"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Küresel zındıka cereyanları ve Bediüzzaman Said Nursî…

Şükrü BULUT
11 Nisan 2022, Pazartesi
Başlığımızın bir köşe yazısından ziyade, geniş çaplı bir çalışmayı tedai ettirdiğini, okuyucularımız hatırlatmadan önce biz söyleyelim.

Risale-i Nur külliyatını bir bütün olarak nazarda tutan araştırmacılarımız; Said Nursi’nin bu kelimeyi mana, muhteva, muhatap ve mücahede gibi onlarca farklı üslupta kullandıklarını bilirler. Şahısların ve olayların çok ötesinden; sıfatlamaları, vazifeleri, hedefleri, verdikleri zararları itibarıyla bu kelime çeşitli şekillerde kullanılmıştır. Onun tarihçe-i hayatını bilenler, Kur’an ve insaniyet düşmanları olarak da nitelediğimiz zındıkanın, daha çok İstanbul’a ilk gelişleriyle keşfettiklerine şahit oluyoruz. Fatih Şekerci Han’daki ilmi mübahaseleri, Medresetüzzehra projesi için Saray’a yaptığı müracaatlar, azınlıklardan oluşan doktorlar heyetiyle mücadelesi, Toptaşı macerası ve nihayet Meşrutiyetin ilanıyla ortaya çıkan meşhur “Hürriyete Hitap” nutkuyla; dinsizlik cereyanlarının İstanbul temsilcileri Bediüzzaman’ı tanımış oluyorlardı.

Onun Avrupa’daki küresel cereyanlarca tanınması için, Meşrutiyeti İttihatçılarla birlikte Selanik Hürriyet meydanında anlattığı hitabesinin yeterli olduğunu düşünüyoruz. Zındıkanın güney kanadını (Avrupa’ya göre) teşkil eden sivil ihtilalci ve sefahat merkezli kanadının o günkü temsilci Emmanuel Karasso ile Bediüzzaman arasında geçen diyaloğu merak edenler, yine Üstadın tarihçe-i hayatına bakabilirler. Çok dahi insanları “tatlı ve ikna kabiliyeti yüksek” üslubuyla tarafına çekebilen Karasso’nun Said Nursi karşısındaki mağlubiyeti, onları düşmanlığa sevk edecekti. Nitekim dokuz ay sonra, zındıkanın teşebbüs ettiği ihtilâldeki hedeflerinden birisi de Bediüzzaman’ın infaz veya imhası olduğunu, İzmit’ten İstanbul Bekir Ağa Bölüğüne nezarete getirilen Bediüzzaman ile Selanikliler (dönmeler) arasındaki söz düellosundan anlıyoruz. ”Yirmi beş sene evvel Divan-ı Harb-i Örfî’de kendi idam kararını beklerken, sebepsiz, kalbsiz, rütbeli iki adam, mahpus olduğu koğuşa tahkir için geldikleri zaman gayet acip bir surette söylediği o hale mahsus meşhur bir şetmi üç defa zâlim ve garazkâr ehl-i dünyaya karşı sarf ediyor, “Benden ne istiyorsunuz?” diye bağırarak tekrar ediyor, sonra susuyor. Aynı dakikada zabıta köşkü basmak için (1908’deki halet-i ruhiyenin 1935’teki tekrarı…) yedi-sekiz polis köşkün etrafına girdikleri zamana tevafuk ediyor.” (Sikke-iTasik-i Gaybi, s.27)

Kur’an ve insaniyet-i Kübra davasını üstlenen Bediüzzaman’ın vücudunu ortadan kaldırmayı programlarına alan küresel zındıka komitelerinin Said Nursi’yi hem Bitlis’te başlayan Rus esaretinde, (1916) Kostroma’daki esirler kampında, Savaş sonrası Batıya yaptığı St. Petersburg ve Almanya yolculuğunda (1918) kendilerini mütemadiyen takip ettiklerini gelişen hadiselerden ve bazen görgü şahitlerinden öğreniyoruz. Çok ilginçtir ki; esirler kampında kendisini öldürmek isteyen bu komiteye karşı Rus hükümeti, Osmanlı komutan Said Nursi’ye koruma tahsis edecekti. Esaret dönüşünde, aynı dinsizlik komitelerinin İstanbul’da da hedeflerinden kopmadığını, eserlerinde birkaç defa medar-ı bahsettikleri bir hatırasından anlıyoruz. Dârü’l-Hikmet’te çalışırken, heyetteki arkadaşı merhum Seyyid Saadettin Paşa’nın kendisine aktardığı bir bilgiden bahseder: “Otuz sene evvel Dârü’l-Hikmette âza iken birgün arkadaşımızdan ve Dârü’l-Hikmet âzâsından Seyyid Sâdeddin Paşa dedi ki: “Katî bir vâsıta ile haber aldım; kökü ecnebîde ve kendisi burada bulunan bir zındıka komitesi senin bir eserini okumuş, demişler ki, ‘Bu eser sahibi dünyada kalsa, biz mesleğimizi, yani zındıkayı (dinsizliği) bu millete kabul ettiremeyeceğiz. Bunun vücudunu kaldırmalıyız’ diye, senin îdâmına hükmetmişler; kendini muhâfaza et.” Ben de, “Tevekkeltü Alellah, ecel birdir, tegayyür etmez” dedim. İşte bu komite, otuz sene, belki kırk seneden beri hem tevessü’ etti, hem benimle mücâdelede herbir desîseyi istimâl etti. İki defa imhâ için hapse ve on bir defa da beni zehirlemeye çalışmışlar.” (Emirdağ Lahikası,s.440)

Zındıkanın buradaki hücumunun direk Kur’an’a ve Kur’an’daki büyük hakikatleri yazması cihetiyle de Bediüzzaman’a olduğunu, mektubunun devamındaki bilgilerden anlıyoruz.

Küresel zındıka cereyanlarını anlamaya çalışırken, dünyamızın geçirmekte olduğu ictimai ve sosyolojik değişimleri de nazarda tutmamız gerekiyor. Medeniyetin yeni harikaları, küresel ulaşım ve haberleşmede varılan uç noktalar, devlet ve milletlerin bünyelerine sızarak onlara hâkim olmaya çalışan dinsizlik cereyanlarının mahiyetleri gibi, mevzuyu anlamamıza yardımcı olacak noktalara da bakmamız gerekiyor. Belki de hem İslamiyet’in ve hem de insaniyet ve fıtratın can düşmanı olan ahir zaman fitnesinin tesisinde söz konusu cereyanların rolünü de incelememiz lazım… İnşaallah devam edeceğiz...

Okunma Sayısı: 1999
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Gökmen

    13.4.2022 03:07:25

    Abd büyük israili putinin eliyle yerle bir ediyorsa bu nasıl bir yahudi oyunu ki Yahudileri rusun eliyle yok ediyor

  • Osman Gökmen

    13.4.2022 03:06:57

    Yalnız büyük israil olmaya aday bir ukraynayı Abd Rusyanın eliyle niye yerle bir eder?Bu mantığa göre Abd zelenskiyi ve ukraynayı harap olmaktan kurtarmalı değil mi

  • Osman Gökmen

    13.4.2022 03:04:52

    Sizin yazılarınız acil olarak risalei nurdaki bazı meselelerin günün ihtiyaçlarına göre tefsir edilmesini düşündürüyor Anlam haritamızda yerine doğru oturmalı her şekil

  • Osman Gökmen

    13.4.2022 03:02:11

    Abi yazılarınız bizi risalei nuru tefsir konusunda acil birihtiyaç noktasına taşıyor Teşekkür zihin açıcı her cümle için

  • Hıdır Yıldırım

    12.4.2022 14:42:15

    Hazreti Adem (A.S) ile başlayan iman ve küfür mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir. Allah yolunda istikamette gidenleri Cenab-ı Allah İnayeti altına almıştır. İdam kararları, defalarca zehir vermeler Bediüzzaman hazretlerini davasından çevirememiştir. Zındıka cereyanları kıyamete kadar devam edecektir. Allah ehli imanı bu şerirlerin fitnesinden muhafaza etsin.

  • Niyazi Nur

    12.4.2022 00:01:27

    Deccalizmin bayraktarlığını hep yahudi kökenli şahıs ve cemiyetlerin yapageldiğini, kullanılan değişik ve farklı isim ve formlarla bunun zamanımızda da aynen devam ettiğini unutmamak gerekli ve bunu hep nazarda tutmalı. Yahudi kökenli Zelenski’nin Ukrayna için söylediği “Büyük İsrail olacağız” sözü bu açıdan da manidar ve ibret vericidir.

  • Ahmet

    11.4.2022 15:14:53

    Yazdıklarınızın mana veya meal olarak Risale-i Nur'dan olması, kaynağın kudsiyeti prensibiyle istifademizi arttırıyor, hocam. Kaleminize kuvvet.

  • Esma

    11.4.2022 15:09:44

    Risalelerdeki bu önemli mevzunun çerçevesini çıkarmanızı istiyoruz, ağabey. Allah zihninize ve hafızanıza berraklık verdin. Amin.

  • Ali Yılmazcan

    11.4.2022 10:04:23

    Bu konudaki yazılarınızı bekliyoruz. Günümüzdeki temsilcilerini daha net tanımak isteriz.

  • Sertaç LÜSER

    11.4.2022 08:25:03

    "bu komiteye karşı Rus hükümeti, " şimdi de mücadele ediyor.Küresel zındıka cereyanları,ismi genel manada kullanılan örgütlerle çepeçevre sarmaya çalıştıkları ülke ve milletleri,sadece büyük başlar göremiyor.Bakış açılarımızı tazelediğimizde bugünkü oynanan senaryo altında geçmiş perdelerin olduğu aşikar.Zındıkanın hücumu her türlü silah ile maksada ilerliyor bu silah sosyal medya,cerbezelik,meddahlık ve göz önünde şov yaparak işliyor.

