"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Küresel Marksist Sosyalizm penceresinden Dünya’daki mülteci meselesine bir bakış…

Şükrü BULUT
27 Eylül 2024, Cuma
Dünyamız harika teknolojisi ile küçüldüğünden, hadiselere artık küllî olarak bakmamız gerekiyor. Bu temel paradigma ile hareket ettiğimizde; yerkürede cereyan eden hadiseleri de aynı ölçülerle - inşaallah- değerlendireceğiz.

Asya ve bilhassa İslâm coğrafyasının Batıdaki belli bir ideolojiye sahiplerce otuz seneye yakındır işgalini;  Irak Savaşını, Arap Baharını, Suriye Savaşını, Ukrayna Savaşını ve nihayet Gazze katliamını aynı çerçevede  tahlil etmeyenleri -cahil kabul etmediğiniz takdirde- kötü niyetli olduklarına inanırız. Domino etkisi ile gelen bu felâketleri başlatan-ları, buradan hasıl olan menfaatleri toplayanları, güç devşirenleri ve psikofizik projeleri uygulayan-ları aramayanların ne kadar zalim ve hukuktan uzak olduklarını anlamış oluruz.

Bu küresel hareketliliği -doğrusu savaşı- kullanarak millî devletlerin sermayesini kontrollerindeki şirketlere aktaran aktörleri ve demokrasileri kapital ile madara eden organize çeteleri nazara almayanlara insan nazarıyla bakabilir misiniz?

Hâkim medyanın bize verdiği gözlükleri bir tarafa koyalım. Onların dünya efkâr-ı ammesini hapsetmeye çalıştığı labirentlerin üzerine çıkarak hadiselere dışardan bakalım. Ekonomi ve siyaset ile sarhoş edilmiş kavga hâlindeki sokaklardan ayrılıp şehrin seyir tepesine çıkalım. Az da olsa; teknolojinin getirdiği yeni imkânlar buna fırsat veriyor. Yeter ki elimizde hakikatli haritalar, sağlam paradigmalar, doğru tanımlar ve çevremizde insaniyetini henüz kaybetmemiş aynalarımız olsun.

11 Eylül’ün bizdeki 12 Eylül’ün devamı olduğunu sonradan öğrenmiştik. Levi Straus’un temsilcisi Troçkici Henry Kissinger’in 11 Eylül sabahı ABD medyasına verdiği demeç ile Pentagon öncülüğünde Neoconların        kontrollerindeki ordular önce Afganistan’a ve sonra Irak’a yürümüşlerdi. Bildiğiniz hikâyeler, yalanlar, iftiralar ve desiseler… ABD’nin saygın(!) eski dışişleri bakanı tarafından bildiri olarak dünyaya anlatılmıştı. 11 Eylül etrafındaki o gülünç hikâyeler… El-Kaidenin ABD binalarını yerle bir eden uçakları… Saddam’ın kıyamet topu ve kimyasal silah depoları… Aman Allah’ım… Her hatırla-dığımızda insaniyetimizden uta-nıyoruz. Fakat günümüzde yine ABD’de iktidara aday olmuş o müptezel Neoconlar (Kamala ve ekibi) utanmadan masumları katlettikleri dünyada, masumların huzurunda konuşabiliyorlar.

Bir dünya ihtilali olan 11 Eylül ile birlikte Asya ve Afrika’da onlarca millî devletlerde yangınlar çıkartılarak iç savaşlar başla-tılacaktı. Evleri yıkılan ve şehirleri yaşanmaz hâle gelenlerin ellerine broşürler verilip “istikamet Avrupa” denilecekti… “Madem ki ülkenizi yakıyorlar, sizi kabul etmek zorundalar”.  Zaten gidilecek başka coğrafya da yoktu. İşte bu günlerde Angela Merkel ile George Soros Almanya’da birlikte bir vakıf kuracaklardı. Bu vakfın imkânlarıyla insanlar Akdeniz’e açılacaklardı. Kurtulabilenler, Malta ve İtalya üzerinden AB’ye dahil olacaklardı. Soros’un o günlerde gazetelere verdiği beyanları tekrar okumak lazım. Soros’un mahiyetin bilen hemşehrisi Viktor Orban’ı dünya diktatörü ilan edenler, Açık Toplum Vakfı’nın Budapeşte’deki “dolaplar”ını bilmiyorlardı. Fakat Macar halkı; meşhur Popper’ın talebesi bu Yahudî işadamının kuyruğuna artık teneke bağlayarak kovalıyor-lardı. Soros Merkel’e sesleniyordu. Tıpkı bizim Reis’in seslendiği gibi… AB’ nin her sene bir milyon mülteciyi alma mecburiyeti varmış… Maalesef olaylara içerden bakanlar; hem  küreselcilerin sözcüsü Soros’u, hem Marksist Merkel’i ve hem de onlara kol kanat geren diğer politikacıları alkışlarken, ülkesine mülteci kabul etmeyen Orban’ı da şeytanlaştırdılar.

