İstanbul’dan Hamdi Göcek: “1. Yüksek enflasyonda paramızın değerini “meşru yoldan” korumak için ne yapabiliriz?
2. Sünnet kelimesi sadece peygamberimizin (A.S.) davranışları için mi kullanılır? Yoksa alim bir zatın hareketleri/tavırları da aynı kelime ile ifade edilebilir mi? 3. Eşimin ev işlerine yardım ederken o da bir fırsat bulup mesela Kur’an okusa ya da namazını kılsa o sevaptan (Sebep olan fail gibidir sırrınca) ben de sevap kazanır mıyım?”
Helal Yatırım Araçları
Paranın olmaması bir dert, olması bin dert demişler. Böyle paranın her gün değer yitirdiği zamanlarda paramızı nasıl korumamız gerektiği önemli bir sorudur. Çünkü fazla para elimizde kalsa değeri kayboluyor.
Öncelikle elimizde fazla parayı bekletmemek lazım. Paranın zekatını ve sadakasını hesaplayıp, bekleyen paranın içinden derhal vermek lazım. Parayı azaltır diye düşünmek abesle iştigaldir. Paranın öylece durması kendi kendini daha fazla tüketiyor. Zekatını verdiğimizde ise para kendini inşallah koruyor.
Ardından helal yatırım araçlarına yönelmemizde sakınca yoktur. Stokçuluk yapmayalım. Ama helal araçlara yönelerek, aynı mallardan insanların daha ekonomik biçimde faydalanması belki sağlayabiliriz.
Ticaret yapanlar için helal yatırım araçları bellidir. Satışını yaptıkları mallara daha çok yatırım yapabilirler. Para nakit olarak durmaktansa, fiyatı yükselen bir mala yatırıldığında en azından değerini fazlasıyla koruyacaktır. Ticaret ehli olmayanlar da, mergup bir mal bulmaları halinde, vakitleri de müsaitse alış yapıp, işi hafif ticarete çevirebilirler. Helal biçimde kâr elde edebilirler.
Bu da olmuyorsa, eldeki tembel parayı bekleteceklerse, altın veya döviz gibi bir değer üzerinden bekletmeleri paranın değerini koruması açısından daha önemlidir.
Ancak faize yatırmak helal değildir.
Sünnet Üzerine
Sünnetin bir kelime manası, bir de ıstılahî manası vardır. Kelime olarak sünnet, yol, gidişat, bir mesleğe mahsus prensipler, hedefe ulaştıran kurallar gibi manalara gelir.
Sünnet dendiğinde genelde ıstılahî manası akla gelir ki, Hazret-i Muhammed’in (asm) vahye dayalı nurlu yolu demektir. Adeta bu mana zihinlerde perçinlenmiştir. Bu mana, diğer manaları yutmuştur.
Sünnet kelimesi, çocukların sünnet edilmelerine ise özel alem olmuştur. Sünnetin ıstılahî manası herkesçe bilinir ve kullanılır. Mesela,“Ümmetimin fesada uğradığı zamanda kim benim sünnetime uysa, ona yüz şehidin ecri ve sevabı vardır.”1 Hadis-i şerifinde, ümmetin fesada girdiği dönemlerde sünnet, vahye uygun yol gösterici olma özelliği açısından ne derecede önemli olduğu vurgulanmıştır. Çünkü sünnetlerin unutulması, ümmetin fesada girmesini ve bozulmasını netice veriyor.
Âlim bir zatın hareket tarzına da teknik olarak sünnet denebilirse de, örfen böyle denmemiş, sünnet terimi -doğru bir biçimde- sadece Peygamber Efendimiz’in (asm) sünnetlerine münhasır kalmıştır.
Yardımlaşma Sünnettir
Yardımlaşma sünnettir. Ev işlerinde eşine yardım etmek de sünnettir. Sen yardım ederken, eşin fırsat bulduğu sırada namaz kılması veya Kur’ân okuması da güzel bir ibadettir. O esnada “Es-sebebü kel-fail sırrı” da işlediğinden, eşin namazından ve sevabından sevapça sizin hissedar olmanız, sizin sevabınızdan da eşinizin hissedar olması mümkündür.
Rahmette sınır yoktur. Ancak -rahmette mahremiyet sırrı da olması nedeniyle- bu esnada gelen rahmetin keyfiyetini de, kemiyetini de bilme imkânımız yoktur.
Dipnotlar:
1- Lem’alar, s. 127; Feyzü’l-Kadir, No: 9, 171