  • S.topuz

    11.4.2022 07:46:07

    "bu kur'an müslümanların elinde kaldıkca, biz müslümanlara hakiki hakim olamayız. ya kur'anı onlardan almalıyız, veya onları kur'andan soğutmalıyız " haber-i meşumu duyunca; " ben de kur'anın sönmez ve söndürülmez bir manevi güneş hükmünde olduğunu bütün dünyaya isbat edeceğim ve göstereceğim", diyen ve haykıran ve dahi göstermiş olan da büyük üstad bedıüzzamanın 'dir.!...hürmetle muhterem hocam.

  • S.topuz

    11.4.2022 07:22:54

    "Kat'î ve sahih rivayette var ki: "İsa Aleyhisselâm büyük Deccal'ı öldürür." Vel'ilmü indallah, bunun da iki vechi var: Bir vechi şudur ki: Sihir ve manyetizma ve ispirtizma gibi istidracî hârikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccal'ı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek; ancak hârika ve mu'cizatlı ve umumun makbulü bir zât olabilir ki: O zât, en ziyade alâkadar ve ekser insanların peygamberi olan Hazret-i İsa Aleyhisselâm'dır." Şualar - 587

  • S.topuz

    11.4.2022 07:20:49

    " Madem hakikat budur. Telaşsız ve ihtiyat içinde kemal-i sabır ve şükürle, hakkımızda cereyan eden kaza ve kader-i İlahî ve bizi himaye eden inayet-i İlahiyeye karşı teslim ve tevekkülle ve buradaki kardeşlerimizle de hâlisane ve tesellikârane ve samimane ve mütesanidane hakikî bir ülfet ve muhabbet ve sohbetle ramazan-ı şerifte hayrı birden bine çıkan evradlarımızla meşgul olup ilmî derslerimizle bu cüz'î, geçici sıkıntılara ehemmiyet vermemeğe çalışmak büyük bir bahtiyarlıktır. Ve Nur'un pek ehemmiyetli bu imtihanındaki tesirli dersleri ve muarızlara kendini okutturması, ehemmiyetli bir fütuhat-ı Nuriyedir." Şualar - 508

  • S.topuz

    11.4.2022 07:19:38

    "Bütün ruh u canımla hattâ nefs-i emmaremle beraber Risale-i Nur'un ve sizlerin selâmetine, şahsıma gelen bütün zahmetleri manevî sevinç ve memnuniyetle kabul ediyorum. Cennet ucuz olmadığı gibi, Cehennem de lüzumsuz değil. Dünya ve zahmetleri fâni ve çabuk geçici olduğu gibi, bize gizli düşmanlarımızdan gelen zulüm de mahkeme-i kübrada ve kısmen de dünyada yüz derece ziyade intikamımız alınacağından, hiddet yerinde onlara teessüf ediyoruz." Şualar - 508

  • Bülent Bektaş

    11.4.2022 05:47:25

    Teşekkürler Cok güzel bir yazı olmuş Emeğinize sağlık

  • Hüseyin T

    11.4.2022 05:30:08

    Küreselleşme ile birlikte ademoğlu her ne kadar birbirlerine yakınlaştıysa da bir o kadar birbirinden uzaklaştı. yalnızlığa, hastalığa, çaresizliğe iklim değişikliğine ve yoksulluğa yakalandı.Gün geçtikçe temiz havaya suya ve toprağa ve gıdaya hasret kaldı. Kapitalizm ve neoliberalizm kürei arzdaki kaynakları hızla tüketti ve ekosistemi geri getirilemez düzeltilemez bir oranda kalıcı olarak bozdu..Kürei arzın fabrika ayarlarına dönmesi imkansız hale geldi . Yerel virüsler ve hastalıklar mallarla birlikte kıtaları şehirleri köyleri dolaştı.. Küresel ve yerel kapitalistler ile neoliberallerin dinleri dilleri kıtaları ve renkleri farklı olsa da davranış tutum ve alışkanlık olarak birbirlerine çok benzerler.. Dünyanın eski haline dönmesi imkansız, kürei arz canlı bir gezegenden ölü bir gezegene doğru hızla ilerliyor..

  • Hüseyin Yilmaz

    11.4.2022 03:39:59

    Maaşallah doyurucu mahiyette biz yazı. Onlar (yani zındıklar) istemesede " Allah Nur'unu " tamamladı inşaallah...!!!!

  • M. Aydın

    11.4.2022 01:26:41

    Küresel zındıka komitesi dünyanın fikrini afaka dağıtarak, aldatarak gizli emelleri olan kominizm doktrinlerini uygulamaya çalışıyor ve çaktırmadan fıtratı bozarak kendi tekel yönetimini kurmaya çalışıyor. Bunu deşifre eden güzel bir analiz.. Tebrikler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı