Bir mü’min için en önemli hâdise, Cehennem azabından kurtulmaktır. Bundan daha büyük bir kurtuluş yoktur. İşte bu bakımdan tesbihatta, “Allah’ım! Bizi Cehennem ateşinden koru!” diye dua ediyoruz.
Eğer bir insan, tâhkîkî îmânı kazanamadan ölürse, “Dünya dolusu altını fidye olarak verse, yine de kurtulamaz.” Zâten dünyada o kadar altın bile yok.
Namaz, niyaz, duâ, ihsan, iyilik, cömertlik ve fakirleri korumak sûretiyle de cehennem azâbından kurtulmak mümkündür. Mücrim ve günahkâr ehl-i cehenneme: “Sizi yakıcı şu cehenneme sokan şey nedir?” diye soracaklar. Ehl-i Cehennem de cevâben: “Biz dünyada iken namaz kılmaz, yoksul ve fakiri de doyurmazdık” diyecekler. (Müddessir, 74/40-43)
Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem: “Yarım hurma ile de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz. Eğer onu da bulamazsanız hoş ve güzel bir sözle bunu yapınız.” buyurmuştur.
Hoş ve güzel söz: Selâm vermek, almak, müjdeleyerek tebliğ yapmak, gam, keder ve sıkıntılı olanları tesellî etmek, ümit aşılamak, güven vermek, güzel duygular ve iyimserlik aşılamak ve mânâ-yı harfi ile olayları okumak ve anlatmaktır.
Hz. Câbirü’l-Ensârî diyor: Bir zât, Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâmdan iyâli (âile halkı) için taam istedi. Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm yarım yük arpa verdi. Çok zaman o adam iyâliyle ve misâfirleriyle o arpadan yediler. Bakıyorlar, bitmiyor. Noksaniyetini anlamak için ölçtüler. Sonra bereket dahî kalktı; noksan olmaya başladı. Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâma geldi, vak’ayı beyan etti. Ona cevâben fermân etti: “Eğer kile ile tecrübe etmeseydiniz hayâtınızca size yeterdi.” buyurdu. (Mektûbât, s.116)
Bir gün sevgili ve şefkatli nebîmiz sallallâhu aleyhi ve sellem, Hz. Âişe’nin kız kardeşi Esmâ’ya hitâben: “Kesenin ağzını bağlama, senin rızkın da bağlanır” buyurdu.
Diğer bir rivâyette ise: “İnfak et, sayma; sana da sayı ile verilir. Malını kilere kapatma; senin de rızkın kapanır” buyurmuştur.
Yukarıdaki mucizeden ve hadisten anlaşıldığına göre; iyilik ve ihsanda bulunmak, cömert olmak, yedirip içirmek ve bereketin kaybolmaması için, gıdâları ve nimetleri; saymamak ve ölçmemek gerekir.
Îman, İslâm, ihlâs, ilim, ihsan, infak, azık, rızık, bereket, takvâ azığı, yardımlaşma, dayanışma, dualaşma, ümit, şevk, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.