Yeşil Kuşak hikâyesini hatırlıyorsunuz. Moritanya’dan Pencap’a… Her yer  tutuşturul-muştu. BOP haritasını revize eden Condoleezza Rice ve ekibi, projesiyle iftihar ediyordu. Bir taraftan Pentagon üzerinden Amerikan Yüzyılı giysileriyle katliamlarda bulunan Neoconlar, diğer yandan turuncu devrimler, sosyal değişim projeleri, Kişisel Gelişim furyaları, töre cinayetleri, köpekbalığı fonları, çekirge sürüleri ve nihayet cinsiyet devrimleriyle sosyal Marksistler (neoliberaller) el ele verip dünyayı yaşanmaz hâle getirebilmek için ittifak etmişlerdi. Bu sürekli devrimlerin tetiklediği çatışmalar neticesinde yurtlarını terkeden on milyonlarca insanların, AB veya Amerika’ya ulaşabilmek için yollarda kaybettikleri canları/değerleri biliyorsunuz.

Cinayeti işleyenler kendileri, cenazede gözyaşı dökenler yine kendileri… Ve öldürdükleri kişinin tabutunu sloganlar eşliğinde nümayişlerde dolaştıranlar da kendileri… Silâhı ve tetikçiyi bulan da kendileri… Yani küresel devrimci Marksistler… Birileri resmî üniformalar içinde ve üzerlerinde cinayette kullandıkları kimlikler… Diğerleri ise sivil… Fakat birlikte hareket ettiler… Birlikte yurtları yaktılar, yağmaladılar… Ve gazetelerinde başka faillerin  isimlerini yazdılar. 

Okunma Sayısı: 993
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Süleyman

    27.9.2024 18:54:51

    Küreselcilerin iki önemli düşmanı var görünüyor. Birincisi semavi inançlar. İkincisi Doğru hürriyetler. Bu iki mukaddese kim itiraz ediyorsa, işte onlar insanlığı istemiyorlar. Ellerinize sağlık önemli bir konu

  • Nur

    27.9.2024 15:24:22

    Global dinsizleri bilmeyenler, siyasette sınıfta kalmaya mahkum. Gidişat bunu gösteriyor.

  • Ergin Akın

    27.9.2024 15:23:08

    Risaleinurların açısından bakmayanlar üçüncü dünya savaşını bekleyedursunlar. Böyle bir savaş olacaksa hangi millet hangi millet ile savaşacak? Bilen varsa lütfen yazsın. Memnun olurum.

  • Salih

    27.9.2024 14:06:59

    Ahirzamanın fitnelerini Risaleinurdan okudukları halde, bir akpli veya cami cemaati gibi dünya olaylarına bakanlara bakıp şaşıyorum. Deccali, süfyanı vesaireyi unutmuş olaylar hakkında fetva veriyorlar. Çok garip. Allah sonumuzu hayır etsin.

  • irfan

    27.9.2024 13:31:44

    Şeytanın bu zaman daki temsilcilerini gösteren,anlatan idrak etmemizi sağlayan güzel bir yazı.delil arayanlara da delil olarak gösterilebilecek biz yazı olmuş Kaleminize sağlık hocam.

  • Burhan

    27.9.2024 12:58:46

    Yani, Hazret-i Yâkuptan sorulmuş ki, “Niçin Mısır’dan gelen gömleğinin kokusunu işittin de, yakınında bulunan Kenan Kuyusundaki Yusuf’u görmedin?” Cevaben demiş ki: “Bizim halimiz şimşekler gibidir; bazan görünür, bazan saklanır. Bazı vakit olur ki, en yüksek mevkide oturup her tarafı görüyoruz gibi oluruz. Bazı vakitte de ayağımızın üstünü göremiyoruz.” işte öylede bizdeki saf kardeşlerimiz ayaklarının önlerini malesef göremiyor ve şeytanın vesveselerinin sağ taraftan geldiğini biliyorda malesef konduramıyor.Allah başta müslüman aklı başında insanlarımızı muhakeme edip hakim cereyanların rüzgarlarına kapılmamayı nasip etsin .

  • Himmet

    27.9.2024 12:57:10

    Ahirzamanın insanlık düşmanları, cehaletten faydalanıyorlar. Dünyamızı sömürüp bizi fukara bırakıyorlar. Biz de cehaletimizle birbirimizin boğazına sarılıyoruz. Düşmanını tanımayan onun şerrinden kurtulur mu? Neocon ile neoliberalleri tanımadan Amerika ve Batıyı suçlayan ahmaklar kurtulur mu? Kaleminize sağlık, kalbinize genişlik diliyorum Allah’tan.

  • Demokrat Avrupa

    27.9.2024 12:35:53

    Olaylara yüzeysel ve araştırmaksızın bakanların resmin bütününü göremedikleri malum…Malum olmasına rağmen işin en ilginç tarafı da tam bunların faillerin tanınmasında ve teşhis edilmesinde en büyük engeli oluşturmaları…Neocon-neoliberal ittifakı tezgahı hazırlıyor, uygulamaya sokuyor ve ondan sonra izliyor…Zira neocon-neoliberal ittifakına suçlamalar başladığında resmin bütününü göremeyenler bu şer ittifakın önünde farkına varmadan set oluşturarak başkalarını yanlış tanımlamalarla suçlamaya hazır…

  • Numan

    27.9.2024 11:24:59

    Çok yerinde tedbirler. Olaylara bütünlük ve süreklilik penceresinden bakılmadığında, sosyal yaraları doğru teşhis edemiyoruz. Tebrik ediyorum.

  • Hüseyin T

    27.9.2024 08:51:28

    Arap baharının Arap karabasanına evrilmesinden bu yana, geçen 13 yılda yitip giden canlar, sönen ocaklar, yerinden yurdundan edilmiş milyonlar, bizlere müslümanların tarihten ders almadıklarını , washington/ londra/ moskova hattında pişirilen stratejik planların, duruma göre değişen taktiklerin, islam coğrafyasında vücut bulduğunu gösteriyor . Suriye, Irak, Libya, Afganistan müslümanların yardımıyla adeta bir laboratuvar olarak kullanıldı.Şimdi dağıtılan etrafı toparlamanın, ilişkileri başka bir merhaleye taşımanın zamanı..askeri ve  ekonomik yönden yapılmış harcamalar ve masraflar yine müslümanlardan karşılanmak suretiyle bölgedeki güçlerini organize ediyorlar.. Batının islam coğrafyasındaki hükümranlığı, müslümanların geleceği öngörememesi, stratejik planları deşifre edememeleri, demokrasiden/ adaletten/ muhabbetten/ uhuvvetten/ bilimden ve akıldan uzak oldukları müddetçe devam eder...

  • S.topuz

    27.9.2024 08:01:56

    ..."(Peygamber s.a.v.) İşte -nakl-i sahih-i kat'î ile- ashabına haber vermiş ki: "Siz umum düşmanlarınıza galebe edeceksiniz; hem Feth-i Mekke, hem Feth-i Hayber, hem Feth-i Şam, hem Feth-i Irak, hem Feth-i İran, hem Feth-i Beytü'l-Makdis'e muvaffak olacaksınız. Hem o zamanın en büyük devletleri olan İran ve Rum padişahlarının hazinelerini beyninizde taksim edeceksiniz!.." Haber vermiş, hem "Tahminim böyle" veya "Zannederim" dememiş. Belki görür gibi kat'î ihbar etmiş, haber verdiği gibi çıkmış. Halbuki haber verdiği vakit, hicrete mecbur olmuş. Sahabeleri az, Medine etrafı ve bütün dünya düşmandı."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat - 101 Nasrum min Allahi ve FETHUN garîb! Ve BEŞŞİRİS SÂBİRÍN! 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😥😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    27.9.2024 07:53:25

    "SEKİZİNCİ MES'ELE: Rivayetler, Deccal'ın dehşetli fitnesi İslâmlarda olacağını gösterir ki, bütün ümmet istiaze etmiş. لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Bunun bir tevili şudur ki: İslâmların Deccal'ı ayrıdır. Hattâ bir kısım ehl-i tahkik İmam-ı Ali'nin (R.A.) dediği gibi demişler ki: Onların Deccal'ı Süfyan'dır. İslâmlar içinde çıkacak, aldatmakla iş görecek. Kâfirlerin Büyük Deccal'ı ayrıdır. Yoksa Büyük Deccal'ın cebr ve ceberut-u mutlakına karşı itaat etmeyen şehid olur ve istemeyerek itaat eden kâfir olmaz, belki günahkâr da olmaz."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Şualar - 585 Beytü'l-Makdis, Filistin, Gazze ve Lübnan cıvarları ve Âlem-i İslâmdaki yangınlar, Katliamlar ve tahribatlar gösteriyorki, itaat etmeyenler katlediliyor, Şehîd ediliyor maalesef! Allahümme ecirna min fitnetil Deccâli ve Süfyân! 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😪😭😥😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Eddai

    27.9.2024 00:38:32

    Bir virüs nasıl çalışıyorsa, aynen öyle çalışıyorlar: „Virüsler, DNA veya RNA'dan oluşan genetik materyale ve koruyucu bir protein kapsüle sahip olan, metabolik olarak bağımsız mikroorganizmalardır ve çoğalmak için konakçı hücrelere ihtiyaç duyarlar. Virüsler, konakçı hücrelere bağlanarak içeri girer, genetik materyallerini enjekte eder, hücreleri yeniden programlar, yeni virüs parçacıklarını üretir ve salınarak diğer hücreleri enfekte eder. Bu döngü, virüslerin hızla yayılmasına ve hastalığa neden olmasına yol açar.“

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı