ELE: Rivayetler, Deccal'ın dehşetli fitnesi İslâmlarda olacağını gösterir ki, bütün ümmet istiaze etmiş. لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Bunun bir tevili şudur ki: İslâmların Deccal'ı ayrıdır. Hattâ bir kısım ehl-i tahkik İmam-ı Ali'nin (R.A.) dediği gibi demişler ki: Onların Deccal'ı Süfyan'dır. İslâmlar içinde çıkacak, aldatmakla iş görecek. Kâfirlerin Büyük Deccal'ı ayrıdır. "... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Şualar - 585 Bu kaçıncı ALDANIŞIMIZ, daha ne kadar aldanmaya ve aldatılmaya maruz kalacağız?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı