"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kin ve nefret doğru bir tepki midir?

Süleyman KÖSMENE
05 Mayıs 2025, Pazartesi
Abdullah Bey: “Kin ve nefret doğru bir tepki midir?”

Keskin Sirke

Kin ve nefrete izin var mı ki, doğru bir tepki olup olmadığını tartışalım. İslam toplumunda bir çıbanbaşıdır. Müslümana karşı kine de, nefrete de izin yoktur. Çünkü kin tutmak manevî bir hastalıktır. Zararı esasen kin tutanın kendisinedir. Sonra ve belki kin tuttuğu kimseye zararı gelir. 

Bediüzzaman’ın şu sözünü hatırlayalım: “Mü’minlerde nifak ve şikak, kin ve adavete sebebiyet veren tarafgirlik ve inat ve haset, hakikatçe ve hikmetçe ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetçe ve hayat-ı şahsiyece ve hayat-ı içtimaiyece ve hayat-ı maneviyece çirkin ve merduttur, muzır ve zulümdür ve hayat-ı beşeriye için zehirdir.”1

Kin ve nefretle beraber, şikak, yani ayrılık, bölünmek, adavet, düşmanlık, menfi tarafgirlik, bölücülük, inat, asla sulh olmamak, haset, kıskançlık….  Bunların hiçbirine izn-i şer’î yoktur. 

Bunların hepsi keskin sirkeye benzer. Önce küpüne zarar verir. Sonra etrafına…

Dinimiz esasen bu düşmanlık argümanlarını önlemek için çok tedbir almıştır: “Bir Müslüman’ın diğer bir Müslüman’a üç günden fazla küs durması haramdır.”2 demiştir mesela. Nitekim küslüklerin en fazla üç günle sınırlandırılması, insanlar arası kini ve nefreti önlemek, barışı ve muhabbeti sevdirmek içindir.      

Kin Beslemiyorum

Bu menfî duyguları önleyen tek silah affetmek ve safhla muamele etmektir. Bu Kur’ân’ın emirlerindendir. Kur’ân, “Eğer affeder, yüzlerine vurmaz, başlarına kakmaz ve ayıplarını, eksikliklerini örter, müsamaha gösterirseniz, bilin ki, şüphesiz Allah da çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.”3 buyuruyor.

Affeden, yüzüne vurmayan, başına kakmayan, eksikleri örten, müsamaha ve musafaha gösteren insan kin gütmez, nefret ekmez. 

Bir gün Resulullah Efendimiz (asm), “Şimdi Cennetlik biri yanınıza çıkıp gelecek.” Buyurdu. Az sonra Sa’d bin Ebî Vakkas (ra) çıka geldi. 

Abdullah bin Amr da bu kişiyi Cennet ehli yapan sırrın ne olduğunu anlamak istedi ve takip etti. Sa’d’ın evine misafir oldu ve sordu. Sa’d:

“Gördüklerin dışında bir şey yapmıyorum, fakat içimde hiçbir Müslüman’a kin beslemiyorum ve Allah’ın verdiği bir hayırdan dolayı kimseyi kıskanmıyorum.”4 dedi.      

Kendimize Ceza Veriyoruz

Kin ve nefret ile biz hiçbir şey elde edemeyiz. Sadece hasım olduğumuz kişiye kendi içimizde ceza vermiş oluyoruz. Oysa aslında farkında olmadan kendimize ceza veriyoruz.  

Öncelikle Müslüman’a hasım olma hakkımız yoktur. 

Hasım olmanın ruhumuza verdiği bir cezadır ki, ruhumuza kin ve nefret tohumu ekilir. Hasım olmayacak isek, kin ve nefret kendiliğinden çözülür.  

Peki hakkımızı savunmayalım mı? Savunalım, ama kin ve nefreti bir iletişim dili kabul etmeyelim.  

İletişim dilimiz sadece konuşmaktır. Konuşmanın şeklini, biçimini, ölçüsünü, dozajını ayarlamakta bir sakınca yoktur. Yani ‘sert konuşsam küstürürüm; en iyisi kin duyayım, nefret edeyim, onu bilsin yeter’ gibi bir ölçümüz yoktur. Kin ve nefret, muhatabımızı sert konuşmaktan daha beter eder. İçimize de düşmanlık eker. 

Hâlbuki sert konuşmak mertliktir, yüz yüzedir. Yüz yüze sert konuşsanız, barışması zor olmaz. Ama yüz yüze kin ve nefretle baksanız, barışması neredeyse imkansızlaşır.

En iyisi sert konuşma mertliğini gösterebilmek ve kinden, nefretten ve diğer hastalıklardan uzak durmaktır.

Dipnotlar:  

1- Mektubat, 22. Mektup

2 -Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23

3- Teğabun Suresi: 14.

4- Müsned, 3/166; Abdürrezzâk, Musannef, 11/287

Okunma Sayısı: 326
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı