"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsrail’in zulmüne bigâne kalan Avrupa medenîlerine yazıklar olsun!

Şükrü BULUT
21 Mayıs 2021, Cuma
Medenilerden kastımızın; demokrasiye inanmış, İsevî Avrupa değerlerini benimsemiş, barışa taraftar ve yaratılışın yanında yer alan Avrupalılar olduğunu biliyorsunuz.

Materyalizmi esas alan, hasis menfaati için her türlü çatışmaya taraftar, hegemonyası için insan neslini tüketmeye gayret gösteren yaratılış kanunlarını medeniyetten elde ettiği bilgi-teknoloji ile bozmaya çalışanların insanlıktan da nasipsiz olduğunu herkes biliyor.

Ortadoğu’nun helâketli, yakın tarihine ve buraya musallat edilmiş İsrail’e de bu zaviyeden bakacağız. Günümüz İsrail devletinin salt bir Yahudi problemi olmadığı elbette “tarihi bir sır” değildir. Osmanlı Ordusu’na Birinci Dünya Savaşı’nda, Filistin Cephesi’nde düşmana tek kurşun attırmadan geriye çeken komutanlar da bu “devletler üstü” projeden haberdarlardı. Tıpkı Liman von Sanders paşalar gibi… Yani, İbrahimî dinlerin beşiğine İsrail’i yerleştirenlerin niyetlerinin baştan beri çatışma olduğunu bilmek için tarihi bilmeye gerek var mı? Hz. Mesih’in vatanı ve Yahya (as) ile Zekeriya’nın (as) diyarları… Meryem’in sokaklarında koşuştuğu mukaddes beldeleri “semavî dinlerin birbiriyle çatışma alanı” haline getirenlerin, bütün semavî dinlere düşman oldukları da bir gerçekti.

Tarihi analizlerde bulunmayacağız. Siyonist-komünist ittifakının yetmiş küsur senedir buradaki Müslümanlara yaptıkları zulmü de şimdilik konuşmayacağız. Hürriyet ve demokrasinin bu kadar mesafe aldığı bir zamanda, bütün insanların hukuk önünde eşit olduğunun dünya hukuk konferanslarında deklare edildiği bir çağda ve tek bir insanın hakkının, rızası olmadan bütün dünya insanlarına verilmeyeceğinin Kur’ân ile ilân edildiği bir dönemde; medeni Avrupa ile demokratik Amerika’nın Filistin’deki şu barbarlığa ses çıkarmamaları veya İsrail’in yalan propagandalarının arkalarına saklanmaları, dünyamız için bir felâket sayılmaz mı? İnsanlığın yüzünü kızartan ve herkesi bu utanca ortak eden şu eşkıyalık ve teröre AB gibi bir ittifakın itiraz etmemesi, hakikaten kıyamete çok yakın olduğumuzu gösteriyor.

Bu günün problemlerini dünün şartlarında müzakere etmeyi; ya diktatörler veya cahil kalmış geri milletler düşünebilir. Dün dünde kaldı. Neoliberal ve Yahudileri kullanan çapulcular Amerikan Yönetimini Biden ile ele geçirdiler. Düne kadar Avrupa için çalıştığını iddia eden İngiltere, emperyalizm ve eşkıyalığını devam ettirebilmek üzere AB’den ayrıldı. Gördüğünüz üzere Pekin-Londra arası çalışmak istiyor. Çin üzerinden insanlığı sömürmek ve demokrasiyi engellemek için ittifak kurmuş Troçkici neocon’larla Popperci Neoliberallerin katarlarıyla geçimini sağlamaya çoktan yöneldi. Ve bütün bu insanlık ve demokrasi karşıtı yapıların ilk hedeflerinin, AB’yi ortadan kaldırmak olduğunu AB komiserleri ve siyasetçileri mutlaka biliyorlardır. Neoliberallerin desteklediği ve özlerinde AB karşıtı olan bazı politikacıların AB’yi temsil makamına getirilmiş olmaları, yukarıdaki tezimizi de, kaygılarımızı da destekliyor. Fakat otuza yakın ülkenin meşvereti ile hareket eden AB’yi yıkmanın da, dağıtmanın da ve ekonomik olarak çökertmenin de kolay olmadığını dünde kalmış Blair, Rassmussen, Sarkozy, Merkel ve Berlusconi’ler bildikleri gibi, günümüzdeki takipçileri de biliyorlar. Zira temeli ortak barış, demokrasi ve insan hakları üzerine kurulmuş Avrupa Birliği’ni, neocon-neoliberal ittifakı kolay kolay yıkamayacaktır.

