Münih’ten Sezai Mumcu: “Kabir taşlarında kadın veya erkeğin isminin önüne Hacı ifadesi yazmakta mahzur var mıdır? El Baki Hüve’l Baki lâfz-ı mübareğini Arapça yazdırmak muhakkak en doğrusu; fakat o beldede bunu yapabilen yoksa Lâtince yazdırmak nasıl olur?”
Kabir taşlarına yazı yazdırmak mübalâğalı olmamak kaydıyla mubahtır. Erkek veya kadın eğer hacca gitmişlerse genel âdet çerçevesinde isimlerinin önüne hacı yazdırmakta bir mahzur yoktur. Bununla beraber yaptığı bir ibadetten ötürü halk arasında aldığı bir unvanı kabir taşına yazdırmakta bir fazilet de yoktur. İbadette esas olan, ibadeti Allah’ın kabul etmesi ve eğer hac ise mebrur hacdan sayması; namaz, oruç veya zekât ise makbul saymasıdır.
Kabir taşlarına El Baki Hüve’l-Baki lâfzını yazdırmak da âdet-i İslâmiyedendir ve mubahtır. Kabrin bulunduğu beldede Arapça yazı bilen yoksa bile, Arapça fontlar temin edilerek resimleme usûlü ile kabir yazıcılarının bunu yazması mümkündür sanıyorum. Ve eğer yazdırılacaksa Arapça yazdırmak daha güzeldir. Bununla beraber buna imkân bulunamaz ise Latince yazdırılmakta bir beis yoktur.
KUR’ÂN’DA EN ÇOK ZİKREDİLEN ÂYET: BESMELE
Nadide Hanım: “Kur’ân’daki besmeleler 114 defa mı nazil olmuştur? Yoksa bir defa nazil olup her sûrenin başına mı konmuştur?”
Besmele’nin Kur’ân’dan bir âyet olduğunda şüphe yoktur. Neml Sûresinin 30. âyetinde âyetin bir parçası olarak geçmektedir.
Kur’ân’ın bu âyetinde Hazret-i Süleyman’dan (as) bir mektup alan Belkıs’ın, çevresinde bulunan yaverlerine: “Ey kavmimin ileri gelenleri. Bana bir mektup bırakıldı. Süleyman’dan geliyor ve ‘Bismillâhirrahmânirrahîm’ kelimesiyle başlıyor” dediğini öğreniyoruz.1
Besmele’nin Kur’ân’da 114 defa nazil olduğu görüşü de var; bir defa nazil olduğu ve sûrelerin arasını ayırmak için her sûrenin başına teberrüken konduğu görüşü de. Birinci görüş İmam-ı Şâfiî’ye ait. İmam-ı Şâfiî’ye göre Besmele tek bir âyet olduğu halde Kur’ân’da 114 defa nazil olmuştur.2
Nitekim İbn-i Abbas (ra) bildirmiştir ki: “Besmeleyi terk eden Allah’ın kitabından 114 âyet terk etmiş olur.”
Ebû Hüreyre (ra) dedi ki: Allah Resûlü (asm) bildirdi: “Fâtiha Sûresi yedi âyettir. Bu âyetlerin ilki ‘Bismillâhirrahmânirrahîm’ âyetidir” 3
Besmele için önemli olan “nâzil olmuş bir âyet” olduğu gerçeğidir. Her sûrenin başında okunuş şeklinin de vahye dayandığında şüphe yoktur. Binâenaleyh, besmelenin Kur’ân’dan bir âyet oluşu, her hayırlı işimizde dilimizden düşürmemek açısından yeterli bir hakîkattir.
SADAKADA İSRAF OLMAZ
CTI rumuzlu okuyucumuz: “Sadaka vermekte israf olmaz deniyor; bu ne demektir?”
Müstehak olanlara ne kadar çok sadaka verilse bile, israf olarak değerlendirilmez. Hayır ve hasenât yolunda yapılan harcamalara, ne kadar fazla olursa olsun, israf nazarıyla bakılmaz.
Ancak israfta da hiçbir hayır yoktur. İmam-ı Azam (ra) bu hakikati şu veciz sözüyle ifade etmiştir: “İsrafta hayır olmadığı gibi; hayırda da israf yoktur.”
Hayır veya sadaka verirken, muhatabımızın gerçekten buna müstahak olup olmadığından emin olmamızda fayda vardır. Fakir de olsa müsrif veya süflî harcamalar yaptığından emin olduğumuz birisine sadaka vermektense; muktesit olan veya kötü yollarda harcama yapmadığına inandığımız bir fakire yardımda bulunmak daha hayırlıdır.
Kişilerin gerçek halini bilmiyor isek, hayır yapmak veya yapmamak hususunda kanaatimizi kullanabiliriz.
Ama aşağılayıcı sorularla insanları incitmek doğru değildir.
Dipnotlar:
1- Neml Sûresi, 27/29-30.
2- Sözler, s. 17.
3- Elmalılı Tefsiri, 1/16.