Yeri gelmişken, İsrail’i de ilgilendiren “Antisemitizm” meselesini de konuşalım. Müslümanların Yahudi milletiyle bir probleminin olmadığına, bin beş yüz senelik tarihimiz şehadet ediyor. Tarih içinde; ihanetlerinden dolayı mahallî olarak cereyan etmiş bir-iki olaydan başka, İslâm Milletleri’nde, devletlerinde ve toplumlarında Yahudilere barış ve korumadan başka bir şey verilmediğine bütün tarihçiler şahittir. Genelde Avrupalıları ve özelde bilhassa Hıristiyanları nazara alarak “antisemitizmi”, Müslümanları da içine alacak şekilde konuşmanın yalnızca bir yalan ve aldatmadan ibaret olduğunu belirtelim. Almanya siyasetçileri başta olmak üzere; bütün Batılı idareci ve siyasetçilerinin bunu bilmemeleri, insanlığımız ve medeniyetimiz için bir yüz karası değil midir? Zira dinini bilen ve Hz. Muhammed’in (asm) getirdiği sistemden haberdar Müslümanları; hem Hıristiyanlara ve hem de Yahudilere karşı çok dikkate sevk eden âyetler, hadisler ve şeriatın hükümleri mevcuttur. Dinlerinin gereğini değil de; zorbalığı, zulmü veya cehaleti esas alanları Müslümanlıkla irtibatlandırmak da, bilime ve hakikate karşı bir başka yalancılıktır. Yani Avrupalı siyasetçiler, tarih aynalarındaki cinayetlerine Müslümanları ortak edemezler. Günümüzde, İsrail ile müstakil bir Filistin devleti yan yana yaşayacak olursa, Şeriatın hükümleri her gün ve her saat Müslümanları yanlışlara karşı ikaz edecektir. Kaldı ki AB yetkilileri ve üye ülkelerinin beyanda bulunan bazı idarecileri; insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve din-vicdan hürriyetleri meselesinde anayasaları üzerine yemin etmiş politikacılardır. Bu dehşetli yalan ve propagandaları bir an önce düzeltmelerini bekleyeceğiz. Halkından yüz bulamayan ve seçimleri kaybeden Netanyahu ile global tekelci düzenbazların entrikalarına inanan bir Avrupa, medenî ve insanî Avrupa olamaz.

Bazı Filistinlilerin, acı ve gözyaşları içinde seslendirdikleri duyguları, ahlâk dışı çizgilerle manşete çeken Avrupa medyası da ahlâken kaybediyor. Hangi Batılı baba; askerin kurşunu ile öldürülmüş biricik yavrusu kucağında iken, feveran etmeyecek? Şu anda yüzlerce çocuğu katletmiş bir İsrail’in yalan ve dezinformasyonlu tezlerinin arkasına sığınan siyasetçilerin, insanlığa ihanetlerinden dolayı mesleklerinden istifası gerekmez mi?

Müslümanlar Avrupa Birliğini insani ve demokratik görevine çağırıyor. İnsanlık ve demokrasiye inanmış milletler, AB’nin aslî görevine dönüşünü bekliyorlar. Haklı olarak komünist Çin ile farklarını belirtmelerini bekliyorlar. Aksi halde; Neocon ve Neoliberallerin organize ettikleri El-Kaide, İŞİD, Bokoharam, Eş-Şebabb ve diğer terör örgütlerinin Müslümanlarca tesis edilip organize edildiğine inanıyorsanız, zalimin zulmünü alkışlamanızda bir sakınca görmeyiz. Veya New-York‘taki kulelerin Kandahar mağaralarındaki bir adam tarafından yıktırıldığında ısrarcıysanız, Wuhan’daki laboratuvarlardan insanlığın üzerine salınan covid-19’un sıradan bir yarasadan dünyaya bulaştığı tezini savunan Komünist Çin ile Neoliberal sermayedarların yanında durmaya devam ediyorsanız; İsrail’in de zulümlerine taraf olup, çocuk katillerini müdafaaya devam edebilirsiniz. Bu da kıyametin çok yakın olduğunu gösterir.

Okunma Sayısı: 1963
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    24.5.2021 19:08:02

    Avrupadaki müsbet sesler var, ama ses cikartmaktan cekiniyorlar. Onlari taniyip destek cikmamiz lazim. Slogan atmakla olmuyor, kaynaklari gösterip ispat etmemiz lazim

  • Osman

    21.5.2021 20:53:18

    İnsanlık sınavda Birinci avrupa uyanmalı Yoksa işimiz çok zor

  • Muhsin Topuz

    21.5.2021 16:55:50

    Sonumuz hayirli olsun inshallah...

  • İsmail Atak Cebecili

    21.5.2021 15:59:39

    "Neoliberal ve Yahudileri kullanan çapulcular Amerikan Yönetimini Biden ile ele geçirdiler." çok iddialı ve tam tersine görüşlerin de savunulmasının mümkün olduğu bir teşhis ve tesbit değil mi? ABD’nin Devlet aklını işleterek, dünyadaki dinsizlik, fitne-fesat cereyanlarına ve odaklarına karşı çare arama dönemi yaşayacağımızı söylemek imkansız mı? ABD’nin yeni IRAK, Afganistan, Pakistan, Suriye, Libya, Mısır, Filistin Politikalarını görmek, takip etmek, sonra karar vermek, bir hükme ulaşmak daha uygun olmaz mı?

  • Nurendam

    21.5.2021 14:27:27

    İfrat ve tefritten uzak, bilhassa akılcı batının anlayabileceği bir metot ile müslümanların hareketi güzel olur diye düşünüyorum..

  • Sertaç Lüser

    21.5.2021 14:00:34

    AB içindeki hassas dengeyi izah ettiğiniz için teşekkürler.İnsan gerçekten merak ediyor bu kadar tahşidata rağmen nasılda gözler kapanıyor.Işığın şiddetinden mi acaba. Hamasi sloganlar artık AB'den de yükselmesin.Yaptırım sözü sadece kağıt üzerinde kalmasın.Artık bir mazlumun ahı dünyayı yakar hakikatini idrak edelim yoksa yaşayacağız hep beraber.Nihai olan Kıyamet bizi erken bulmadan biz hakkı,hukuku,huzuru geçte olsa bulalım artık.

  • Seyit Ali

    21.5.2021 13:55:29

    Hak ve hakikatı haykırmakta yazar ve yorumcular birbirinden güzel yazılar yazıyorlar. Yazarda yorumcularda güzel insanlar olunca daha bir güzel olmuş. Maşaallah.

  • Sezai MUMCU

    21.5.2021 13:47:52

    1) Canakkale Savasini kazanan Baskomutan Alman Maresal Liman von Sanders ile Islam Deccali Süfyan ayni milletin mensubudur. Avrupa'nin/ BATInin namli günümüz Siyasî Liderlerine gelince herbiri birer haserat gibi Örümcek agina takilmis sarilip sarmalanmis ESIR GIBILER. Örümcek ise bilinen FITNE VE FESAT KOMITASIDIR aglari ise Dünya'ya tamamen yanlis DIKTE EDILEN ANTI-SEM-itizm dir.

  • Sezai MUMCU

    21.5.2021 13:47:29

    2) SEM Hz. Nuh AS'in ogludur. Hz. Ibrahim onun soyundandir. Hz. Ibrahim AS'in soyundan Hz. Ismail AS ve Hz Ishak'tan ise birbirine cok yakin Arapca, Aramca, Ibranice dillerine sahip Peygamberler gelip sirasiyla YAHUDILIGIN DINI Hz. Musa, Hz Davud AS, HRISTIYANLARIN DINI Hz. Isa AS ve Araplarin Dini Hz. Muhammed ASM ile Islam olarak intisar bulmustur. Bugün birilerinin Dünya'ya dikte ettigi SEM tarafindan olma iddiasi sadece onlara has degil Araplari ve Islami, Hristiyanlari ve Hz. Isa ve mensublarini da icermektedir. Türklerin ekserisi Hz NUH AS'in oglu Yasef in soyundandir ve SEM'in soyundan olanlarla akrabadir!

  • Haşim Özkan

    21.5.2021 13:27:38

    Her gelecek olan yakındır,kaidesince kıyamet yakındır,kardeşim. Rabbim akıbetimizi hayreylesin.

  • Halim

    21.5.2021 11:27:52

    Şayet AB islam dünyasının desteğini kaybederse, İn gilizlerin şimdilik içinde bulundukları emperyalist blok, Avrupa demokrasilerini sonlandıracaktır. Paşa gönülleri bilir.

  • Halil İbrahim Karahan

    21.5.2021 11:19:07

    Allah razı olsun.

  • Zeliha

    21.5.2021 11:16:59

    Allah razı olsun şükrü abi. Bu kadar perdeler arkasına gizlenmeye çalışan dinsizleri bu şekilde teşhis de ancak Risale-i Nur u ciddi okumanın kerameti gibi geliyor bana. Karşı konmayacak kadar net ve akla yakın bilgiler. İçimizi tirmalayan ve bizi çözümü olduğu halde çözümsüzlüge mahkum eden o kadar ifadelere tam bir neşter vurdunuz. Suyun başını kimin tuttuğunu anlamamız nerdeyse imkan harici olduğu bir noktada nerde bu insaniyet taraftarları diye vicdanlarımin feryad ederken sağa sola saldirnanin ne kadar yersiz oldugunu da anlıyoruz. Karşımızda imanları hedef almış kâfirler varken biz ne yapacağız şimdi en azinda onu da anlamış oluyoruz. Vicdanın sesi, insanlık mutlaka harekete geçmeli.

  • Ahmet Danışmaz

    21.5.2021 10:44:43

    Bu mesele Avrupa için de bir samimiyet ve değerler sınavına dönüştü.

  • Serap

    21.5.2021 09:55:49

    Filistin meselesine akli-mantıki bir açıdan bakmışsınız. Müslümanların demokratik Avrupa nezdinde doğrularını anlatması lazım. Tebrik ediyorum.

  • SALİH

    21.5.2021 09:50:51

    Demokrasi ve hukukun üstünlüğü meselesinde dünyaya ders veren Medeni Avrupa'ya güzel bir insanlık dersi olmuş, yazınız. Allah razı olsun.

  • Kerem

    21.5.2021 09:09:21

    Türkiye berraklaşabilseydi, Birinci Avrupa üstadımızın mesajlarını duyup idrak edecekti. Çok kesafetli ve doğruları görmeye engel bir duvar örüldü, Türkiye’de. Normal karşılamak gerekir.

  • R.Kalyoncu

    21.5.2021 08:07:05

    Şair ne güzel söylemiş; Hafizayi beşer nisyan ile malûldur.. AB'nin kendine demokrat olduğunun, Müslümanlara karşı gerçek yüzünü Bosna'da gösterdiğinin unutulduğu gibi.. Hayırlı Cumalar! Selâm ve saygılar..

  • Hüseyin

    21.5.2021 03:47:01

    Mazlum filistin halkının haklı davası, İsrail devleti kurulduğu ilk günden bugüne  kadar dünya gündeminde olan, ancak bilinçli olarak çözülmemiş bir meseledir. Materyalist ilişkilerin, ticari anlaşmaların ve karşılıklı çıkarların belirleyici olduğu küresel bir dünyada, filistin mazlumlarının çığlıkları pek duyulmaz. Batılı  devletlerin, üzüntülerini endişelerini dile getirmeleri, rutine bağlanmış sıradan bir politikadır. Asıl olan çıkarlardır ..İslam ülkelerinin, evrensel hukuktan, demokrasiden, insan haklarından ve özgürlüklerden uzak tutumları, batıyı ve israili müslümanlara karşı insanlık suçunu işlemede  cesaretlendirmektedir...Batının ve israilin yaklaşımı ile müslüman ülkelerinin yaklaşımı birbirinden çok uzaktır.. Batı medeniyetine ve  İsraile karşı haklı olmak yetmez, güçlü olmak ta gerekir..Güç ; imanda, muhabbette, hakta/ hukukta, eğitimde ve demokrasidedir...

  • Abdullah Benlice

    21.5.2021 03:11:54

    Kaleminize sağlık değerli ağabeyim... Anladığım şu ki AB içinde dahi komünist blok ile birlikte hareket eden bir güruh var... AB'nin tümüyle tam manasıyla İsrail'i hedef alıp insanlık dramına zulme ciddi bir ses çıkarması lazımdır. Dikkat çekici başka bir nokta İngiliz'in komünist çin ile ince, hasis, hesaplarıyla birlikte.. bizim Türkiye olarak da hangi çizgide olduğumuzu görmemek mümkün değil...

  • Demokrat Avrupa

    21.5.2021 02:49:56

    Kapital, sermaye ve ekonomik güçle devletleri ve medya ile de kamuoyununu kontrol ederek ortalığı kargaşaya götürerek dünyanın sonunu getirmek isteyen neocon ve neoliberaller bir tarafta, diğer tarafta ise insanlık için mücadele veren, barışa, demokrasiye, adalete ve hukukun üstünlüğüne inanan ve insanlık için dünyanın sonunu geciktirmeye çalışan “İsevi ruhaniler” ve “Mehdi’nin talebeleri” diğer tarafta. İman küfür mücadelesi çerçevesinde küfür devam eder, ama zulüm devam etmez ölçüsü ile olaya baktığımızda, zulüm bu şekli ile devam ederse dünyanın sonu çok ama çok yakın demektir...

  • Çuhadaroğlu

    21.5.2021 00:20:15

    Biz, ferec ve ferah ve sürur ve fütuhat isteriz. Fakat kâfirlerin kılıncı ile değil. Kâfirlerin kılınçları başlarını yesin; kılınçlarından gelen faide bize lâzım değil. Zâten o mütemerrid ecnebilerdir ki, münafıkları ehl-i imana musallat ettiler ve zındıkları yetiştirdiler. Lem'alar - 105 Çünki onlarda öyle dehşetli bir firavunluk bir hodgâmlık hükmediyor; değil Kur'an'a, İslâm'a yardım, belki kendine tâbi' ve âlet etmekle elini uzatır. Öyle zalimlerin kılınçlarına dayanmak, hakkaniyet-i Kur'aniye elbette tenezzül etmez. Ve milyonlarla masumların kanıyla yoğrulmuş bir kuvvet yerine, Hâlık-ı Kâinat'ın kudret ve rahmetine dayanmak, ehl-i Kur'an'a farz ve vâcibdir. Gerçi zındıka ve dinsizlik, o boğuşanların birisine dayanıp ehl-i diyaneti ezer. O zındıkanın tazyikinden kurtulmak, onun aksi cereyanına tarafdar olmak bir çaredir. Fakat şimdiye kadar o tarafdarlık, bir menfaat vermeyerek çok zararları dokunmuş. Kastamonu Lâhikası - 208

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı